Her şey bitti sevgili Minho

584 50 35
                                    

[Çok angst! Dikkat]

Yazarın ağzından:

Minho bunları yazarken içinde tek bir pişmanlık hissi yoktu. Tek istediği jisung'dan intikam almaktı. İntikam, içini o kadar bürümüştü ki jisung'un anksiyetesinin olduğunu bile unutmasına neden olmuştu.
....

Jisung az önceki olanlar yüzünden kendini balkona attı. Nefes almakta zorlanıyordu. Tek nefes aldığı yer balkondu. Evleri jeju adasında dağlık bir bölgedeydi. Jisung Kore'yi sevmeyen biri olarak bu adayı çok seviyordu.

Tekrardan kafasındaki sorulara yöneldi
Minho neden böyle yapmıştı? Neden ondan yardım istemişti? Neden hayatına saygı duymamıştı? Aklındaki onlarca soruyla birlikte tuttuğu gözyaşları akmaya başladı.

Minho'ya çok sinirliydi ama onu kırabilecek düşüncesiyle mesajlaşmaya son verdi ve telefonu tamamen kapattı. Artık nefes alamıyordu.

Bu hayatta tek güvendiği kişi bile böyleyken, nasıl düzgünce nefes alabilirdi ki.
Babasının, annesine şiddet uygulaması onun suçu muydu?
Jisung bu hayatı hakedecek hiçbir şey yapmamıştı ama işte kader bu kendimiz seçemiyorduk..

Jisung aniden göğsünde bir ağrı hissetti. Ağrı o kadar dayanılmazdı ki kendini yere atmasına sebep oldu. Eliyle göğsünü tutuyordu. Bu acı ona dayanılmaz geliyordu artık. Dayanamıyordu.

"Aptal kadın! Sana daha kaç defa bu yemeği düzgün yap diyeceğim ha!"

Babasının yüksek tondaki sert sesi Jisung'u kendine getirdi. Jisung aniden ayağa kalkıp gözyaşlarını silmeye başladı.

"Ö- özür dilerim, be-ben yemeğin.. tadına bakmıştım ama"

Annesinin sesi hafif duraklamalarla da olsa zar zor çıkıyordu.
O an anladı işte annesiyle babası yine kavga ediyorlardı. Babası her gün annesinini öldüresiye dövüyordu ve jisung'u da odasına gönderiyorlardı. Jisung annesinin çığlıklarına odasında şahit oluyordu. Onu odaya gönderdiklerinde hiçbir şey duyulmadığını mı sanıyorlardı cidden?!

Jisung, baba demeye utandığı o adamın annesini nasıl dövdüğünü görmüyordu belki ama seslerini duyuyordu. Annesinin 'lütfen yapma' diyen çığlıklarından anlıyordu her şeyi. Babası sürekli yemeği yada başka şeyleri bahane edip vuruyordu annesine.

"Madem tadına bakıyorsun neden bu yemek bu kadar kötü kadın?"

Babasının sesi bu sefer daha da sert çıkmıştı.

"Üzgünüm, ço- çok üzgünüm. Bir daha böyle olmayacak.. yemin ederim. Lütfen ba- bağırma Jisung duyacak"

Kadının sesi çok aciz çıkıyordu. Sadece Jisung için dayanıyordu. Bu hayattaki tek dayanağı jisungtu. Eğer o da giderse ne yapardı? Onsuz nasıl yaşardı? Bu yüzden de jisung'un onları duymasını istemiyordu.

Ama Jisung çoktan duymuştu her şeyi.

"Duyarsa duysun. O da anası gibi oruspu ne yapayım?"

Jisung bunu duyduğuna pişman olmuştu. Kendine hakaret edildiği için değil annesine edildiği için, babasına karşı içini büyük bir hırs kapladı. Minho'ya ve babasına olan siniri baskın gelecek ki bugün odasına gitmek istemedi Jisung. Bugün korkup saklanmayacaktı o bok çuvalı yatağına. Bugün içindeki o korkak jisung'a yer yoktu.

"Yalvarırım jisung'a odasına gitmesini.. söyle. Lütfen. Beni di- dinlemiyor biliyorsu-"

"Jisung odana çık! Hemen!"

Jisung babasından gelen yüksek sese karşı mutfağa gitti. Annesi yerde bacaklarını kendine çekmiş bir şekilde ağlıyordu. Babası ise jisung'u sert bir yüz ifadeyle bekliyordu.

I'm Stabber • MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin