İçerisi dışarıdan daha yıkık döküktü. Uzun zamandır tadilat ve bakım yapılmadığı belliydi.
"Kızınız-" tam söze başlamıştım ki
"Biliyorum susun." diye sözümü kesti kadın. Neyi biliyordu?
"Anlamadım? Neyi biliyorsunuz?"
Ayağa kalkıp arkadaki yemek masasına yöneldi. Bakışlarım bizimkilere dönerken 'ne yapıyor bu?' der gibi bakınca 'bilmiyorum' der gibi omuz silktiler.
Kadın karşıma geçip elindeki kağıtları bana uzattı. Kağıtları elinden alıp birşey söylemesini bekler ifadeyle yüzüne baktım.
Karşıya geçip oturan kadın ağzını açmadı ve kağıda bakmamı bekledi.
Katlanmış kağıdın birini açıp okumaya başladım.
"Gelecekler." kaşlarımı çatıp diğer kağıdı aldım. Bu arada bıraktıklarımı emin ve sarp alıp okuyordu.
"Anne? Kızını görmeyecekmisin?"
Bir başka kağıt...
"Beni sen öldürdün!"
Gözlerim irileşirken kadına baktım. Az önce öldürdüğünü bildiğimi söyledim ama sadece boş atmıştım. Korksun diye, birşeyleri açıklama istediği duysun diyeydi.
"Senmi öldürdün?" dedim ağzım hala açıkken
Kadın ağlamaya başladı.
"Her gece yatağımın yanında buluyorum."
"Her gece değil hanımefendi. 2 gecedir." diye düzelttim.
Bakışları bana dönerken "siz nasıl?"
"2 gece önce ben onu canlı gördüm çünkü."
"Yaşıyomu?"
"Hayır. Bakın hanımefendi açık konuşucam. Kızınızı öldürdünüz ve sanıyorum ki ondan öncede babasını. Ve yine sanıyorum ki bu küçük kızın alınıcak bir intikamı var."
"Beni ona götürmeyin lütfen" gözleri tekrar dolarken derin bir nefes verdim.
"Eğer masum biri olsaydınız şuan üzülürdüm ama sizin için üzülemiyorum kusura bakmayın."
Bakışlarını yere eğip bekledi.
"Miran abartmıyormusun? Kadının haline bak." diye fısıldadı kulağımı sarp
"Bekle ve gör." dedim kendimden emin şekilde
Kafasını kaldırıp gülmeye başlayan kadına baktım. Biliyordum, üzülmediğini hatta umrunda bile olmadığını. Kadın hastaydı hemde çok fena ama zekiydi nerede nasıl davranıp insanları etkileme yollarını biliyordu.
Sarp ve emin'in gerildiğini hissediyordum. Ama ben sakindim hemde olması gerekenden fazla
"Kendinize gelin hanımefendi. Şimdi kızınıza gidiyorsunuz ben size eşlik edicem." dedim buz gibi sesimle
Tek kaşını kaldırıp alaycı şekilde cevap verdi.
"Hiç bir yere gelmiyorum. Hem biliyormusun? Bu notlar umrumda bile değil. Korkmuyorum!"
"Korkmanız ya da korkmamanızla ilgilenmiyorum. Şimdi gidiyoruz çünkü sizi götürmezsek bu ölü kız çocuğu hiç tatlı olaylar sermiyecek önümüze." dedim arkama yaslanıp
"Ölümü hakketti o!" diye bağırdı birden
"Ne yaptı küçücük çocuk?" diye sordu sarp yüzünde tiksinir bir ifadeyle
"Babası ilgisiz adamın tekiydi. Benide sevmiyordu onuda! Babası öldükten sonra çok ağladı. Susmasını söyledim ama susmadı."
"Siz naptınız ona?" dedi emin meraklı şekilde
"Araba yüzünden öldüğüne eminim. Yaraları-" dedim kaşlarımı çatarak
"Araba yüzünden öldü evet ama bir kaza değildi."
Dediği şeyle vücudum titredi. Cani! Kendi kızına arabayla çarpmıştı. Hemde bilerek!
"Yeter bu kadar!" dedi sarp ayağa fırlarken onunla birlikte bizde ayaklandık.
"Gerçekten içiniz rahatmı ölmesine sebep oldunuz. Küçük bir kızın ölmesine! Hemde kendi kızınız!"
Ayağa kalkıp sarp'ın önüne geçti.
"Rahat, emin olabilirsin."
"Sizden bir ricam olucak." dedim kadına bakarak. Bakışları bana dönerken 'Nedir' diye baktı.
"En azından sadece konuşsanız? Uzaktan?"
Kaşları çatılırken "Hayır!" dedi.
"Eminim kabul edersiniz." elimdeki telefonu gösterirken
"Yoksa kaydettiğim şeyleri polise vermek zorunda kalırım.".
Kaşları anında havalanırken yutkunduğunu gördüm. Salak değildim bu olaydan rahatça kurtulamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Morg Saklambacı
HororTamamlandı✔️ *Bir Morg Saklambacı adında ilk kitaptır.* "Ne demek yok?" "yok abi baktım." "bu hafta üçüncü." Çalışmaya başladığım günden beri bu Morg'da kaybolan cesetlerle uğraşıyorum. Ölü bir insan nereye gidebilir ki? "Başımız belaya girecek yine...