Vinia | ɴᴀᴍᴊɪɴ

|7| Beklenmedik Bir İlk

"Siktir"
Yoongi'nin küfrü Jeongguk'un teklifine değil, elime sinirden geçirdiğim çatalaydı.

"Bu karara nasıl vardın peki?" acı içinde zorla konuşuyordum. Tenimi delen çatala Hoseok anında müdahale ederek yavaşça çıkardı. Jimin telaşla peçete almıştı masadan.

Ceylan desenleri olan peçetede sanki üstündeki cansız hayvanları öldürerek katliam çıkartmışsın da onların kanları gerçekçilikle akmış gibi duruyordu. Tek farklı olan şey onları boyayan kırmızı boyanın benim kanım olmasıydı.

Seokjin itine baktığımda ağzını gülmemek için birbirine bastırmış, dilini yanağında dolaştırıyordu.

Diline eşek arıları yuva yapsın

"Taehyung ve Seokjin Hyung son zamanlarda Vinia'nın iç dekoruyla ilgili konuşuyordu. Ama gerçekten kaliteli bir şirketle anlaşma imzalamak istiyorlardı. Ben de bizim Querencia dururken başkalarıyla yazılı işlere girmemelerini istedim"
Tamamiyle iyi niyetliydi. Seokjin'in dediklerine rağmen sanki gerçekten o istiyor gibiydi.

Cümlesinin sonlarına doğru yanıma gelip elimi hafifçe tuttu
"Bu konuyu birazdan konuşuruz elini saralım ilk" şefkatle elimi tutup saniyesinde yavaşça geri Hoseok'a verdi elimi

"Banyodan ilk yardım çantasını alıp geliyorum" koşarak gözden kaybolurken bende kafamdaki Vinia düşüncelerini onun gibi kaybolması için işe koyulmaya başlamıştım.

"Tamam endişe etmeyin, suya tutarım bir de hafif sararız geçer" acımıyor, ağrıyordu.
Gidişiyle aynı hızda gelen Jeongguk'un üstüne odaklandım
Taehyung'un diye düşündüğüm gri omuzunda örgülü gibi sarı, yeşil ve beyaz dikişli ejderha vardı.
Altında ise giydiği şeyin üstü olarak bir tık daha rengi koyu eşofman vardı. Gayet rahat olduğunu düşündüm kendime göre.

"Jeon" sızlanarak ona baktım
"Özür dilerim her şey için" nefesini nasıl yaptığını bilmediğim anlamlı şekilde dışarıya verdi
"Bunu bu gece konuşuruz Hyung, önceliğim sağlığın şu anda"

Bugün burada kalacağını mı anlatmak istiyordu yani?
Umarım kendi kendimi kandırmıyorumdur.

Taehyung yanıma yaklaşırken onunla temas etmeden diğer elimi kaldırarak durmasını işaret ettim
"Ben iyiyim cidden Taehyung, hatta şu an elim elden ele tutulduğu için ağrımaya başladı"

Cümlemin negatif taraflığını gülerek konuştuğumdan kapatabilmiştim sanki, o da güldüğünde kalp şeklini ortaya koyan dudağıyla gülümsemiş ve geri yerine geçmişti.

Saçlarıma gelen ufak ve saf öpücükle huzurumu dudaklarıma verdim.
Jeongguk muhtemelen Taehyung ile sakince konuşabildiğime sevinmişti.
"Teşekkür ederim Hyung"

Fiziksel acımı ruhsal sevincim kapatıyordu.
Her ne kadar dekor işini Jeongguk'un aklına Seokjin'in soktuğunu düşünsem de içim rahattı.

"Yemeğimize devam edelim gençler. No problemo"
Elime tentürdiyot döküp fazla olmayan krem sürmüş ve üstünü ilaçlı bir bezden kapatıp sabitlemişlerdi.

"Gerçekten bu kadar üst üste müdahaleye gerek yoktu. Ne de olsa yılan ısırmadı"
Herkes tekrardan eski yerine geçip yemeğe odaklanmıştı.

Oturduğumuz masaya baktığımda bir pürüz hariç aslında gayet huzurlu ve birbirlerine saygı besleyen insanlarla beraber olduğumu anlamıştım.

Hoseok masanın ortasına olaylı ve başına gelmeyen kalmamış olan Belen Tavayı getirdiğinde başımı önüme eğdim.

"Bu ne?" Jeongguk etlerin arasında sarımsak diye koyduğum makarnayı kurtarınca etin oldukça büyük kısmı tavadan ayrılarak makarnayla kalmak istercesine tutunmuştu ama en sonunda makarna olduğu yerde boşluk bırakarak gelmişti.