ethereal|1

2.3K 153 108
                                    

*merhabalar bebeklerim, aslında ficlerimden birini bitirince paylaşmayı düşünüyordum ama dayanamayıp atıyorum, lütfen bol bol yorum yapınız sizi seviyorum, keyifli okumalar*



Dün gece uykusuz kalarak hazırladığım ödevimi çantaya atarken Changbin hyung ısrarla zile basmaya devam ediyordu. Söylenerek odamdan çıkıp ayakkabılarımı giyip kendimi hızla asansöre attım. Apartmandan çıkar çıkmaz Changbin hyung kolunu omzuma atarak beni çekiştirmeye başladı.  

"Hadi ama geç kalacağız." dediğinde sol kolumu biraz havaya kaldırıp saate baktım. Saate daha 8.17 ve okula 15 dakikada yürüyoruz. Yani geç kalmamız mümkün değildi. Homurdanarak yürürken "Ne geç kalması hyung daha 40 dakika var derse." dedim.

"Ah Jeongin bazen çok unutkan oluyorsun Felix ve Minho'yla girdiğimiz iddiayı unutmuş olamazsın." dedi keyifli olduğunu açıkça belli eden gülüşüyle. Bu iddia meselesi tamamen aklımdan çıkmıştı. İddia olayı bitmişti ve Felix'le Minho hyung çoktan kaybetmişlerdi ve bugün onların ceza günleriydi. Changbin hyungun bu kadar heyecanlı ve enerjik olması mantıklı gelmeye başlamıştı.

Sabahın erken saatleri olmasına rağmen ikimizde oldukça enerjik bir şekilde okula doğru gidiyorduk. Telefonumun çalmasıyla adımlarımızı biraz yavaşlattık. Arayan kişi Seungmin'di. Sanırım o da iddiadan dolayı bugün erken uyanmıştı.

"Neredesiniz Jeongin? Ağaç olduk beklemekten." diye söyleniyordu.

"İki dakikaya köşede oluruz. Felix kekleri hazırlamış mı?" diye keyifle sordum.

"Hazırlamaz olur mu? Harika kokuyorlar ama siz gelmeden tadına bakmama izin vermiyor, acele etseniz iyi olur." derken arkadan Felix'in seslerini duyuyordum. Sabah erken saatte kalkıp kek yapmak zorunda kaldığı için öfkeli olmalıydı.

"Geldik sayılır." deyip telefonu kapattım.

Felix'le Seungmin'in evleri aynı sokakta olduğundan genelde birlikte gelip bizi köşede bekliyorlardı. Changbin hyungun evide bizim karşı apartmanda olduğu için bizde birlikte çıkıp köşede diğerleriyle buluşup okula öyle giderdik. Minho hyungun evi ise dördümüzün evine de ters yönde olduğu için onunla okulda buluşurduk.

"Eee Felix yapmış mı kekleri?" dediğinde memnuniyetle kafamı salladım.

"Seungmin'in çenesine katlanmamak için yaptığına eminim." dedim.

"Bence de yoksa bugün okulu Felix için cehenneme çevirebilirdi." derken çoktan köşeye gelmiştik.

Felix çatık kaşlarla bizi beklerken Seungmin mutluluktan uçacak gibiydi. Changbin hyung elini tekrardan benim omzuma atarken Seungmin de aynı şekilde Felix'i kendine çekip kolunu omzuna atmıştı. Seungmin'in Felix'i sinirlendirmeleri ve Felix'in delirmemeye çalışmasıyla okul sokağına gelebilmiştik sonunda. Gülerek ilerlerken duyduğumuz ses hepimizin yüzünün düşmesine sebep olmuştu.

Adını bile bilmediğim bu çocukları geçen gün dövmüştük ve şimdi de sanırım rövanş için gelmişlerdi. Cidden sabahın köründe kavga edecek enerjim yoktu ve şuan sayı olarak onlardan oldukça azdık ve korumamız gereken bir kekimiz vardı.

Geçen hafta okul çıkışı okulun karşısındaki oyun kafesinde bunlarla atışmış daha sonra dışarıya çıkıp kavga etmiştik. Kavga ise onların bana laf atmasıyla başlamıştı. Ben umursamasam da Minho hyung ve Seungmin bu duruma çok fazla sinirlenip çocukların sözlerine karşılık vermişlerdi.

Felix'le ben durdurmak istesek bile Changbin hyung da sinirlenince bu üçlüye engel olamamıştık ve dışarıya çıkıp sözlü kavgayı fiziksel bir kavgaya dönüştürmüştük.

İçlerindeki en uzun olanı Changbin hyunga bir yumruk salladığında Seungmin çantasını fırlatıp çocuğun kolunu tutup tersine çevirmişti. Bu sırada Seungmin'in arkasından gelen kızılımsı saçlı ve yapılı çocuğun karnına tekme atmamla kendimi yerde bulmuştum. Bundan sonrası tam bir karmaşaydı. Kimin kime ne yaptığını göremiyordum.

