Hava daha yeni yeni aydınlanmaya başlamışken ben şirketin önündeki merdivenle bakışıyordum.
Sadece 2 saat 54 dakika uyuyabilmiş ve kendimi erkenden şirkette bulmuştum.Erken uyanma sebebime gelirsek.. Vinia projesi aklımdan çıkmamış ve bir an önce işe koyulmak istemiştim. Elbette her şey Vinia içindi, Seokjin için kendi çıkarım olmadan bir şey yapmazdım.
Seokjin dediğimde aklıma sevgili olayı geliyordu. Yüzümdeki gerilmeyle sırıttığımı hissettiğimde saçlarıma elimi atıp bir kaç saç telimi kopartarak canımı yakmış ve yüzümdeki sırıtmayı silmiştim.
Çok saçmaydı. Sadece bir yalanın beni bu kadar güldürtmesi aşırı saçmaydı. Ancak gülme sebebim asla Seokjin ile sevgili olmamızı düşünmem değildi. Sadece.. Kendi yalanım komik geliyordu bana işte. Nefret ettiğim insanla kendimi saçma bir duruma sokmuştum. Elbette onun haberi yoktu.. Olmayacaktı da.
Şirketin uzun merdivenlerini ikişerli çıkarken kendimi denemeye çalışıp üçerli çıkmaya çalıştım ve düşmeden sona geldiğimde elimi birbirime çarpıp ufakça sevindim.
27 yaşına gelmiş olan biri olarak asla merdivenleri bu kadar aralıklarla çıkmayı başaramamıştım ve elbette üç basamak atlayarak çıkmama çocuklar gibi sevinecektim.
Arkamda bulunan ve az önce bana "Günaydın" diyen güvenliklerin bana bakmadığını umarak arkamı döndüğümde daha yeni arka taraftan ön tarafa doğru ilerlediklerini görerek nefesimi bolca dışarı bırakmıştım.
Aklıma gelen düşüncelere inanmayarak gözlerimi açtım. Hadi ama bunu yapacak kadar cesaretli değildim ben.. Aklıma böyle bir fikir gelmesi kadar saçma bir şey olamazdı.
Daha yeni çıktığım merdivenleri ölçer biçimde baktığımda kendimden emin bir şekilde elimi pantolonumun cebine soktum. Üçer adımla çıktığım merdivenleri neden üçer adımlarla inmem imkansızdı ki.
Güvenliklerr dönüp onları izlemeye başladım, kendimle girdiğim yarışa başlamam için onların arka tarafa gitmesini beklemeliydim. Elbette düşme tehlikem merdivenleri başarıyla inme oranına göre daha yüksekti. Ve asla onlara rezil olmak istemezdim.
Bir süre sonra onların arkaya doğru gitmesiyle, iki elimle yandaki koruma amacıyla konulan direğe sarıldım. Aynı yaşlılar gibi hissediyordum.
İlk üç merdiveni sakince hatta tahminimce 10 saniyede inmiştim ve bu harika bir sonuçtu. Bir kere daha üçer merdiveni sakince indiğimden cesaret ederek ellerimi direkten çekmiş ve havalı havalı inmeyi umut etmiştim.
Adeta kendime gösteri yapıyordum.
Bacağımı az öncekine göre daha yavaş biçimde üç merdiven sonrasına koymuş ve diğer ayağımı da yanına götürmüştüm. Düşmek üzereyken ellerimi refleksle öne ve arkaya doğru savurarak dengede durdum.
Başarmıştım! İçimde dindirmeyi dahi düşünmediğim bir sevinçle hızla merdivenlerden inerken birden dengede duramamıştım.
Ellerimi az önceki gibi arkaya ve öne hızlıca savururken adeta arkamdan tekme yemiş gibi yere uçmuş ve burnumdan sızan kanı hissetmiştim bile.
Yüz üstü yerde yatarken beni görebilecek insanları dahi umursamamıştım. Gerçekten fazlasıyla kendime sinirim bozulmuştu. Beş yaşındaki çocuğun yaptığı şeyi bile yapamıyordum.
Ellerimi yerden kaldırıp avucumu yattığım zemine bastırarak destek almaya çalışmıştım ancak gücüm kalmamış olacak ki anında yeri tekrar öpmüştüm.
Yerle buluştuğum anda sol tarafımdan gelen çirkin kahkaha sesini işitmemle kulaklarım kedi kulağı gibi yerinden oynamıştı.
Gerçekten neden her yerden çıkıyordu? Üstelik saat ben geldiğimde yeni 7.15 olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vinia | ɴᴀᴍᴊɪɴ
Fanfic"Kader iki insanın birbirine görünmez iple bağlanmasıdır O görünmez ip bir gece kirli şekilde bağlandı" Texting / Düz yazı '❋' Nemesis'ten etrafını Abrus gibi saran okurlarına instagram : namjinpromise