Aradan geçen saatler sonra iki genç malikaneden ayrılıp evlerine dönmüşlerdi. O günün akşamında beraber uyumuştu yine iki genç fakat bir sorun vardı, genç kız gece dört veya beş sularında sayıklamaya başlamıştı.
Genç adam üstündeki o güzel genç kızın sayıkladığını duymuş ve uyanmıştı.
Genç kız hiç fark etmeden ağlıyordu. Genç adam ilk önce şaşırsa da ardından hızlıca kendini toparlamış ve genç kızı uyandırmaya çalışmıştı.
"Marinette, güzelim uyan. Marinette!"
"Vurma, lütfen v-vurma!
Genç adam, genç kızı sarsmaya başladı.
"Marinette!"
Genç kız uyanmıştı ama rüyasında her ne gördüyse hala sayıklıyordu. Vücudu ter içinde kalmıştı.
"Yapma, dokunma bana! A-Adrien neredesin?"
"Tamam, dokunmuyorum. Bak buradayım, yanındayım Böğürtlenim."
Genç adam komodinin üstünde duran sürahiden bardağa su doldurmuş ve genç kıza zorla da olsa içirmişti. Ardından yatağa oturmuş ve genç kızı kendisine yaklaştırmıştı.
"Şşh... Geçti, geçti güzelim."
Genç adam, genç kızın önüne düşen saçları geriye çekip konuşmaya devam etti
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ağlama canımın içi, lütfen ağlama."
Genç adam içinden Felix'e lanetler savurdu. Şu an sevdiği kadının ağlamasının nedeni buydu, kabus görmüştü Felix'in yaşattıkları yüzünden. Sevdiği kadının gözünden düşen her bir damla genç adamın kalbine birer birer yanma hissi bırakıyordu.
"Prensesim, hadi dünkü gibi nefes alalım."
Genç adam, genç kızı kolları arasına aldı. Genç kızın başına kendi başını yasladı.
"Derince nefes al ve ver prensesim."
Genç kız, genç adamın dediğine uyarak derince nefes aldı ve verdi. Genç kız ağlamaya devam ediyordu, korkmuştu ve bu onun nefes alışverişini kesmişti.
"Tekrar tekrar hadi prensesim."
Genç kız birkaç defa daha nefes aldı genç adamla beraber. Daha iyiydi artık. Genç adam, genç kızı bir bebek edasıyla kucağına yatırmış, kafasını da göğsüne yaslamıştı.
