ethereal|17

399 64 13
                                    

napiyorsunuz bakalim??

cb icin hazir misiniz?

bol bol yorum yapip oy verin tmm mi?




"Jeongin."

Sesini duyar duymaz gülümsememe neden olmuştu ama yine de arkamı dönmedim. Hala arkamdan geliyordu, ayak seslerinden anlaşılıyordu. Arada adımı söylüyordu ve bu bütün sinirimi uçup gitmesine neden olmuştu bile. Kendimi ona ne zaman bu denli kaptırdığımın farkında bile değildim.

"Jeongin." adımı tekrar duyduğumda artık durdum. Soğuktan dolayı burnunun ucu kızarmıştı. Yüzü çok güzeldi, peşimden koşmaktan nefes nefese kalmıştı, kızarıklık sadece burnunun ucunda değil koşmaktan yanaklarına da yayılmıştı. Fazla güzel görünüyordu.

Bir kaç adım geriye yanına gittim. Güzel yüzüne biraz daha yakından bakmak istedim. Yanaklarını avcumun içine alıp kızarmış burnunun ucuna minik bir öpücük kondurdum. Kocaman olmuş gözlerini bana dikmiş sonra da kaşlarını çatmıştı.

"Okuldayız." diye sahte bir kızgınlıkla söylendi fakat ardından hemen güldü. Boynumdaki krem rengi atkıyı alıp Hyunjin'in boynuna doladım. "Üşüyorsun." dedim gözlerim arsızca Hyunjin'in dudaklarına kayarken.

"Sen karşımdayken nasıl üşüyebilirim?"

"Jeongin?"

Arkama döndüğümde Chan hyung eliyle gelmemi işaret ediyordu. Chan hyunga doğru ilerlerken Hyunjin de arkamdan geliyordu. Dudaklarını aklımdan çıkarmak için saniyelik gözlerimi kapattığım da Chan hyungun sesiyle gözlerimi tekrar açmıştım.

"Sen manyak mısın?"

"Ne oldu ki?" diye şaşkınca yanıtladım sorusunu.

"Sizin karşı sınıftan bir çocuğu dövmüşsün geçen gün?" dedi tek kaşını kaldırıp.

Hyunjin de şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Ona 'ne var' dercesine kafamı salladıktan sonra "Yani olmuş olabilir öyle bir şey." deyip bir elimi enseme atmıştım.

"Çocuk sadece ellerini yıkıyormuş?"

"Canım hyungum sinirliydim ve tam dayak yemeye müsait duruyordu ayrıca orada ben yıkacaktım elimi."

"Yang Jeongin! Tam bir baş belasısın. Ceza aldın aptal, çıkışta sizin sınıfı temizleyecekmişsin."

"Annemleri aramış mı?" diye sordum eğer annemlerin haberi varsa sabah aldığım izin iptal olabilirdi.

"Yarım saat yalvarmam sonucu aramadı."

"Adamsın hyung." deyip omuzuna vurdum.

"Kimseyle kavga etme lütfen." deyip okul binasına doğru yönelmişti.

Kafamı çevirdiğimde Hyunjin şaşkınca bana bakıyordu. "Neden kavga ettin ki? Hem neye sinirliydin?"

Hyunjin'e yaklaşmak için ona doğru adım attığımda o da geriye doğru gitmeye başlamıştı. Bir iki adım arkasındaki duvar gülmeme neden olurken Hyunjin "Jeongin." diyerek beni durdurmaya çalışıyordu.

"Öpmeme izin vermeyecek misin?" dedim bir adım daha atarken. Kafasını sağa sola salladı. Kalbinin atışını hissedebilecek kadar yakındaydım. Benim için atan kalbi. Bir elimle yüzünü okşarken fizikçinin sesini duymamla bir kaç adım geriledim.

Gülümseyerek Hyunjin'e baktığım da nefes nefese kalmıştı. Onu öpmemiştim bile ama o dakikalarca öpüşmüşüz gibi nefes nefeseydi.

"Gidelim." dedim elimi uzatıp. Önce yüzüme daha sonra elime bakıp yavaşça elini uzattı. Ele ele tutuşmuşuz gibi değil de sanki parmaklarımız temas ediyordu sadece.

ethereal | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin