15. Bölüm

316 27 9
                                    

-- ADRİEN --

    Sabah uyanmıştım. Saat sabahın yedisiydi, kalkıp hızlıca hazırlandım ve yanıma birkaç parça yiyecek aldım ardından doğruca arabaya bindim. Daha hava yeni yeni aydınlanıyordu bu yüzden yollar ıssızdı. Havaalanına vardığımda benim uçağımın anonsu yapılıyordu. Neyse ki gecikmemiştim.

    Uçağa bindim ve telefonumu uçak moduna aldım. Sevdiğim şarkı listesini açıp kulaklıklarımı taktım. Bu bir buçuk saat hiç geçmeyecekmiş gibi geliyordu. Çocuk gibi heyecanlanıyordum Marinette'i göreceğim için. Gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım. 

    Gözlerimi ufak ufak aralıyordum. Uçakta olduğum aklıma geldi ve ardına da Marinette'in yanına gittiğim. Rahat uyumuştum, ee ne de olsa business class almıştım.

    Telefonumu açıp saate baktığımda uçağın inmesine on dakika kaldığını gördüm. Tam tamına bir saat yirmi dakikadır uyuyordum. Tekrar bir heyecan kaplamıştı içimi. Seviyordum işte Marinette'i. Çok belliydi.. 

    Uçaktan indikten sonra Marinette'in attığı konumu telefonumdan açtım ve arabama binip oraya doğru sürmeye başladım. Evet, arabama. Çünkü iki gün önceden diğer arabamı buraya göndermiştim bile. 

    Evin önüne gelmiştim ama kapıyı çalıp çalmamakta kararsızdım. Marinette bir arkadaşında kaldığını söylemişti. Rahatsız edebilirdim ama mutlaka söylemiştir onu bu saatte almaya geleceğimi. Her ne kadar yarım saatçik geciksem de..

    Bir şey olmaz zaten Marinette haber vermiştir diyerek zili çaldım. Kapıyı sarı saçlı ve mavi gözlü bir kız açmıştı. Saçları omzundaydı. 

"Pardon, kime bakmıştınız?"

"Marinette'in arkadaşıyım, kendisi burada mı?" 

"Yarım saat önce size benzeyen biri geldi. Kendisi burada değil."

"Felix!?" 

"Ne Felix'i? O Marinette'in evlendirileceği adam değil mi ayrıca siz kimsiniz? "

"Evet, ta kendisi. Buraya o mu geldi? Adrien benim çünkü." 

"Eğer siz Adrien'sanız... Evet, o geldi, Felix! Ve Marinette'i alıp gitti. Ancak Marinette, siz sanıp gitmişti onunla?!"

"Size falan gerek yok. Eminsin değil mi bana benzeyen birinin aldığından Marinette'i?"

"Evet, tıpatıp aynındı." 

    Bir anda başım dönmüştü. Olduğum yerde sendeleyip bir elimi başıma, diğer elimi de kapının kenarına yasladım. "Hadi Adrien, Felix'in Marinette'i nereye götürdüğünü mutlaka bulursun." diye kendime destek oluyordum ama nafileydi. O sırada Marinette'in arkadaşı konuştu. 

"İyi misin Adrien?" 

"İyiyim ama değilim de. Marinette onunla gitmemeli. O lanet kardeşimin planları hiç de iyi değil." 

Marinette o lanet olası Felix'i ben sanıyordu!? Ahh, buna inanmıyordum! 

"Marinette hakkında bir şey öğrenirseniz lütfen bana da söyleyin." 

"Tabii. İsminiz neydi?"

"Zoe."

"Peki Zoe. Marinette'e  ulaşmaya çalışacağım. Görüşürüz" 

"Görüşürüz." 

-- MARİNETTE --

   
Eğer bu yanımdaki Adrien ise telefonu mutlaka yanındadır diye düşünerek çaktırmadan telefonumu açtım. Zaten arka koltukta tamda onun arkasında oturuyordum. Adrien'a mesaj atmıştım fakat etraftan ses gelmemişti. 

    Adrien telefonunu sessize almış olamaz ki? Y-Yoksa b-bu... Felix mi?! Hayır ya, lanet olsun. Felix'ten kaçarken Felix'in arabasına binmiştim. Bundan sonra Adrien'la Felix'i karıştırmamak için bir şey yapmam lazım sanırım. 

    Neyse konumuz bu değil. Eğer yanımdaki Adrien değilse attığım mesajı Adrien anlamamıştır. Olayı özetlemek gerekecek şimdi. Nasıl özetleyecektim? Üstüne bir de Adrien diye Felix'e sarılmıştım!

    Birkaç dakika düşündükten sonra tam mesajı yazmaya başlıyordum ki araba durdu. Telefonumu almaması için hâlâ Adrien sanıyormuşum gibi yapıyordum. Çantamda telefonumu arıyor gibi yaptım. Kapımı açtığında anlamaz bakışlarla bana baktığını hissettim. Ardından konuştu. 

"Ne arıyorsun öyle hararetli hararetli?"

"Telefonumu arıyordum ama bulamadım. Ne yapacağım şimdi?"

"Ben sana yenisini aldırtırım sen sorun etme Marinette."

"Peki Adrien. Nereye geldik biz?"

"Birazdan yola devam edeceğiz. Ufak bir görüşme yapmam lazım Marinette o kadar." 

"Tamam, ben bekliyorum o zaman."

-- FELİX -- 

    Marinette'i kandırmanın bu kadar kolay olacağını bilseydim kesinlikle daha önce yapardım bunu. Saçlarımın şeklini değiştirmem Adrien'a benzememe yetmişti. Tamam, ufak bir boy farkı olabilirdi ama yan yana gelmeden neredeyse hiç belli olmuyordu. 

    Hâlâ anlamamıştı onu Adrien olarak kandırdığımı. Marinette'te hemen atladı. Yahu Adrien geldiğinde kapıya illaki bir mesaj atardı değil mi? Hiç mi düşünmedin yaa? Neyse, Marinette'in babasıyla telefon görüşmesi yapmam gerekiyordu. 

-- FLASHBACK --

    Marinette'in notunu çözdükten sonra doğruca Marinette'in babasının evine gittim. Babasıyla konuşmalıydım. Kızının nereye gittiğini biliyordum çünkü. Evin önüne geldiğimde kapıyı çaldım. Kapıyı bildiğim kadarıyla Marinette'in annesi açtı. Ardından konuştu. 

"Niye geldin Felix oğlum?"

"Bay Tom'la görüşmem gerekiyor da kendisi burada mı?"

"Tabii, burada, içeri geç." 

İçeriye geçtikten sonra Marinette'in babası yanına çağırdı. 

"Efendim Felix?"

"Kızınızın yerini biliyorum desem ne derdiniz?"

"Hmm.. Sanırım inanmazdım." 

"O zaman söyleyeyim. Evet yerini biliyorum, kendisi Marsilya'da bir arkadaşında kalıyor." 

"Sen ciddi misin?!" 

"Hiç olmadığım kadar. Yarın kızınızı almaya gideceğim. Tabii bu sırada sizin de Marinette'i tek başına bırakabileceğimiz bir yer bulmanız gerekiyor. Çünkü bu iş için kesinlikle odası güvenli değil. Bir kere kaçtı, tekrar kaçmasını göze alamayız."

"Tabii, halledeceğim. Sen yarın bana yarım saat öncesinden söyle yeter. Ben de bu akşam ilk uçakla Marsilya'ya gidiyorum." 

"Siz bilirsiniz." 

-- FLASHBACK END -- 

"Alo, evet konum isteyecektim. Şu anda Marinette arabada beni bekliyor." 

"Tamam, korumalar vs. hazır değil mi? Siz konumu attıktan sonra direk oraya geleceğim." 

"Tabii hazır. Ben de oraya doğru yola çıkıyorum. Siz gelmeden orada olurum." 

"Tamam, orada görüşürüz." 

    Dedikten sonra telefonu kapattım ve Marinette'in yanına doğru gittim. Arabaya bindikten sonra telefonumdan konumu açtım ve oraya doğru arabayı sürdüm. 

-- MARİNETTE --

   
Felix'in telefonla görüşmesinden faydalanıp Adrien'a mesaj atmak için telefonumu açtım. 

"Yanımdakinin sen olmadığını biliyorum. Tahminlerim beni yanıltmıyorsa kesinlikle bu Felix. Beni nereye götürüyor bilmiyorum ama onun bilmediği bir şey var. Telefonumu Zoe'nin evinde unuttum sanıyor. Fakat öyle bir şey yok. Sabit bir yere geçtiğimizde mesaj atmaya çalışacağım."

    Yazıp gönderdim. Zaten gönderip telefonu kaldırdıktan iki dakika sonra Felix arabaya bindi. Yine bir yere gidiyorduk. Umarım bana bir şeyler yapmaya kalkışmaz. 

    Durduğumuzda nereye geldiğimizi bilmiyordum. Etrafta ne ev ne de başka bir şey vardı. Beni ormanın içine getirmişti resmen.

"Hadi bakalım sen içeri geç ben birazdan geleceğim." 

    Dedi ve yanımdan ayrıldı. Ayrıldı ayrılmasına da bu odada ne cam vardı ne de başka bir şey! Sadece yukarıda ufak bir cam vardı. Her ne kadar ince olduğum için oradan çıkabilecek olsam da yapmamalıydım. Dışarıda korumalar vardı.  

    Birkaç saniye sonra kapı kilitlenme sesi duydum. "Hey!" diye bağırmıştım ancak hiç kimse cevap vermemişti. Tekrar bağırdım ama ses gelmeyince ümidimi kesip beklemeye başladım. O sırada dışarıdan konuşma sesleri geldiğini fark ettim. Dikkatlice dinledim ama ne dediklerini anlamıyordum. Lanet olsun niye böyleydi buranın yalıtımı?!

    Kapı deliğinden baktığımda Felix'in biriyle konuştuğunu gördüm. Babama benziyordu ama emin değildim. Delikten dikkatli baktığımda korumaya benzettiğim iki adam vardı kapının önünde.  Odada kaçmama yarayacak bir şeyler aramaya başladım. Bir yatak, bir masa, bir lavabo ki lavaboda işime yarayacak hiçbir şey yoktu ve bir dolaptan ne yapabilirdim ki?! Gelirken buranın tek katlı olduğunu görmüştüm. Ne yapacaktım ben?! 

    Birkaç dakikalık kararsızlıktan sonra en mantıklı seçeneğin lavaboya kendimi kilitleyip Adrien'a mesaj atmak olacağına karar vermiştim. Hızlıca çantamı alıp lavaboya girdim ve kapıyı ardıma kilitledim. 

    Telefonumu açıp önce konumu attım. Ardından yazmaya başladım. 

"Nerede olduğumu bilmiyorum ama bildiğim bir şeyler var. Bir odada kilitliyim, lavabo var,  etrafta hiç cam yok. Sadece benim sığabileceğimi düşündüğüm bir cam var ama kaçamam denesem bile yakalanırım çünkü etrafta hep koruma var. Ne yapacağımı şaşırmış durumdayım."

Devamını yazamadan kapının çaldığını duydum ve sinirle konuştum. 

"Felix senin olduğunu biliyorum! Defol! Çıkmak istemiyorum buradan!"

"Hadi ama... Yarın seninle güzel işlerimiz var. Gelinlik bakacağız... Sana yiyecek bir şeyler getirdim. Hem bitkin düşersen olmaz... Unutma biz evleneceğiz." 

"Onotmo boz ovlonocoğoz. Seninle evlenmektense ölmeyi tercih ederim! İğrençsin!" 

"Yemeğini masaya bırakıyorum o zaman. Çıkınca yersin tatlım." 

    Bana tatlım demişti! Hem de üstüne basa basa. İğreniyordum bu adamdan! Daha fazla oyalanmamam gerektiğini anladım ve sifona basıp suyu açtım sanki elimi yıkıyormuşum gibi olacaktı ve ben de rahatlıkla Adrien'a yazacaktım. Telefonumu tekrar açıp yazmaya devam ettim. 

"Lütfen beni bul. Olur da mesajlarına cevap veremezsem bil ki telefonumun yanımda olduğunu Felix öğrenip almıştır. Tekrar görüşünceye kadar görüşürüz."

-- YAZAR --

    Adrien, Marinette'in attığı mesajı arabasındayken hemen görmüş ve diğer mesajı beklemeye başlamıştı. Diğer mesajdaki konumu gördüğünde içinden "Senin için geliyorum Böğürtlenim..." diye geçirdi ve doğruca konuma doğru gitti. 

    Konuma yaklaştığında Felix'in arabasını görüp sinirlendi. Kendisi de öylece gidemezdi arabasıyla Marinette'in dediğini unutmamalıydı. Etrafta korumalar vardı. O da yürüyerek gitmeyi seçti. Her ne kadar onun için yürümek daha çok koşmak olsa da. Farkında olmadan koşuyordu çünkü. Umalım ki Adrien, Marinette'i bulabilsin.


~
~
~

    Selamm! Ben geldimm. İstemeden 1200 küsür kelime yazmışım. Hadi yine iyisiniz bu bölümü kısa tutacaktım sonra kaptırmışım kendimi uzadıkça uzadı. Neyse, nasılsınız? Ben çok iyiyim. Biliyorum bölüm normalde pazartesi gelecekti salıya kaydı, salı gelecekti çarşambaya kaydı. Özür dilerim, beni affedin olur mu? En yakın zamanda da Affet Sevgilim'e yeni bölüm geliyor. Bölüm hakkındaki düşünceleriniz nelerr? Hadi yavru kediciğiniz kaçarr! 

Kaçınılmaz Hata | Adrienette HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin