ethereal|9

616 71 37
                                    

🦋
-uzun zamandır bölüm atamadığım için hepinizden özür dilerim, bundan daha sonra daha dikkatli olacağım bu konuda ve atabildiğim her zaman bölüm atacağım, sabırla bekleyenler için teşekkür ederim, yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemezseniz mutlu olurum,, sizleri seviyorum-
🦋


"Niye gülüyorsun sen? Manyak mısın Hyunjin?" dedim annemin yere hazırladığı yatakta otururken duvarı izleyip psikopat gibi gülen Hyunjin'e bakıp.

Kafasını bana çevirip "Jeongin sadece bir kaç saat içinde ne kadar romantik anılar yaşadık, çok hızlı ilerliyoruz." dedi hala gülerken.

"Sabır." deyip yorganımı üstüme çekip duvara döndüm. Daha bir kaç dakika bile geçmemişti ki Hyunjin bana seslenmişti.

"Jeongin?"

Oflayarak yerde oturan Hyunjin'e dönüp 'yine ne oldu?' dercesine kafamı salladım. "Niye bu saatte yatıyoruz biz? Çok erken değil mi?" diye sorarken yatağımın yanına iyice yaklaşmıştı.

Yorganı üstümden itip bende oturdum. "Ne yapalım Hyunjin? Ne istiyorsun?" diye sordum. Küçük çocuk gibi davranıyordu, istediği olana kadar mızmızlanacağı belliydi.

"Bilmiyorum ki hayatım birbirimizi tanıyabiliriz ya da istersen daha romantik anlar geçirmek için aynı yatağı paylaşabiliriz." dedi utanmazca sırıtarak bana bakarken. Az önce küçük bir çocuk gibi dediğim kişinin içinden arsız isteklerde bulunan biri çıkmıştı. Dengelerimle oynayan bir dengesizdi.

"Hyunjin!!"

"Jeongin."

Benim aksime tatlı bir tonda söylemişti. Kafamı onaylamaz anlamda sallarken yataktan kalktım. Bacağımın ağrısı içtiğim haplardan dolayı baya hafiflemişti ve daha rahat yürüyebiliyordum. Odadan çıkarken Hyunjin "Nereye?" diye seslenmişti.

"İçecek ve atıştırmalık hazırlamaya, acıktım." dedim. "Bira, soju falan mı?" dedi hevesle. Anlamsız bir ifadeyle suratına bakıp "Çay, kahve falan. Bara mı benzettin burayı?" dedim.  "Serseriler çay kahve içiyor mu?" dedi sahteden yaptığı şaşırmasıyla.

"Sen Rusya'dayken çok mu Kdrama izledin?" dedim gözlerimi devirip. "Neyse yardıma geleyim en iyisi." dedi yer yatağından kalkarken.

"Geleceksin tabi, otel mi burası." derken odadan çıkmıştım.

Hyunjin'e dönüp "Sen kahveleri hazırla, ben atıştırmalıkları hazırlarım." dedim ve kahve kavanozunu çıkarıp Hyunjin'in önüne bıraktım. Dolaptan bulduğum bir kaç atıştırmalığı çıkardığımda kahvenin de neredeyse hazır olduğunu gördüm.

"Şekersiz içiyorum." diye söyledim son atıştırmalık paketini elime alırken.

"Biliyorum." deyip iki kahve kupasını da eline almıştı.

Benim şekersiz içtiğimi nereden biliyor diye düşünürken Hyunjin'in bunu bilmesinin mümkün olmadığını fark ettim.

"Nereden biliyorsun acaba?" dedim meraklı bir halde.

Kupaları masaya bırakıp bana döndü, bir eliyle saçlarını düzeltirken "Şey sadece tahmin." dedi. Umursamadığımı belirtircesine omuz silktim ve elimdeki daha doğrusu kucağımdaki atıştırmalıkları yere bıraktım ve daha sonra odanın kenarındaki küçük sehpayı ortaya çektim.

Hyunjin çoktan bir tane jelibon paketini eline alıp yemeye başlamıştı.  Göz devirdim ve küçük paket cipslerden sade olanı elime aldım. Hyunjin'in tüm odağı elinde tuttuğu ve büyük bir aşkla yediği jelibondaydı.

"Ailen nerede?" diyerek sessizliği bozdum.  Ağzına bir tane daha jelibon attıktan sonra "Annem ve kız kardeşim Rusya'da hala. Annemin işinden dolayı bir iki hafta sonra gelecekler." dedi. "Sen niye onlarla gelmedin?" diyerek yeni bir soru yönelttim.

ethereal | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin