Ezkaza

1.3K 37 6
                                    

"Hayat bir çember diye düşündü,
Nerede başlarsa orada sona eriyor"
                    -wulf Dorn-

                              ●

Bir hafta sonra..

Sokağı dinledi bir süre. Sonra başını kaldırdı usulca havaya. Yağmur damlaları yanaklarından boynuna doğru ince bir yol çizerken gözlerini kapatıp biraz daha kaldı böyle. Hissetmiyordu soğuğu, hafif Çakır keyif olduğuna yordu bunu. "Nefes alan bir boşluktan ibaretim" diye fısıldadı kendi kendine. Konuşması havadaki soğukla buhar olup yükseldi, buğulu gözlerle izledi bunu. Böyle olmaktan nefret ediyordu. Ne zaman içse düşünceleri ağır gelir , altında ezilmeye başlardı .Oysa kendinde olunca gamsız bir adama dönüşüyordu. Bunda amcasının rolü büyüktü fakat kendini kontrol edebiliyordu.

Tam yürümeye başlayacaktı ki, içini titreten silah sesini duydu. Hızla gözlerini araladı ve yolun sonundaki evine dikti gözlerini. Bir an nefesinin kesildiğini hissetti.. kendine gelmeye çalışarak sarsak adamlarla koşmaya başladı. Yerin ayaklarının altından kaydığını hissetti. "Lütfen" dedi kendi kendine "şimdi değil".. Sesi kendine yabancı gelmişti o an ama yine de durmadı.

Evin önünde iki siyah Jib duruyordu , daha da huzursuzlaştı onlara bakarken. Evin arkasına doğru yöneldi hızlı ve sessiz adımlarla . Duvardan atlayıp bahçedeki ağaçların arasından etrafı görmeye çalıştı. Görüş alanında eli silahlı iki adam vardı sadece, diğerleri içerde olmalılardı . . Amcası evde miydi...

Kendini zar zor tutarak beklemeye başladı. Ne olduğunu bilmiyordu, sadece amcasının evde olmamasını diledi. Neden bu kadar korktuğunu da , ağlayacak dereceye gelmesinin de sebebini biliyordu. Ailesinden kalan tek kişiydi amcası, yokluğu varlığı bir olsa da en azından arada kendini hatırlatıyordu " ben ne diyorum lan" deyip toparlanmaya çalıştı, ölmesini izleyemezdi . Hem ölmesini dilerken bunun bu kadar erken olduğunu düşünmezdi. Bir süre daha izledi uzaktan ta ki içerden çıkan adamın
"o döl israfını bulun! Yerin dibine de girdiyse bulacaksınız onu ." Dediğini duyana kadar . " İşte böyle amınakoyim" diye fısıldadı rahatlıkla.

Bir süre sonra ilk defa nefes aldığını hissetti . Demekki evde değildi , şimdi kaybolmalıydı burdan hem de hemen.

Atladığı duvara yöneldi. Az önce fazla salgıladığı adrenalinden dolayı duvardaki yükseklik gözüne şimdi çok gelmeye başlamıştı. Hızlı olmaya çalışarak tırmanmaya başladı. Önündeki ağaçların bedenini saklamasına bir kere daha şükretti.

Üstünde durduğu duvardan aşağıya baktı " haassiktir" diye fısıldadı. Böyle duvarı yapan ustanın ebesine saydırdı içinden." Çin Seddini yapan deden miydi oruspu çocuğu" diye mırıldandı ağlamaklı bir sesle.

"Hadi oğlum" dedi kendi kendini cesaretlendirmeye çalışıp . O son içkiyi içmeyecekti işte , başı dönüyordu.

Son bir kez etrafına bakıp atladı sebebi olacak duvardan.

Ayağına yayılan acıyla inledi. Ne yaptığını fark edince iki elini de sıkı sıkı kapattı ağzını. İşe yaramamış olacak ki adamlardan gelen seslerin kesildiğini farketti. Gözleri fal taşı gibi açıldı. Nefes bile almadan , ayağındaki acıyı da umursamadan duvardan destek aldı. Baştan aşağı titriyordu.
" Başlarım böyle gerilime, ölümle oynuyorum." Daha gençti , bir de vasıfsız amcası yüzünden ölmeyi istemiyordu.

Titreyen bacaklarıyla duvarın dibinden yavaşça yürümeye başladı. Caddeye adımını atar atmaz ayak seslerini duydu daha sonra bir silah sesi ...

"Dur lan orda!" Diyen sese dönmeden tabana kuvvet deyip koşmaya başladı. Bakmayacaktı arkasına, bakarsa dururdu çünkü . İçine girdiği çelişkiye küfür etti .

"Koş, iman gücüyle koş.." ateistti. Dişlerini sıkıp son sürat sokaktan dönerken hâlâ onların bir nefes arkasında olduğunu biliyordu.

"Son bir sokak dedi önündeki yolda görmeyen gözlerle koşarken . Yağmur sırılsıklam etmişti şimdi onu. Hava bıçak gibi kesiyordu yüzünü. Döneceği diğer sokaktan sonra nah bulurlardı onu.

Sokağın sonuna yaklaşmıştı ki kurşunun sesini tam kulağının dibinde hissetti. Donup kaldı. Gözlerinin dolduğunu hissetti. Korkak olmamıştı hiçbir zaman ama ölümün soğuk sesi etrafını böyle çığlığa boğarken yapacağı bir şey yoktu. Her şey ağır çekimdeydi şimdi.

"Ellerini kaldır! tek yanlış hareketinde beynini dağıtırım" diyen sert sesle titreyen ellerini yavaşça yukarı kaldırdı. Zor nefes aldığını hissetti. Kumral saçları alnına yapışmıştı. Ne yağan yağmurun onu ıslatmasını ne de ayağındaki acıyı hissediyordu. Yeşil gözlerini yumdu . "Böyle hayal etmemiştim dedi içinden. Boku bokuna ölecekti.

Bir kaç saniye sonra metalin soğukluğunu ensesinin üzerinde hissetti.

Amcası yüzünden ölümün ona yakın olduğunu biliyordu ama tam ensesinin üzerinde olması onu daha da gerçekliğe döndürdü.

"Madem ülkede bu kadar iyi koşucu var neden hâlâ yerimizde sayıyoruz amk" dediğini duydu. Bu durumda olmasa bu söylediğine gülebilirdi ama şu an arkasını dönüp adamın yüzüne bakamıyordu bile.

Demek ki bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı sikermiş.

Nefes alması daha da zorlaşırken. Kafasında kurduğu cümleler fısıltıyla döküldü dudaklarından " oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim.." söylediği kelimelerin ağırlığı sağ gözünden akan yaşla birlikte son buldu.

Titrek bir nefes alarak arkasına dönmeye başladı. Bu bir kabullenişti onun için. Ölüme boyun eğmek olur muydu.. olmazdı, ama çaresizlik bedeni buna zorluyordu. Mucizelere inanmazdı, hayat her zaman gerçekliğini onun yüzüne en sert şekilde vurarak hatırlatmıştı.

Soyutlanmıştı olduğu ortamdan , kendiyle boğuşurken silahla göz göze geldi " sonunda dedi , sonunda bitiyor"

" Bu kadar erken değil velet" dediğini duydu adamın. Korkuyu barındırmıyordu artık bedeni çünkü her ne şekilde olursa olsun kurtulamayacaktı. Yeşil gözlerini karşındaki karanlık adama dikti.Adam bu kadar uğraşmanın verdiği bıkkınlıkla silahı baş hizasında tutup kolundan sürüklemeye başladı.

Adamın sürüklemesiyle dakikalardır hissetmediği acıyı tekrar hissetti ayağında. Kısık sesle inleyip "Nereye götürüyorsunuz beni "dedi sesini sert tutmaya çalışarak. Korktuğunu göstermek istemiyordu. Gerçi gösterse ne olacaktı sonuçta ölecekti.

Histerik bir gülüş çıktı adamın ağzından. Kolumu daha çok sıkarken"Cehenneme" diye fısıldadı kulağıma... sonrası karanlık.

Nefesini TutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin