•16

203 18 71
                                    

Bornozuyla uyuyakaldığı için üşüyerek uyanmıştı Kyungsoo. Hızla üzerine bir şeyler geçirirken evine nasıl girdiğini anlayamadığı arkadaşı Baekhyun'un dırdırlarını çekmek zorunda kalıyordu. En azından yiyecek bir şeyler getirdiği için ağzını açmıyor ve söylenmesine katlanabiliyordu.

"Geç kalacağız Kyungsoo!"

Paytak adımlarla mutfağa ilerlediğinde midesi gurulduyordu. Birazcık da başı dönüyordu ama yemek yerse geçer diye pek umursamadı. Belli ki arkadaşının gözünden de kaçmamıştı bu hali.

"Sen iyi misin? Yarrağı yemiş gibi duruyorsun." Bir iki saniye sessizlikten sonra dediği şeyin yanlış anlaşılabileceğinden şüphe ederek devam etti. "Yani eminim yemişsindir ama mecazi anlamından bahsediyorum."

Kyungsoo göz devirip masaya yerleşti. Sıcak poğaçalardan birini alıp atıştırmaya başladı. "Suyu uzatır mısın?"

Baekhyun sürahiyi uzatıp bardağını doldurdu. "Bok gibi görünüyorsun Kyungsoo." Hasta olup olmadığını kontrol etmek için elini alnına götürmek istediği sırada Kyungsoo geri çekilmişti. Huysuz uyandığı belliydi.

"İyiyim ben bir şeyim yok. Sadece ilaçlarımı aksatıyordum birkaç gündür o kadar."

"Bu şeylerin ne kadar zararlı olduğunu ben bile biliyorum Kyungsoo. İlaç değil uyuşturucular. Bırak da bedenin biraz kendine gelsin." Şimdi anlıyordu neler döndüğünü. Annesinin kız kardeşi de bir omegaydı. Sürekli aldığı ilaçlar yüzünden bağımlılıkla savaştığını ve sonunda kalbinin dayanamadığını biliyordu. Kendisi çok küçükken yaşandığı için pek hatırlamasa da Baekhyun aynı şeyleri bir daha yaşamak istemediğinden emindi.

"Doktorumun verdiği kadarını alıyorum Baek." Endişesini anlayabiliyordu.

"Yine de söylüyorum. Bile bile kendini öldürme yoksa-"

"Yoksa sen beni öldürürsün biliyorum." İkisi de anlaşmaya vardıkları zaman usulca yemeklerine geri dönüp havadan sudan konuşmaya başladılar. Saat ilerledikçe artan telaşla birlikte çabucak hazırlanıp şarjda olan telefonuna uzandı. Baekhyun kapının önünde ona seslenirken bildirimlerine daha sonra bakmayı tercih etti.

...

Okul yolunda sorguya çekildiği için bir an önce Baekhyun'dan kaçmak istiyordu Kyungsoo. Oturdukları kafeteryadan midesini üşüttüğünü söyleyerek izin alıp gidebilmişti sonunda. Pek yalan olduğu da söylenemezdi gerçi. Midesi pek iyi durumda sayılmazdı zaten. Ama dayanamayacağı kadar da değildi bu yüzden umursamadı Kyungsoo.

Teras bahçesinde boş bir köşe bulup oturdu masalardan birine. Çantasından çıkardığı kitabını okumayı planlıyorken masasına oturan bedenle irkildi.

"Selam Kyungsoo." Lee Yerin. Daha önce ayak üstü tanışıp konuşmuşlardı. İsmini hatırladığı için şaşırdı Kyungsoo.

"Selam Yerin." Rahatsız olmasın diye masaya serdiği çantasını hızla toparlayıp yanına yerleştirdi. Bu kadar güzel ve bakımlı bir kızın yanında pasaklı biri gibi durmak istememişti.

"Dün mesaj atmıştım ama sanırım yanlış numaraya gönderdim. Cevap gelmeyince bugün seni bulur öyle konuşurum dedim." Kocaman gülümseyerek konuşması Kyungsoo'yu hipnotize etmiş gibiydi. Aurası o kadar güçlüydü ki gözlerini bile çekemeyecek gibi hissetti. Daha fazla rezil olmamak adına başını hafifçe salladı kendine gelebilmek için.

