Gerçekler

475 43 31
                                    

                                                         [Yazarın ağzından]

________

Chan-- Tamam mısınız çocuklar?

Chan, koltukta laptop'una bir şeyler yazarken aniden konuştu.

Felix-- tamamız hyung. Seungmin de yola çıktı sayılı-

Felix sözünü tamamlamadan büyüğü tarafından susturuldu.

Chan-- Ne dedin sen, ne dedin? Siz kafayı mı yediniz? Daha kaç defa seungmini bu işe bulaştırmamanızı söyleyeceğim!

Chan bağırdığı için soluk soluğa kalmıştı fakat istifini bozmadan Felix'in yakasından hızlıca tutup kendinden daha güçsüz olan çocuğa vahşice bakışlar atarak konuşmaya devam etti.

Chan-- bana bak Felix!

Felix onu aldırmayıp tutulmuş yakasına bakmakla yetindi. Bunun üzerine Chan daha da sinirlenip zaten bir eli yakasında olan çocuğu duvara yasladı ve daha da sert bir ses tonuyla devam etti.

Chan-- Felix bana bak dedim! Sizi de yaptığınız işi de sikerim! Oğlum ben burda konuşurken boşa mı konuşuyorum. Seungmini bu işe bulaştırmayın derken hangi sikinizle dinlediniz beni?

Felix kendinden güçlü olduğuna emin olduğu adamı itemiyordu kenara. Yakası tutulduğu için de konuşamıyordu düzgünce. Yarı öksürür biçimde nihayet büyüğüne cevap verebildi.

Felix-- hy- hyung. Bırak.. beni. Be- ben nefes alamıyo- öhhö hyung.. öhhö... lütfen

Chan gözünün döndüğünü anca onu hızlıca kenara iten iki eli gördüğünde anladı. Hyunjin tarafından sertçe yere fırlatılmıştı.

---

Hyunjin yatak odasında uzanırken Chan'ın sesini duyup gelmişti. Gördüklerine de inanamamıştı. Felix Chan yüzünden zar zor nefes alıyordu. Hyunjin ona su getirmiş, Chan'a da sert bakmaktan çekinmemişti.

Hyunjin-- felix, daha iyi misin? Bir yerine bir şey oldu mu ha? Neden aniden böyle bir şey yaptınız. Canınızasusadınız? Yok eğer susadım diyorsanız işinizi erkenden benim peşimde olan mafyalar bitirsin!

Hyunjin sinirine hakim olmaya çalışıyordu ama olmuyordu. Önünde oturan çocuğun acı çekmesi buna izin vermiyordu. Sonrasında kafasını yerde oturan suratsız Chan'a döndürdü.

Hyunjin-- Hyung? Bunu nasıl yaparsın? Onu ne hâle getirdiğinin farkında mısın sen! Şu aptal şakalarına son ver artık. Zaten bokun içindeyiz. Bizi iyice batırma!

Chan, ona sinirle söylenen bu sözlere daha fazla dayanamayıp ayağa kalktı.

Chan-- neden sadece ben suçluymuşum gibi konuşuyorsun hyunjin? Felix'in hiç mi suçu olamaz? Onu masum mu sanıyorsun sen? Ayrıca sizi boka batıran ben değilim. Siz zaten batmışsınız batacağınız kadar.

Hyunjin, Felix'in omzunu tutan elini indirip ayağa kalktı. Yüzündeki sinir on metre uzaktan dâhi okunabiliyordu. Chan'a doğru yürümeye başladı. Sonrasında da yumruk yaptığı elini Chan'ın göğsüne hafifçe vurarak ona daha da yaklaştı. Neredeyse yüzleri birbirine değecek noktaya geldiğinde konuştu.

Hyunjin-- hyung. Sen şunu daha açıklayıcı anlatsana ya anlamadım. Ne demek istiyorsun? Felix'in suçu ne ki? Sıkmışsın işte boğazını çocuk doğru düzgün nefes alamıyor bile. Baksana ona!

I'm Stabber • MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin