*çok çok yorum yapın lütfen ve oy vermeyi unutmayın.,.,,
Doktor kullanmam gereken ilaçları reçeteye yazdıktan sonra bana uzattı. Reçeteyi ikiye kıvırıp arka cebime sıkıştırırken sedyenin ucundaki okul ceketimi ve montumu giymeye başlamıştım bile. Doktor odadan çıkmadan önce iki gün sonra tekrar gelmem gerektiğini söylemişti.
Doktorun hemen arkasından odadan çıkıp danışmaya yöneldim. Büyük ihtimalle Hyunjin ben ve Changbin hyung dışındaki herkes Minho hyungun yanındaydı. Hyunjin'e ne olduğunu ise hala bilmiyordum. Changbin hyung bizi buraya getirmişti ve benim yanımda beklediği için o da Hyunjin'in yanına gitmemişti.
Danışmaya tam Hyunjin'in odasını sorarken arkadan annemin sesini duymamla gözlerimi kapattım. Danışmadaki adam bana Hyunjin'in gittiğini söylemesiyle şaşırmıştım. Bu sırada annem çoktan yanıma gelip bana sarılmış nasıl olduğumu kırk farklı şekilde saniyeler içinde sormuştu bile.
Anneme iyi olduğumu söyledikten sonra Changbin hyunga dönüp "Diğerlerinin yanına git istersen." dememle "Emin misin? Hyunjin ne olacak peki?" dedi.
"Bilmiyorum, git sen."
"Tamam bir şey olursa haber ver bana.."
"Sende haber vermeyi unutma ve Minho hyunga dikkat et."
Kafasını sallayıp yanımızdan hızla uzaklaştı.
Hastaneden çıkmadan annem benimle ilgilenen doktoru bulup bir sürü soru sormuştu. İyi olduğuma ikna olduktan sonra doktoru rahat bırakmıştı. Doktorun büyük bir oh çektiğine yemin edebilirim.
Arabaya biner binmez ise olanları tek tek anneme anlatmıştım. Zaten Changbin hyungla konuşurken yanımızda olduğu için az da olsa anladığını düşünüyorum. Daha önceden yaşananları bildiği için saklama gereği duymamıştım. Annem bir eczanenin önünde durup bendeki reçeteyi alarak ilaçlarımı almaya gitmişti.
Telefonumu Changbin hyunga mesaj atmak için çıkardığımda Felix'ten bir sürü mesaj olduğunu gördüm. Herkesin iyi olduğunu ve zor da olsa Minho hyungu sakinleştirdiklerini yazmıştı ve milyon tane nasıl olduğumu soran mesaj atmış. Tabi telefonumum sessizde unuttuğum için hepsini yeni görüyordum.
Felix'e iyi olduğuma dair mesaj ve foto attıktan sonra Changbin hyungtan Hyunjin'in numarasını istemiştim. Changbin hyung ise hemen numarayı atmıştı. Bende mesaj atmıştım ama cevap alamamıştım.
Eve gelene kadar çoktan hava kararmaya başlamıştı. Eve gelir gelmez annem beni odama sokup uyuyup dinlenmem için zorlamıştı. Pijamalarımı yatağın köşesine koyup "Yardım etmemi ister misin? Kendin giyebilecek misin?" diye endişeli sesiyle sormuştu.
"Gerek yok anne kendim halledebilirim." derken çoktan üzerimdeki berbat haldeki okul kıyafetlerini çıkarmıştım.
"Yemek hazırlıyorum o zaman ben, sende üzerini değiştirip yemeğe kadar dinlen tamam mı?"
Kafamı salladığımda anneme yanağıma öpücükler kondurup odadan çıktı. Annemin çıkardığı pijamaları giyip balkonuma çıktım. Hyunjin'i daha önce gördüğüm balkona bakıyordum ama hiçbir ışık yanmıyordu.
Odama geri dönüp telefonumu alıp çıktım balkona tekrardan. Hyunjin'i arıyordum ama açmıyordu. Bir kaç kere daha aradıktan sonra açmayınca endişelenmeye başlamıştım.
Ona ne olduğunu bilmediğim için acaba kötü bir şey mi oldu diye düşünmeden edemiyordum. Anneme görünmeden evine gidip bakmaya karar verdim. Sessizce odamdan çıkıp parmak uçlarımda kapıya kadar yürüdüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ethereal | hyunin
Fanfiction| hyunin | Alt dudağını ısırdığı anda dizimde hissettiğim şişmiş aletiyle elimi hemen boynundan çekip kendimi ondan uzaklaştırdım. "Sikeyim seni Hyunjin." diyerek kendimi hızla sınıftan attım. Ne yaşamıştım ben az önce? Ağzını yüzünü dağıtmaya gitti...