"Dün gece pek iyi hissetmiyordum mesajlara bakamadım." Telefonunu çıkarıp gelen mesajlara baktı ardından. Bilinmeyen numarayı ona doğru tutup sordu tekrardan. "Buydu değil mi?"

"Ah evet, bu arada geçmiş olsun Kyungsoo. Her neyse iyi yandan bakalım bir başkasına sapık gibi yazmamış oldum doğru yere iletilmiş mesaj." Gülüşü etrafta yankılanırken birkaç kafa onlara doğru dönmüştü. Kyungsoo mahçup bir şekilde gülümserken bu kadar dikkat çekmek hoşuna gitmemişti. Konuyu dağıtmak üzere konuşma başlattı.

"Önemli bir şey mi vardı peki?" Neden mesaj attığını anlayamamıştı gerçekten.

"Aslında hayır. Sadece belki konuşuruz diye yazmıştım. Numaranı da öğrenci işlerinden aldım. Umarım kızmazsın." Gözlerine suçlulukla bakan kızı teselli edebilmek için gülümsedi. Her ne kadar garip gelse de bir zararını görememişti.

"Sorun değil Yerin. İstediğin zaman konuşabiliriz."

Genç kız heyecanla sarıldı çocuğa. Kyungsoo ilk başta hareketsiz kalsa da ellerini sırtına götürüp arkadaşça karşılık verdi.

"İkizim yüzünden benimle arkadaş olmak istemezsin diye düşünüyordum. Çok teşekkür ederim Kyungsoo." Yerin geri çekilirken son bir kez daha yaklaşıp derin bir nefes aldı.

" Çok hoş kokuyorsun. Hangi parfüm bu?"

Gözleri kocaman açılan Kyungsoo telaşla kendisini kokladı. Parfüm falan kullanmamıştı. Feromon yaydığını fark ettiği anda hızla ayağa kalkıp çantasını sırtına geçirdi. "B-benim derse yetişmem lazım." Konuşmasına izin bile vermeden koşar adımlarla kendini lavaboya attı. Boş kabinlerden birine girip kapıyı kilitlediğinde nefes nefese kalmıştı.

Ucu ucuna kurtulmuştu. Ya da belki de anlamıştı. Kafasında kurdukça kurdu Kyungsoo. Gözleri sinirden dolu dolu olmuştu. Kollarının paçalarına silip kendin sakinleştirmeye çalıştı. Derin derin nefes alıp veriyordu. Çantasının ön cebinden çıkardığı ilaçları aldığı sırada kapı sesiyle irkmiş olacak ki elindeki hapları tuvaletin içine düşürmüştü. Telaşla ve korkuyla ne yapacağını bilemez bir şekilde küfür etti.

"İyi misin?" Sesli etmiş olacak ki kapısına dayanmıştı birileri çoktan. Gözlerini sıkıca yumup açtı. Şimdi sakin olması gerekiyordu. Heyecan ve telaş gibi duygular hormonlarının daha hızlı çalışmasına sebep olacağı için kokusunun yayılması an meselesiydi. Bu yüzden olabildiğince soğukkanlı davranmalıydı.

"İyiyim sorun yok."

Onaylar birkaç mırıltı sonrası kapı sesini duyduktan sonra sonunda tek başına kalabilmişti. Hızlı hızlı atan kalbini avucunun içine almak istercesine sıktı göğüs kafesinden. Kabinden bir hışımla çıkıp yüzünü soğuk suyla yıkadığı sırada ne yapacağını düşündü. Sigara içip bastırabilirdi ama midesi pek iyi durumda olmadığından vazgeçti. Zaten içmekten hoşlanmıyordu bir de şimdi içerse kusacağından oldukça emindi. Eve giderse de hem devamsızlığı artacak hem de Baekhyun'u endişelendirecekti. Son çare okul hemşireliğine görünmekti. Yüzünü iyice kuruladıktan sonra kimseye yanaşmamaya özen göstererek yürüdü koridorlardan.

Kimsenin görmediğinden emin olduktan sonra kapıyı açıp bir sedyenin üzerine uzandı. Hemşire etrafta gözükmüyordu. Bu yüzden biraz dinlenmeye karar verdi. Geldiği zaman ilaç isteyebilirdi. Ama şimdilik gözlerine ağırlık düşmesine engel olamamıştı.

Gecikti ama daha sık atmaya başlarım yazasım geldi 😭 oy yorum unutmayın çok öptüm 😽

toxic obsession : kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin