ethereal|19

339 49 16
                                    

yorum yapmadiginizi bildigim icin her hangi bir sey istemiyorum, keyifli okumalar


Annemin "Jeongin! Hyunjin! Hadi gelin bir şeyler yiyin." diye bağırmasının ardında ben hala Hyunjin'in az önce söylediklerinin şokunu atlatamamıştım. Hyunjin ise üzerimden çekilip sigarasını küllüğe attı. Kapıyı açtığında hala yerimden hareket etmediğimi fark etmiş olacak ki geri dönüp elini uzattı.

Tatlı bir şekilde gülümseyerek "Hadi ama Jeonginnie bir şeyler yiyelim." demişti. Az önce yatakta kucağımda olmak istediğini söyleyen kişiyle bu kişi aynı olamazdı. Gözlerimi yukarıya dikip onunla göz göze geldim. Hala gülümsüyordu. Baştan çıkarıcıydı ve tehlikeli tarafı ise bunun farkındaydı.

Uzattığı eli tutup kalktığımda elimi hızla elinden çekip beline koydum ve kendime çektim. Az önce onun bana yaptığı gibi kulağına yaklaşıp "Kucağımda olmak istiyorsan yemekte hızlı olmalısın Hyunjin." dedim ve geri çekilirken kulağı ve boynunun arasına belli belirsiz bir öpücük bıraktım.

Tekrar elini tutup mutfağa doğru sürüklerken "Hadi bir şeyler yiyelim, enerjiye ihtiyacımız olacak." dediğimde lavabodan çıkan annem "Enerjiye neden ihtiyacınız olacakmış bakalım." dedi gülerek. Bana destek çıkmasını beklediğim Hyunjin ise "Evet Jeongin neden ihtiyacımız olacak merak ediyorum bende." demişti anneme çaktırmadan bana sinsi gülüşlerini yollayarak.

"Hyunjin'in fiziği baya iyiymiş anne, bana yardımcı olacak ödevimde. Onu kast ettim yani." dedim ikisinin de önüne geçip mutfağa doğru yürürken. Masada bizi bekleyen babam bakışlarını Hyunjin'in üzerinde gezdirip "Daha önce görmüştüm sanki seni." demişti.

Babamla Hyunjin yeniden tanışmışlar ve biraz sohbet etmişlerdi. Sohbet sayılır mıydı bilmiyorum çünkü masadan kalkarken Hyunjin'in gözleri dolmuştu. Normalde gülüp geçebileceğim bu durum bana hiç komik gelmemiş hatta beni sinirlendirmişti.

Babamın Hyunjin'i kıracak bir şey demediğini de biliyordum çünkü tüm konuşmalar yanımda olmuştu. Sadece babamın konuşma tarzı biraz sertti ve Hyunjin ise kırılgan bir çiçek gibiydi, kırılması an meselesiydi.

Yemek faslını uzatmamak için "Hyunjin kalkalım mı?" dediğimde babam kafasını bana çevirip "Hyunjin hyung demek istemiş olabilir misin?" demişti. Tamam babam bugün gerçekten fazlasıyla gıcıktı ama ben ondan daha gıcık olabilirdim.

"Öyle demek isteseydim büyük ihtimalle öyle seslenirdim ama ben Hyunjin demeyi tercih ediyorum." deyip babama gülümserken yemek çubuklarını yarısını bile yemediğim tabağımın üzerine koyup Hyunjin'e döndüm. Bir şey dememe gerek kalmadan masadan kalkmış ve yanıma gelmişti.

Her zaman en beklemediğim şeyleri yapan Hyunjin yine beni şaşırtmayarak önce kollunu kolumla birleştirmiş daha sonra ise birbirine çarpan ellerimizi babamın gözünün önünde birbirine kenetlemişti.

Şaşkınlıkla kafamı Hyunjin'e çevirdiğimde dolu olan gözleri akmaya hazırdı. Babam ellerimizi görmüş olmasına rağmen bir şey demek yerine kafasını bizden çevirip tam karşısında oturan anneme çevirmişti.

"Hayatım tatlıyı dışarda yemeye ne dersin?" diyerek anneme soru yönelttiğinde Hyunjin ise avcumun içindeki parmaklarını huzursuzca hareket ettirmeye başlamıştı. 'Ne var?' dercesine ona baktığımda kulağıma yaklaşıp "Bende tatlı yemek istiyorum." demişti.

Annemle babama "Afiyet olsun ve iyi eğlenceler bizim yapmamız gereken bir ödevimiz var." dediğimde ikisi de sadece gülümseyip önlerine dönmüştü. Hyunjin'i resmen sürükleyip mutfaktan uzaklaştırabilmiştim.

Banyoya geldiğimizde "Pembe olan diş fırçası senin kullanabilirsin." dedim ve hemen yanındaki yeşil renkli olan fırçayı alıp dişlerimi fırçalamaya başladım.

ethereal | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin