''Siz ciddi olamazsınız değil mi?''
Taehyung anlattıklarımız karşısında ağzı açık bir şekilde duruyor ve durumu nasıl anlatırsak anlatalım bize inanmak istemiyor gibi bir hâl sergiliyordu. Önümde ise oturan Yoongi az önce anlattıklarımız yüzünden çığlık atmak için başka bir odaya geçen Jimin ve onu susturmaya giden Hoseok'un arkasından bakıyordu.
Az önce yaşadığım korkuyu tekrar hatırlarken Taehyung'un sorusuna cevap vermek için geç kalmıştım..
✄
Gelen tanıdık sesle beraber Jeonggukla ikimiz kafamızı sesin sahibine çevirdik. Ağzım açık kaldığında her şeyin daha yeni başlıyor olduğuna emin olmuştum.
"Ne Seokjin'in ne de Taehyung'un bu durumdan haberi olmasın da ne demek? Ne durumundan bahsediyorsunuz?"
Jeongguk hemen benden ayrılıp önümüzde duran Taehyung'un yanına gitmişti. Seokjin'e yakalanmış olabileceğimizin korkusuyla ellerim benden bağımsız olarak titremeye başlamış ve ayaklarım da ellerime eşlik ederek titreşime girmişti.
Daha fazla ayakta kalamayıp kendimi koltuğa adeta atmıştım, koltuğa düşmemle gelen sesle beraber odada bulunan ikili yanıma doğru ilerlerken Jeongguk beni durumdan kurtarmak ister gibi yalanlar uydurmaya devam ediyordu.
Ama ben istemiyordum. Şu anda Taehyung'un öğrenmesi hiçbir şeyi değiştirmezdi sonuçta. Üstelik Jeongguk o kadar değişik senaryolar kurarak yalanlar söylemişti ki Taehyung ancak aptal olsa inanırdı yalanlarına.
''Noluyor lan burda?'' Sanki deja vu yaşıyormuş gibi gelen tanıdık sese doğru baktığımda bir kez daha basıldığımızı anlamıştım.
✄
''Siz şimdi Hyungumla daha önce birlikte oldunuz ve bize, ah pardon abim dahil herkese belli etmeyip sakladınız mı?''
Taehyung sanki Jeonggukla ikimiz bu durumu gizlemişiz gibi soru sorduğunda Jeongguk ona bir şeyler açıklamak üzere konuştuğunda ben kafamı şu anda oturduğumuz yerden almıştım.
Aslında şu ana bakarsak gerçekten trajikomik bir an yaşıyorduk. Taehyung ve Jeongguk kendi derdinde, Yoongi koltukta hiç şaşırmış taklidi yapmadan oturuyor, Hoseok ve Jimin karşı koridordaki odada çığlık atıyor ve ben ise.. Ne yaptığımı bilmiyordum.
İsmini bilmediğim şerefsiz Seokjin'i rahat bırakana kadar kafam rahat olmayacaktı da. Seokjin tehlikedeydi ve ben kendimi asla rahatmış gibi hissedemiyordum.
Düşüncelerimi aklımdaki isimle bölen Hoseok ve arkasından Jimin geldiğinde Hoseok'un söylediği cümleyle yerimde istemsizce oynaşmıştım.
''Bu arada size söylemedim ama.. Seokjin muhtemelen birazdan buraya gelecek'' Hoseok cümlesine devam edecekken Yoongi sözünü böldü.
''Çünkü Hoseok çok akıllı olduğundan Seokjin'i kendi evine çağırdı az önce.''
Jimin sinirli anında yüzüne koyduğu ifadeyi takınarak az önceki cümleyi söyleyen Yoongi'nin üstüne yürüyecekken ben sözümle araya girdim.
''Size az önce dediğim gibi, Seokjin ile aramızda hiçbir şey olmadı daha fazla olmayacak da''
Jimin bu sefer normal haline dönüp şirin şirin sırıtmıştı
''Daha ne olsun Hyung'' Kastettiğim şeyi anlamıştı ama anlamıyor gibi davranıyordu, göz devirip devam ettim.
''Ve tekrardan dediğim gibi lütfen Seokjin'e bir şey belli etmeyin veyahut bizi bir araya getirmeye çalışmayın, bu sözümün özellikle kime gittiğini biliyorsunuz'' Herkes Jimin'e döndüğünde Jimin sanki askermiş gibi sağ elini başının üstüne koymuş ve önümde saygın bir biçimde eğilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vinia | ɴᴀᴍᴊɪɴ
Fanfic"Kader iki insanın birbirine görünmez iple bağlanmasıdır O görünmez ip bir gece kirli şekilde bağlandı" Texting / Düz yazı '❋' Nemesis'ten etrafını Abrus gibi saran okurlarına instagram : namjinpromise