Vinia | ɴᴀᴍᴊɪɴ

|30| Gözleri Boyayan Yangın

"Görüşürüz o zaman" Morali bozuk şekilde söylediğim veda cümlesiyle Seokjin gülümsemişti.

"Umarım en yakın zamanda Joon"

Kamptan dönerken Seokjin'i evine bırakmayı teklif etmiş ve teklifimin kabul edilmesiyle beraber güzel bir yolculuk geçirmiştik.

Bu iki gün boyunca yaşananlar hâlâ bir rüya gibi gelse de kendimi inandırmak istiyordum.

Başımı direksiyondan kaldırıp yanımdaki bedene baktığımda yine onun bakışlarının bende olduğunu görmüştüm.

"Hiç gitmek istemiyorum"

'Gitmek zorunda değilsin', tek isteğim bu cümleyi bir gün rahatlıkla ona kurmaktı ama hayır, o gün asla gelmeyecekti.

Dağdan indiğimde hayatın tüm gerçekleri yüzüme çarpmış gibi Seokjin'e eskisi gibi davranmaya karar vermiştim.

Bizim yakınlığımız onun için tehlikeden ibaretti sadece.

"Pekâlâ görüşürüz"
Az önceki cümlesini yanıtsız bıraktığım gibi bu dediğini de yanıtsız bırakmış ve inmesini beklemiştim.

Seokjin'in eve geçmesini bekleyerek bir süre daha evin önünde kalmış daha sonra ise içimde büyük bir pişmanlıkla oradan uzaklaşmıştım.

✄

Şirkete gitmek istemediğimden Irene'den bana Vinia projesinin taslağını atmasını istemiştim.

Vinia gayet iyi gidiyordu hatta birçok şey uygulamaya girmişti.

Tabletimin içindeki Vinia taslağına bakarken içkilerin olduğu kısmın nasıl bir değişikliğe uğrayarak Vinia'ya uyum sağlayacağını düşünüyordum.

Ben düşüncelerime dalmışken telefondan gelen bildirim sesi beni düşüncelerimden uzaklaştırmaya yetti.

Elime aldığımda mesaj atan kişinin ismini gördüğümde sesimi kısmaya zahmet etmeyerek koca bir siktir çektim.

Şirket T.
Bi öyle bi böyle. Ben kimim anlarsan söyle. Sırtımda taş, elimde boş bi kutu
İstersem sevebilirim bu oyunu :)

Kesinlikle bu cümlelerin arkasında onun hoşlanacağı bir şeyler yatıyordu.

Namjoon:
Yine ne sikim saçmalamaya geldin?

Şirket T.
Oyunu benim hoşlanacağım şekilde yönlendiriyoruz Kim Namjoon

Namjoon:
Her zaman senin hoşlandığın bir biçimde değil miydi zaten?|
Her zaman senin hoş|
İstediğin her neyse umrumda değil, eğer devam edeceksen bu sefer gerçekten işleri istediğim şekilde yönlendireceğim

Şirket T.
Elimdeki boş kutunun içini dolduruyorum bugün Kim Namjoon.
Ve kutu boşaldığında canı yana tek kişi sen olmayacaksın.
(Görüldü 12.34)

Son yazdığı cümleyi ciddiye almak istemiyordum ama artık iş gerçekten çığırından çıkmıştı.

Seokjin'e kargo gönderdiğini öğrendiğimden beri adımlarımı daha dikkatli atacağıma karar vermiştim ama işin sonunda Seokjin'in canı yanacaksa akıllıca seçimler yapan biri olmaktan çıkıyordum. Mantığıma uymayarak hareket ediyordum.

Namjoon:
Ne istiyorsun?
(Gönderildi 12.47)

Bir kez daha ve son kez onun dediğini yapacaktım. Her şey Seokjin içindi.