"Ölüyoruz, demek ki yaşanılacak."
-Aziz Nesin-●
Yüzündeki eller kaybolunca titrek bir nefes verdi.yaşları akmaya devam ediyordu.Artık emindi, hayatı bir daha eskisi gibi olmayacaktı. Ölümü kabullenmişken mavi gözlü şeytanın onu böyle kolayca öldürmeyeceğini anlamıştı.
"Sikeyim!"bağlı ayaklarını sertçe yere vurdu. Çaresizdi.En son annesi gözlerinin önünde ölürken onu kurtaramayacağını anladığında hissetmişti bu çaresizliği.
Düşüncelerinin ağırlığıyla ağlaması daha da şiddetlendi. Bu belirsizlik fiziksel acıdan daha çok yakıyordu canını.ellerini sıkmaktan parmak boğumları beyazlamıştı." Ben bunları haketmedim" dedi. Sesi kulağına zar zor ulaştı. Bunları haketmemişti. Küçüklükten beri girdiği bataklıktan çıkmaya çalıştıkça daha çok batıyordu.
Yaşadığı hayata cehennem derken , şimdi daha yakıcı ve belirsizliğin onu boğacak kadar sarmaladığı anları yaşıyordu. Şimdi ne yapması gerektiğini bilmiyordu yine de acının ne olduğunu biliyordu. En azından acı eşiğim yüksek dedi kendi haline gülerken. Dengesi alt üst olmuştu bu kısa sürede.
Bedenini sıkmayı bıraktı. Hızlı hızlı nefesler verdi. Kendine gelmeliydi , bu kadar zayıf değildi. Başını kaldırdı eğdiği yerden . Kan çanağı gözlerini az önce şeytanının çıktığı yere dikti. "Ölmeyeceğim" diye fısıldadı. "Haketmediğim şeyleri yeterince yaşadım, ölüm buna dahil değil..."
***
Ayak seslerini duyunca dikkat kesildi. Depo o kadar sessizdi ki en ufak sese hassaslaşmıstı kulakları. Boğuk inlemeler eşliğinde açıldı kapı. Gece boyu başında bekleyen iki adam kollarında ağzı yüzü kan içinde olan bir adamı sürükleyerek içeri taşıdılar . Tanınmayacak haldeydi.
Göz bebekleri büyüdü kumral gencin.
Sakinleşen bedeninin tekrar sinirle karışık korkuyla kaplandığını hissetti."Amca!" Diye bağırdı adamların kolları arasındaki baygın adama ama sesi güçsüz çıkmıştı. Sürükleyerek ayaklarının dibine kadar getirdiler amcasını. Ağlama isteğinin tekrar geldiğini hissettiğinde sıktı kendini. Gözlerini ayırmadı kanlı bedenden. Dişlerini sıktı ,"yaşıyor mu" diye sordu hissizleştirdiği ses tonuyla.
Buna karşılık iki bedenden biri gülerek "ölmesini mi isterdin? Merak etme yakında o da olur"dedi.
"Komik mi orospu çocuğu!" diye bağırdı Barlas.
İki adam da bunu beklemiyor olacaktı ki gülmeyi kestiler. "Bana bak velet, sabrımı zorlama da uslu uslu otur yoksa seni ilk gördüğümüzde yapmadığımız şeyi yapıp keserim sesini soluğunu"diye söylendi sinirli sesiyle. Umursamadı Barlas. Şu an dikkati sadece yatan bedendeydi, yaşam belirtisi vermesini bekliyordu başka türlü rahatlamayacaktı çünkü.
Yine de gerginliğini yansıtmayacaktı karşısındaki adamlara. Güçsüzlüğün tekrar üzerine çökmesini istemiyordu yeterince zayıf düşmüştü.
"Dışarı çıkın"
Duyduğu sesle irkildi kumral olan. Bakmadan da sesin sahibinin kim olduğunu biliyordu. O yüzden gözünü amcasının üzerinden çekmedi.
Adamları hızlıca çıktı. Yine baş başa kalmışlardı, tabi bir adet yüzü gözü dağılmış amcası da vardı bu sefer.
"Manzaranı sevdin sanırım, gözünü ayıramıyorsun"
Sesiyle başını kaldırıp umursamazca şimdi karşısına geçmiş mavilere dikti. Yine aynı etkiyi yaşıyordu. Ne zaman onunla göz göze gelse içindeki güç çekiliyordu. Yine de en ruhsuz ifadesini taktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefesini Tut
Fiksi UmumHerkes kendi cehennemini kendisi yaşar derler fakat O, cehennemin ta kendisiydi... + 18 - şiddet, smut ve olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar mevcuttur.