Karnıma bir kaç tekme yedikten sonra Beomgyu ve Chan hyungun sesini duymamla üstümdeki iri yapılı oğlan bir anda havaya kaldırılmıştı. Beomgyu beni yerden kaldırırken Chan hyung üzerimden aldığı çocuğu dövmekle meşguldü. Kafamı arka tarafıma çevirdiğimde Felix keki üzerine çöken adamın gözlerine sokmaya çalışıyordu. Acı çekmeme rağmen bu durum oldukça komik gelince hafifçe gülümseyip onu Felix'in üzerinden aldığım anda çocuk Felix'in tekmesiyle yere yapışmıştı.

Beomgyu'yla gözlerimiz kesişince "Yeonjun'a haber verdim Minho'yu da alıp gelecek." dediğinde neşelenmiştim. İkinci kez bizden güzel bir dayak yiyeceklerdi.

Felix az önce gözüne kek soktuğu çocuğun kafasına kalın tabanlı botuyla sert bir tekme geçirdiğinde çocuğun yüzü tanınamayacak hale gelmişti.

Seungmin'e baktığımdayse onunda yardıma ihtiyacı olmadığını gördüm. Changbin hyung iki kişiyle uğraştığı için Felix'e dönüp "Changbin hyunga yardım et." deyip ben de Beomgyu'ya yardım etmeye gittim. Çocuk Beom'a arkasından yapıştığı için hareketlerini sınırlıyordu. Çocuğun saçlarından tutup kafasını arkaya çektiğimde acıyla inlemişti. Bana ters bir tekme atacakken araya giren bir ayakla tüm dengesini kaybetmişti. Bu fırsattan istifade Beomgyu'da çocuğun kollarının arasından kurtulmuş saçlarından tuttuğum kafasını eğmesini söymişti. Kafasını yere indirdiğimde güzel bir tekmeyle işini bitirmişti.

Az önceki gelenin kim olduğuna bakmak için kafamı çevirdiğimde Yeonjun hyung olduğunu görüp gülümsedim. Minho hyung da Seungmin'in dövdüğü çocuğu tokat manyağı yapmış yere çöp gibi fırtlatmıştı. Hepsi yere serildiğinde birbirimize bakıp gülümsedik. Üstümüz oldukça fazla dağılmış ve bazılarımızın üstünde küçük kan lekeleri vardı.

Seungmin ayaklarını sinirle yere vurup "Kek mahvoldu amına koyayım bu piçlerin." dedi. Yeonjun "Bu koymamış halimiz mi sizce?" dediğinde herkes tekrardan gülmüştü.

Chan hyung "Hadi okula gidelim de dersten önce revire gidelim." dediğinde yerden çantalarımızı alıp okula gittik.

Chan hyung ben, Felix ve Changbin hyungu zorla revire götürmüştü. Felix'in sadece dudağının kenarı kanıyordu. Changbin hyung ve benim ise hem dudağımız hem de kaşımız patlamıştı. Chan hyung güzelce temizleyip bandaj yapıştırmıştı üçümüze de.

İlk ders başlayacağı için hepimiz sınıflarına ayrılmıştı. Felix'le Beomgyu bizim yan sınıftaydılar hyungların sınıf ise üst kattaydı. Seungmin'le sınıfımıza girip yerimize geçmiştik.

Yüzümün ve üstümüzün halinden dolayı tüm gözler üzerimizdeydi. İlk dersi hoca bizi fark etmeden geçirmiştik. Dersten çıktığımızda Felix'le Beom kapımızın önünde bizi bekliyordu.

Seungmin "Kantine mi?" diye sorduğunda Beomgyu "Üst kata çıkıp resim sınıfının terasına çıkalım bence." dediğinde Seungmin'le aynı anda gözlerimizi devirdik. Evet resim sınıfımızın çok güzel bir terası vardı ama kilitliydi.

"Öyle bakmayın Yeonjun hyung onda anahtarların olduğunu söyledi." dediğinde dördümüzde üst kata doğru yönelmiştik. Merdivenlerde Minho hyungla karşılaşınca ona da söyleyip yukarı çıktık. Öncelikle Yeonjun hyungun sınıfına çıkıp onu da çağırıp resim sınıfına doğru yol aldık. Sınıfa girdiğimizde boş olmasını beklediğimiz sınıfta birini görünce korktuk. Hem de daha önce hiç görmediğimiz biri. Minho hyung çocuğa yaklaşıp selam verdiğinde çocuk bakışlarını önündeki tuvalden kaldırıp tek tek bizi süzmüş daha sonra bakışları benim üzerimde biraz oyalanmıştı. Oldukça donuk bakan gözleri beni oldukça ürkütmüştü açıkçası.

Yeonjun hyung daha fazla dayanamamış Minho hyunga dönüp "Kim bu Minho? Daha önce gördüğümü hatırlamıyorum." demişti. Felix ve Beom onaylar mırıltılar çıkarırken çocuk konuşmaya başlamıştı.

"Rusya'dan nakil oldum okula." demiş daha sonra ise öldürücü derecede donuk bakışları beni bulup tekrar dudaklarını aralamıştı "Hwang Hyunjin ben."



*öhöhö tekrardan merhaba ilk bölüm hakkındaki genel görüşlerinizi burada belirtirseniz çok mutlu olurum*

ethereal | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin