ethereal|15

442 65 17
                                        

fic hakkında hiçbir şekilde fikir belirtmemeniz gerçekten kırıcı...



"Jeongin, hadi!" diyen Seungmin'e 'ne var?' gibisinden baktım. Kafamı sıramdan kaldırmak dahi istemiyordum. Hatta okula dahi gelmek istemiyordum. Yatağımdan kalkmaya bile halim yoktu. Seungmin "Öğle yemeği saati hadi artık." dediğinde sesindeki bıkkınlığı fark etmek çok zor değildi. Son hafta öğle yemeklerine çıkmamış hatta teneffüslere dahi sadece sigara içmek için çıkmıştım. İlk neredeyse bizimkiler sırayla gelip beni dışarıya çıkarmaya çalışmışlardı sonra ise kendi halime bırakmışlardı.

Seungmin'e sadece boş boş baktıktan sonra kafamı tekrar sıraya koydum. Seungmin ise söylenerek uzaklaştı. Uzaktan Felix'in "Yine mi gelmiyor?" dediğini duymuştum. Sesleri giderek uzaklaşıyordu, tüm sesler kesilince kafamı gömdüğüm sıramdan kaldırdım. Tüm sınıfın boş olmasını beklerken Hyunjin'in kardeşi tam önümde oturmuş bana bakıyordu. Ceketimi ve sigaramı alıp çıkacağım sırada Ryujin seslendi, yani Hyunjin'in kardeşi.

"Jeongin biraz konuşabilir miyiz?" dediğinde yavaşça durmuş ve aynı yavaşlıkla arkamı dönmüştüm. "Konu ne?" dedim umursamazca.

"Sen ve abim." dedi kendinden emin bir şekilde.

Cevap verme gereği bile duymadan hızla sınıftan çıktım. O kadar sinirliydim ki, kendimden nefret ediyordum. İçimdeki öfke ve Hyunjin'e karşı hissettiğim duygular birleşince nefes alamayacak hale gelmiştim. Hızlı adımlarla üst kata çıkarken bir elimle de düğmelerimi açmaya çalışıyordum. Hissettiğim duyguların yoğunluğundan boğuluyordum, nefes alamıyordum.

Kendimi resim sınıfına attığım gibi yere çöktüm. Bir elimle kapıyı kapatacağım zaman ise Ryujin'in girdiğini fark ettim. Hemen yere çömelip "İyi misin?" demişti. Kafamı evet anlamında salladım. Bir kaç dakika sonra kendime geldiğimde yerden kalktım, Ryujin'de benimle kalkmıştı.

"Neden peşimden geliyorsun?" dedim terasa çıkarken. "İyi değilsin Jeongin, abimde iyi değil." dedi. İyi olmama sebebim zaten onun iyi olmamasıydı.

Onu öpüp incittiğim için pişman olmam gerekiyordu ama o kadar güzel hissettirdi ki tam anlamıyla pişmanım bile diyemiyordum.

"Aranızda ne oldu bilmiyorum, ama lütfen konuş onunla." dedi kafamı ona çevirdiğimde yalvarır gibi baktığını gördüm. Sanırım benim değil abisinin bir şeyler yaptığını ve konuşmayan tarafın ben olduğunu düşünüyordu ama öyle değildi işte. Ben onu incitmiştim hem de fazlasıyla ve şimdi yüzüne bile bakacak cesaretim yoktu.

"Yapamam." dedim kendimi yere bırakıp sigaramı yaktım.

"Jeongin, lütfen abimle konuş, sana ihtiyacı var lütfen." dedi, gözleri dolmuştu.

"Yapma, konuşamam Hyunjin'le. Onu incittim, benim hakkımda ne düşünüyor kim bilir. Üstelik yaptığım şey o kadar hoşuma gitti ki pişmanım bile diyemiyorum. Hyunjin'le bırak konuşmayı, yüzüne bakacak cesaretim yok." dedim. Konuşmam bittiğinde gözlerimden yaşlar akmaya başladı.

Hızla göz yaşlarımı sildim, pek tanımadığım bu kızın yanında ağlamak istemiyordum. O da bu durumu fark etmiş olacak ki gitmek için ayağa kalktı.

"Jeongin ne bok yedin, ne yaptın inan bir fikrim yok ama bildiğim bir şey var abim sen ne yaparsan yap seni affeder, bunu unutma ve onu daha fazla bekletme." dedi ve gitmeden cebinden bir sandviç çıkarıp uzattı.

Uzun bir süre burada oturdum. Ryujin ne derse desin Hyunjin'le konuşacak cesareti bir türlü toplayamamıştım. En büyük neden de yine Hyunjin'di, beni bu kadar severken yine onu incitmekten korkuyordum. Böyle bir hatayı tekrar yapmak istemiyordum.

ethereal | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin