•9

264 22 33
                                    

Baekhyun:
Derse neden geç kaldın? Benden önce geldiğini sanıyordum.

Gelen mesaja üstten bakıp ne cevap vereceğini düşündü Kyungsoo birkaç dakika. Ne diyebilirdi ki zaten. Feromoları Jongin yüzünden etrafa yayılmaya başlamadan sigara içip öyle gelmişti sınıfa. Bu yüzden olması gerekenden biraz daha gecikmişti. Tekrar gelen bildirimle konuşmalara girdi.

Baekhyun:
Bir şey mi oldu Kyungsoo yüzün kireç gibi duruyor. Endişeleniyorum.

Kyungsoo:
Hayır iyiyim merak etme sadece sanırım kızgınlığımın üzerinden çok geçmediği için biraz dengesizleşti hormonlarım.

Baekhyun'un yüz ifadesi normale dönerken birkaç mesaj daha attı yakın arkadaşına. Kyungsoo telefonu açmadan arkadaşına göz kırpıp gülümsedi. Biliyordu endişelendiğini. Ama şimdilik hiçbir şey anlatamazdı. Her ne kadar çok istese de sevgilisini zora sokmak istemiyordu. Zamanı geldiğinde ona neden daha erken anlatmadığı için çok kızmamasını umdu sadece.

Ders uzun ve sıkıcı monotonluğunda devam ederken cam kenarında oturan Kyungsoo kendini gerçeklikten koparmış gökyüzünü seyrederken bulmuştu. Yaşadığı şeyler onun gibi sakin bir hayata sahip olan birisinin başına gelemeyecek kadar imkansız hissettiriyordu. Yeni bir macera ve bu defa gerçek bir adrenalin yaptığı tüm hatalarını göz ardı etmesine yeterliydi bile. İlk defa yaşıyormuş gibi hissediyor ve her şeyi kalbinin bu kadar hızlı atmasına sebep olan adama sahip olmasının mutluluğunu taşıyordu.

Birliktelikleri ne kadar mutlu etse de içinden bir parça her zaman ona o adam için yeterli olmadığını fısıldayıp duruyordu. Ne zaman Jongin'le güzel bir vakit geçirse -ki genelde sevişiyorlardı sadece- yanından ayrıldıktan sonra kendisini bir boşlukta buluyordu.

'Ya beni terk ederse?'

Ya onu terk ederse? O zaman ne yapacağını bilemiyor ve bu yüzden Jongin için her zaman en iyisi olmaya çalışıyordu. Ona layık olması gerektiğini biliyordu. Ailesi yeteri kadar zengin değildi ama kendisi eğer mezun olursa para kazanmaya başlayacaktı. Yaşça küçüktü olgun davranması ve onu utandırmaması gerekiyordu. Yeteri kadar güzel hissetmiyordu. Jongin'in eski sevgililerini herkes bilirdi. Yabancı modeller, şu seksi hava durumu spikeri, hatta dedikodusu geçen ünlü idol Jeon Haemin ile bile takıldıkları söyleniyordu. Kyungsoo hiçbiri kadar güzel değildi. Hafif göbeği vardı. Kıçı büyüktü. Eskisi kadar aynalara bakmamaya başlamıştı bile. Mutsuzdu. Jongin'le birlikte olduklarından beri mutsuzdu.

Farkındalığı yeni yeni yüzüne yansıyor değildi. Daha öncesinde de çoğu kez bunları düşünüyor ve kendi içinde savaş veriyordu. Ama kabullenemediği tek şey onu mutsuz eden şeyin kendi fiziği ya da parası olmayışı değildi. Daha öncesinde hiçbiri onu bu kadar rahatsız etmemişken şimdi delicesine bunları düşünüp kendisini mutsuz eden şeyin Jongin olduğunu anlamakta zorluk çekiyordu.

"Hey! Şuna bakın, Kim Jongin bahçede."

Onun geldiğini herkesten önce biliyordu. Gülümsedi.

"Yanındaki Yerin değil mi?"

Gülümsemesi yüzünde solarken iyi duyup duymadığını merak etti.

"Ah bakın arkalarından Yujin de geliyor. Bindikleri şu arabaya bakın. Çok kıskandım!"

"Doğum günleri değil mi bugün? Onur konukları Kim Jongin olmalı."

Birden ayaklanıp aşağı doğru baktığında denilenlerin doğru olduğunu gördü. Jongin ve ikizler aynı arabaya biniyorlardı. Neden aynı arabaya biniyorlardı ki? Jongin nereden tanıyordu onları? Tırnaklarını yemeye başlayan çocuğu ürküten şey arkadaşının arkadan omzuna minik dokunuşları oldu.

"Kyungsoo sen iyi misin?"

"İyi-" Sesi kısık geldiği için öksürdü. "İyiyim. Sadece neler dönüyor merak ettim."

"Ha evet. O adam ve iki zorbanın tek ortak yönü para falan işte. Büyük ihtimalle aileleri zaten tanışıyordur. Her neyse bugün alışverişe çıkalım mı?"

Para. Yine eksik kaldığı bir şey. Kendisiyle saklanarak buluşmak zorunda kalıyorken tüm okulun karşısında aynı arabaya binip gidebiliyordu. Hem hakkını da yemeyecekti ikizlerin duru güzelliği bir gerçekti. Bu kadar popüler olmalarının tek nedeni paraları değildi tabiki de.

"Kyungsoo?"

"Pardon ya pek iyi hissetmiyorum sanırım dinleneceğim. Bu sefer bensiz git olur mu? Üzgünüm Baek."

Çantasını alıp koşar adımlarla okul çıkışına ilerlerken kafası hiç olmadığı kadar karışıktı. Üzgündü biraz. Onlar yerine kendisi de olabilirdi. Cebini karıştırdığında birkaç bozukluk dışında boş bir otobüs kartı ve peçete dışında bir şey yoktu.

Kyungsoo bu kadardı işte. Jongin başına gelebilecek en imkansız şeydi ve onu kaybetmekten çok korkuyordu. Daha önce hiç bu kadar kötü hissetmemişti.

Selamünaleyküm ben geldim aylar sonra bölüm taslakta kalmış 💀🙏🏻

Bu arada depremdi hastalıktı ülkenin haliydi derken gerçekten hiç buraya giresim gelmemişti. Özellikle bir ara kaisoo düşünmek bile gelmedi içimden. Çok problemli zamanlar geçirdik ülkece inanıyorum ki değişecek hepsi. Ama son zamanlarda kendimi biraz daha iyi hissetmeye başladıkça kaisooyu özledim 😌 Bunu çabucak bitirmek istiyorum uzadıkça uzadı valla dosldkwldka

toxic obsession : kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin