|29| Sensizlikle Alışılan Senlik

337 65 105
                                    

"Peki sen Kim Seokjin.. sen şimdi memnun musun?"

Bedenimin altında daha da ufalan Seokjin'e büyülenmiş gibi bakarken soruma cevap vermişti.

"İsteğimi yerine getirirsen daha mutlu olacağım"
Seokjin gerçekten her zaman daha fazlasını isteyen biri olmaya devam ediyordu ve beni çıldırtıyordu.

Ellerindeki baskıyı daha çok arttırmak adına onu daha fazla bastırarak tekrar inlemesini sağlamıştım.
"Bunca zaman boyunca seni altımda nasıl inletmediğimi merak ediyorum"

Seokjin cümlemin üstüne gülümseyip cevap verdi.
"Oysa ben altında ismini inlemek için fazla müsaitim Kim Namjoon."

Seokjin ile savaşmak gerçekten zordu. Onun beni delirttiği kadar ben de onu delirtmek istiyordum ama başaramıyordum, sanki günlerdir bu anın yaşanmasını bekliyormuş gibi hiç susmadan ve sanki diyeceklerimi ezberlemiş gibi hareket ediyordu.

"İsteğin.. isteğin ne Kim?"
Birbirimize soy isimlerimizle hitap etmek hoşumuza gitmiş olacaktı ki sürekli dilimizde adlarımızı bulunduruyorduk.

"Seni istiyorum."
İstediğimi duymuş olmamla beraber bir sonraki hareketimi yapacaktım ama onun cümleleri beni durdurmuştu.

"Seni içimde istiyorum, senin dilini bedenimin etrafında, dudaklarını dudaklarımda, gözlerini ise deliğimi sızlatmak için içime girdiğin an gözlerimde istiyorum Kim. Bedenimin her bir zerresi seni isteyerek yanıp tutuşuyorken neden beni zorluyorsun?"

Kısık çıkan sesiyle beraber cümle aralarında sanki susuzluktan kurumuş gibi arada durup yutkunan Seokjin söyledikleriyle beraber ellerim sanki çözülmüş gibi onu serbest bırakmıştı. Ama bu bırakmanın ardından yapmak istediğim şeye yani onun dudaklarına ulaşamadan beni şoka uğratan hareketini yapmıştı.

Ellerimin arasından sıyrılan Seokjin altımdan kalkınca ağızım açık, gözlerim ise yaptığı hareket karşısında ağzıma ayak uydururmen ona doğru dönmüştüm.

"Nereye gittiğini sanıyorsun?"
Pozisyonumu dik bir şekilde oturur hale getirirken alt tarafımın verdiği rahatsızlığı düşünemeden Seokjin kulağıma eğilip fısıldamıştı.

"Yaptığın onca şeyden sonra sana kendimi teslim edeceğimi mi düşünüyordun Joon?"
Alaycı gülümseyişini dudağına takmasıyla beraber yan tarafa koyduğum arabanın anahtarını aldı ve üstüne az önce çıkardığım tişörtümü geçirip çadırın fermuarını açtı.

Alt tarafından kendinin de zor durumda olduğunu belli eden kabarıklığa gözüm kaymışken konuşmuştu.

"Sana ve sağ eline başarılar Kim Namjoon. Birazdan geldiğimde işini bitirmiş ol"

Kim Seokjin'i beni kandırmasıyla ona küfürler etmeye başlamıştım çünkü bu bir günde ikinci seferimdi ve unuttuğu bir şey vardı;

Zor durumda olan tek kişi ben değildim.

İşimi bitirdikten birkaç dakika sonra Seokjin çadırın içine girdiğinde terden alnına yapışmış saçlarıyla görüş açıma girdiğinde gülmeden edemedim.

"Biraz zor geçmiş anlaşılan?"
Cümlemle beraber göz devirerek yanıma ilişmiş ve uzanmıştı.
"Erekte olduktan sonra eline muhtaç kalan Kim Namjoon mu diyor bunu?

Gözlerimi devirip az önceki ortama ithafen bir şey söylemiştim.
"Az önce yaptığın intikamdan başka bir şey değildi değil mi?
Cümlemin sonuna göz devirmemi eklediğimde gözlerini benden kaçırmıştı.

"Yani, ilk başta aklımda öyle bir şey yoktu ama sonradan aklıma intikam almak geldi ve öyle işte"
Az önceki durumu hiç yaşamamışız gibi utandığında konuyu değiştirmeye çalışmıştı.

Vinia | ɴᴀᴍᴊɪɴHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin