TANITIM

929 42 45
                                    

"Korkuyorum Jongin."

Kyungsoo dakikalardır gözleri bağlı bir şekilde koca yatakta çırılçıplak uzanıyordu. Jongin görüşünü küçük bir kumaş parçasıyla tamamen kestikten sonra onu tembihlemişti. Asla açmayacak ve o gelene kadar bekleyecekti. Her ne kadar bunu yapmak istemediğini söylemek istese de yapmamıştı. Jongin'in istedikleri olmayınca ne kadar asabi olduğunu çok iyi biliyordu. Fakat Kyungsoo karanlıktan kendini bildi bileli hep korkardı. Ve şu an karanlıktan başka hiçbir şey göremiyordu.

Kapı sesiyle ne zamandır tuttuğunu bilmediği nefesini geri bırakmıştı.

"Jongin?"

Onun olduğunu biliyordu fakat yine de sorguladı. Geldikleri yer Jongin'in saatlerce uzaklıktaki müstakil evdiydi. Ailesinin bile bu evden haberi olmadığını söylediğini hatırlıyordu Kyungsoo. Herkesten, her şeyden uzak. En yakın market bile kilometrelerce uzakta kalıyordu. Fakat zamanlarının çoğunu burada geçiriyorlardı.

"Geldim bebeğim, buradayım."

Yatakta hissettiği hareketlilikle Jongin'in ona yaklaştığını anlamıştı. Kalbi şimdi daha hızlı atıyordu Kyungsoo'nun. İhtiyaçla ellerini uzattı boşluğa doğru.

"Jongin, bundan pek hoşlanmadım. Çıkartabilir misin artık? Seni görmek istiyorum."

Sorusunun cevabını bileğinde birleşen büyük ellerle almıştı. Tek eliyle kavradığı iki bileği hızlıca kaldırmış ve küçük omeganın korkuyla titremesine sebep olmuştu. Jongin'in bakışları önündeki manzarasında dikkatle gezindi. İştahı kabarırken kendini dizginlemeye çalışıyordu.

"Şu halini bir görsen Kyungsoo.." Boşta olan eliyle beyaz tenini okşuyor ani temasla gerilen derisini izliyordu. Yavaşça kulağına yaklaşıp yumuşak et parçasını diliyle kavradı. Bundan huylanmasına rağmen sabit kaldı Kyungsoo. Aynı hizzada boynuna doğru dil darbeleriyle devam eden Jongin, elinde birleştirdiği bilekleri daha sıkı sardı. Boynunda teninden yayılan kokuyu daha net alıyordu. Gözlerini kapayıp derin bir nefes aldı alfa.

Yasemin, bahar kokusu. Şeftali ve diğer yaz meyveleri.

Omegası güzel olan her şeyi barındırıyordu teninde sanki.

"Kendimi kaybetmek üzereyim Kyungsoo. Kokunla beni delirtiyorsun." Sesi hırıltılı geliyordu konuşurken.

Dolgun dudakları sevgilisininkiyle kapandığında karşılık vermeye çalıştı savunmasız beden. Jongin alt dudağını öyle sert emiyordu ki iz kalacağından emindi Kyungsoo. Tiz bir inlemeye karşılık Jongin dillerini birleştirdi. Kyungsoo nefessiz kaldığı için kendini geri çekmeye çalışsa da izin vermiyordu adam resmen. Diğer eliyle yanağını sertçe kavradığında Kyungsoo'nun hareketleri yavaşlamıştı. Jongin geri çekildiğinde nefesini düzene sokmaya çalıştı Kyungsoo sakince. Art arda soluk alıp veriyor bir yandan da Jongin'in sıradaki hamlesine kendini hazırlamaya çalışıyordu.

"Dilini çıkar."

Sert çıkan sesinden dolayı Kyungsoo ikiletmeden dediğini yaptı. Jongin bu sefer daha yavaş ve tutkulu bir şekilde emiyordu dilini. Kyungsoo'nun istekle kasılmasına neden olan bu davranış omegayı biraz olsun rahatlatmıştı.

Çok erken düşünmüş olacaktı ki alfası son bir ısırık bıraktığında ani ağrıyla dudaklarından minik bir çığlık kaçtı. Dilindeki sızı kendini belli etmeye başlamıştı bile. Ve bundan kesinlikle hoşlanmamıştı küçük omega. Jongin ise sadistik bir şekilde bu durumdan daha çok zevk alıyordu. Kyungsoo'nun dilinden çenesine ince bir çizgide akan kanını diliyle temizledikten sonra şişmiş dudaklarına minik bir öpücük bıraktı.

"Üzgünüm bebeğim ama o kadar lezzetlisin ki kendimi durduramadım."

Ellerini serbest bırakır bırakmaz Kyungsoo bir bebek gibi Jongin'e sarılmıştı. Hem ağlıyor hem de sıkıca sarılıyordu avcısına sığınan bir kuzu edasıyla.

"K-korkuyorum Jongin. L-lütfen çıkar gözümdekini."

Jongin bebeğinin sırtını şefkatle okşadı. Omzuna sıralı öpücükler bırakırken sakinleşmesini bekliyordu. Bir süre hareketsiz bekledikten sonra Kyungsoo'nun iç çekişi yavaşlamış nefesi düzene girmişti. Miniği kucağında öylece uyuyakalmıştı. Bu durum Jongin'in her ne kadar sinirlerini bozsa da tepkisiz kaldı. Kucağından indirmeden ince örtünün altına girdiğinde Kyungsoo daha sıkı sarılmıştı. Jongin ise hala bağlı duran kumaş parçasını çıkarıp yere fırlatmıştı. Islak kirpiklerine uzunca bir öpücük bırakıp geri çekildi.

Bu halde bile nasıl bu kadar güzel olabilir diye düşündü Jongin. Çocukluğu boyunca sahip olduğu tüm o pahalı oyuncaklarını getirdi aklına ilk. Ardından ise Kyungsoo'yu. Onun olan en nadide parça yine Kyungsoo'ydu. Büyüdüğünde annesinin elinden zorla aldığı tüm oyuncakları için ne kadar çok ağladığı geldi aklına. Kollarındaki bedeni bu sefer sıkıca kavradı. Yumuşayan bakışları eski haline dönerken öfkesini kontrol altına almaya çalıştı Jongin. Kollarında kıpırdayan beden dikkatini tekrar üstüne çekmişti. Kyungsoo'nun dağılan saçlarına daldırdı elini. Sakince okşamaya devam etti.

"Sen uyumaya devam et güzelim."

Bugünlük erkenden uyumasına izin verebilirdi Jongin. Ne de olsa Kyungsoo her gün her saat ona aitti. Sadece ona.

UYARI! TAGLERİ DİKKATE ALARAK OKUYUN.

toxic obsession : kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin