•3

490 33 253
                                    

Kyungsoo uyandığında Baekhyun'un çoktan gittiğini fark etmişti. Saate baktığında öğlene yaklaştığını görünce telaşla kalkıp duşa girdi. Hızla durulanıp günler öncesinden hazırladığı kıyafetlerini üzerine geçirip saçlarına kabaca şekil verdi. Toz pembesi dantel detaylı gömleğinin birkaç düğmesini açıp kendine bakındı aynadan. Bugün özensiz güzel görünmeliydi. Abartılı bir şeyler yapmak istemediğinden sadece göz altlarını kapatıcıyla hafifçe kapatmış ardından nemlendirici sürmüştü dolgun dudaklarına.

Gözü masasının üzerinde duran ilaç kutularına çarpınca ilk önce tereddütle uzandı fakat ardından vazgeçip tekrar eski yerlerine yerleştirdi. Kızgınlık sürecine girmesine en azından bir haftası vardı yani şimdiden alması gerekmiyordu. Yan etkilerinden biri olan şiddetli baş dönmesi ve kusma risklerini hiç göze alamazdı da zaten.

Mutfağına ilerleyip hazırladığı mini atıştırmalıkları çokta büyük olmayan piknik sepetine yerleştirip telefonuna düşen bildirimlere göz attı. Jongin dün yazdığı günaydın mesajına görüldü atmıştı.

En azından okuduğunu biliyordu artık. Saatin neredeyse ikiye ulaştığını gördüğünde ceketini portmantodan hızlıca üzerine geçirip sepetini ve telefonunu aldı. Son kez girişteki boy aynasında yansımasına baktığında şirin durduğunu düşündü.

Evden ayrıldığında çoktan çağırdığı taksiye daha fazla bekletmeden bindi. Yol boyunca Jongin'e ulaşmaya çalışsa da meşgule düşen çağrıları yüzünden bir süre sonra telefonu cebine sıkıştırıp camdan etrafı izlemeye karar verdi. Jongin pek sürpriz adamı değildi bunu kısa süre içinde anlamıştı. Ulaşmak ve geleceğini haber vermeyi bu yüzden denemişti fakat büyük ihtimalle duşta veya telefonu sessizde olduğundan aramalarına cevap verememişti. Yapacak bir şey yoktu. Belki de tamamen sürpriz kalması daha iyidir diye düşündü Kyungsoo. Bugünü güzel geçireceklerdi. Jongin önce biraz şaşıracak sonra sıkıca sarılıp onu öpücüklere boğacaktı.

Tabi Kyungsoo yine yanılmıştı. Sevgilisinin evinin kapısını tanımadığı başka bir yabancı ona aralamıştı. Kısa bir anlığına anlış eve geldiğinden şüphelenmişti. Ama emindi, burası sevgilisinin eviydi. Ne olduğunu algılamaya çalışırken içeriden bir ses ona seslendi.

"Tatlım bekleyecek misin orda yoksa bize katılmayı düşünüyor musun?"

Kyungsoo panik içerisinde adımlarken ne olduğunu algılamaya çalışıyordu. Fonda gelen gürültülü müzik ve salonun ortasında dans eden birkaç beden onu umursamadan eğlencelerine devam ediyordu.

Kyungsoo elindeki sepeti sıkıca tutmuş etrafa gizliden göz gezdirirken Jongin'i bulmayı denedi fakat ortada görünmüyordu. Bu sırada garip davranışları dikkat çekmiş olmalıydı ki aralarındaki daha irice olan adam müziğin sesini kısmış kendisini süzüyordu.

"Ajansa sadece omega göndermelerini söylediğimi hatırlıyorum, sen de kimsin?"

Kyungsoo ajansın ne anlama geldiğini biliyordu. Bedenleri sapık ruhlu alfalara satılan yerin legalleşmiş adıydı. Karşısındaki alfanın ardına baktığında omegaların dışarıdan ne için burada oldukları belli oluyordu direkt.

Sinirden ya da korkudan mı bilemiyordu fakat kanı kaynıyor gibi hisstti Kyungsoo. Zorla alıkonulup çalıştırıldıklarından emindi. Başka türlüsü zaten imkansızdı kim böyle bir hayat yaşamak isterdi ki. Sesi titremeden cevap verebilmek için önce boğazını temizledi ve bakışlarını yere indirdi.

"Siz yanlış anladınız. Ben beta Do Kyungsoo, buraya Kim Jongin için gelmiştim. Fakat yoksa eğer gidebilirim."

Alfa yüzünde beliren aşikar şaşkınlığa rağmen güldü. "Demek Kim Jongin için buradasın." Kendi kendine mırıldandığı için pek bir şey anlayamadı Kyungsoo.

toxic obsession : kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin