Kapıyı açar açmaz annem kapıda belirivermişti. Bana odaklandığı için arkamdaki Hyunjin'in farkında değildi. Bana kızmakla meşgul olduğu için içeriye de geçememiştik.
"Anne arkadaşımı almaya gitmiştim." dedim yanımda birinin olduğunu belli etmek için. Sonunda annemin odak noktasından ben çıkmıştım ve Hyunjin'i görebilmişti.
Hyunjin'i süzdükten sonra "Geçen gün gelen arkadaşısın değil mi? Adın neydi?" derken bizde çoktan içeriye girivermiştik.
Hyunjin'in ve kendi montumu asarken Hyunjin kendisini anneme tanıtıyordu. Annem bana dönüp "Yemek birazdan hazır olur, siz odana geçin isterseniz." demişti.
Hyunjin benden önce davranıp odama doğru yönelmişti bile. "Yardım etseydin keşke." diye söylene söylene arkasından odama ilerledim. Odama ulaştığımda Hyunjin yatağıma oturmuş etrafı inceliyordu. Sanki müzeye geldi. Klasik erkek odasıydı odam.
Yavaş yavaş geldiğimi fark edip yataktan kalkıp yanıma gelip koluma girmişti. "Unutmuşum, yardım edeyim." dedi yumuşak bir sesle.
"Gerek yok." deyip balkona yöneldim. Uzun zamandır sigara içmiyordum. Sigara paketimin nerede olduğunu bilmediğim için bir adım arkamda olan Hyunjin'e dönüp "Sigaran vardır umarım." dedim.
"Tabi ki."
Balkona çıktığımda tek bir sandalyenin olduğu aklıma gelmişti. Bacağım ağrıdığı ve acıdığı için benim oturmam daha mantıklı olurdu tabi.
Ben şaşkınca Hyunjin'in ne yaptığına bakarken o sandalyeye oturup eliyle kucağını işaret etmişti.
"Ciddi misin?" dedim biraz yüksek bir sesle. Şaşkınlığımdan dolayı sesimi kontrol edememiştim.
"Bir tane sandalye var Jeongin. Bacağın yaralıyken kucağına oturmam pek hoş olmazdı."
"Hadi ya! Hoş olmaz mıydı? Ne saçmalıyorsun sen?" dedim sinirle.
Bir şey demeden sandalyeden kalkıp balkon korkuluklarına yaslandı. Cebinden sigara paketini çıkarıp bir tane alıp paketi uzattı.
Önce kendi sigarasını sonra da benim sigaramı yakmıştı. Sigaramı yakarken ısrarla gözlerime baktığı için kafamı kaldırıp ona baktım. Geriye çekildiğinde hafifçe güldü.
"Neye gülüyorsun?" dedim kaşlarımı kaldırıp.
"Korkuyorsun." dedi.
"Korkmak mı? Neyden korkuyormuşum bakalım." dedim alayla.
Sigarasını dudaklarına tekrar götürürken bana arkasına dönmüş dışarıya bakıyordu.
"Beni merak ediyorsun, benden etkileniyorsun, arkadaşlarından önce benim yanıma geliyorsun Jeongin farkında mısın?"
"Saçmalıyorsun Hyunjin!!"
"Saçmaladığım falan yok. Saçmalıyor olsam bu kadar sinirlenmezdin herhalde."
"Seni eve çağırdım diye aklından başka şeyler geçmesin. Ailen olmadığı için çağırdım."
Dediğim şeyin kötü bir şey olduğunu sözcükler ağzımdan çıktıktan sonra fark ettim.
"Ailemin olmadığını söylemedim, boşuna öyle bakma bana."
Nasıl bakıyordum ki?
"Nasıl?"
"Üzgünmüş gibi. Neyse." deyip duraksadı ve sonra tekrar konuştu. " Ben zayıf değilim, korkma ve endişelenme benim için." deyip sigarasını söndürdü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ethereal | hyunin
Fiksi Penggemar| hyunin | Alt dudağını ısırdığı anda dizimde hissettiğim şişmiş aletiyle elimi hemen boynundan çekip kendimi ondan uzaklaştırdım. "Sikeyim seni Hyunjin." diyerek kendimi hızla sınıftan attım. Ne yaşamıştım ben az önce? Ağzını yüzünü dağıtmaya gitti...