ethereal|6

857 97 116
                                        

*umarım keyif alarak okursunuz<3





Yeni aldığım kahveyle bahçeye çıkarken arkamdan koşturan kişinin Felix olduğunu biliyordum. Çok geçmeden bana yetişmiş elini omzuma atmıştı. Kafamı hafifçe çevirip ona baktığımda "Nereye?" diye merakla sormuştu.

"Hava almak istiyorum."

"Okulun dışı mı?"

Kafamı olumsuz anlamda sallayıp "Arkadaki ağaçlı tarafa." dedim.

"Ben de geliyorum o zaman."

Okul binasından çıkıp arka bahçeye doğru giderken ikimizin adının söylenmesiyle öylece kaldık. Bu ses beni rahatsız edecek ve kızdıracak kadar tanıdık geliyordu. Arkamı döndüğümde karşılaştığım kişi sesin tanıdık gelmesinde yanılmadığımı açıkça gösterdi.

Gülerek bize bakarken Felix'le birbirimize baktık. Bakışlarımdan ne demek istediğimi anlamış olacak ki hızla okul binasına yöneldi. Jihoon ise hala gülerek bana bakıyordu. Elimdeki kahve bardağını fırlatıp ona doğru hızlı adımlarla ilerledim.

Onu sertçe itip "Ne işin var burada?" diye bağırdığımda o pislik gibi gülmeye devam ediyordu.

"Beni özlediğinizi düşünmüştüm Jeongin." dedi üzülmüş gibi yaparak.

Sinirden yumruk yaptığım elim tutulunca gelen kişiye baktım. Felix'ti. "Merak etme Minho'nun yanında Beomgyu var." diyerek kulağıma fısıldadığında Minho hyung ve Beomgyu dışında herkesin geldiğini fark etmiştim.

Jihoon iki elini açarak iğrenç gülümsemesiyle "Beni özlediniz değil mi?" demişti.

Seungmin ona doğru bir hamle yaptığında Chan hyung onu kolundan tutup çekmişti. Jihoon'un önüne geçip "Geri döndüğünü söyleme sakın." demişti. O an fark ettiğimde Jihoon'un üzerinde okul forması vardı.

Chan hyungu geçip yüzüne yumruğu geçirdim.

"Yaptığın şeyden sonra buraya geri dönecek yüzü nasıl buldun?"

"Yaptığım şey mi Jeongin? Daha hiçbir şey yapmadan kaçtı o küçük ibne."

Şu an nerede bile olduğunu bilmediğimiz arkadaşımızdan böyle bahsetmesi beni çileden çıkarıyordu.

Yeonjun hyung beni geri çekerken Chan hyung o pisliğe bir şeyler söylüyordu. Bize doğru gelen matematik hocasını görünce Felix'in zoruyla oradan uzaklaşıp kantine girmiştik ama hepimizde biliyorduk ki bu iş burada bitmeyecekti.

Her şeyi daha tamamen yoluna bile sokamamışken ortalığı karıştırmak için gelmişti. Sinirden yerimde duramıyordum ve Felix başımdan ayrılmıyordu.

Masanın etrafında gezinirken Chan hyungun gel işaretiyle masaya geçmiştik.

"Bakın Minho'nun Jihoon'u görmemesi gerek en azından okul içinde, tek teneffüs kaldı. Bir şekilde sınıftan çıkarmamaya çalışın. Çıkışta bir şekilde hallederiz ama okul içinde kavga olmamalı." deyip hepimizden onay bekler bakışlar atmıştı.

Felix'in kafamı vurmasıyla oflayıp kabul ettim. Herkes sınıflarına dağılırken Felix'le Minho hyungların sınıfına çıkmıştık. Beomgyu telefondan Minho hyunga bir şeyler gösteriyordu Minho hyung ise sıkılmış bir şekilde onu izliyordu.

Minho hyungun sınıfında bizden biri olmadığı için teneffüste nasıl onu sınıfta tutacağımızı bilmiyorduk. Ta ki Felix'in muhteşem fikrine kadar. Felix Minho hyung bizi fark  etmeden Hyunjin'e işaret edip yanımıza çağırmıştı.

ethereal | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin