Gemi sanki hiç fırtına olmamış gibi suyun üzerinde kayarak ilerliyordu. Jungkook bu engin okyanusların üzerinde ustalıklarına hayranlık duymadan duramıyordu. Bu korkunç sularda evlerindeymiş gibi görünüyorlardı.
Her ne kadar belli etmemeye özen gösterse de geminin kaptanı Taehyung da Jungkook'da hayranlık uyandırıyordu. Arkadaşının hayatını kurtarmak için kendi hayatını tehlikeye atmıştı.
Ve nazik bir yanı da var, diye düşündü Jungkook, gözleri adamın kaslı bedeninin üzerinde dolaşırken.
Taehyung sanki Omega'nın onu incelediğini hissetmiş gibi ona baktı ve gözleri buluştu. Alfa ona karşı olan ilgisini anlamasın diye Jungkook telaşla gözlerini kaçırdı.
O bir Viking, halkımın düşmanı, diye hatırlattı kendine. Onun Viking çetesi Lisa ve diğerlerini öldürdü ve ablama saldırdı. Geçen birkaç günde kendisine ne kadar şefkat göstermiş olursa olsun, onun ve adamlarının yaptıklarını asla unutamazdı. Okyanus bile onun ellerindeki kanı, ellerindeki ailesinin kanını temizleyemezdi.
Jungkook geminin kıç tarafında yer alan derme çatma çadıra doğru ilerledi. Bu Viking'i görmek sinirini bozmuştu. Onu hava şartlarından korumak ve çok istediği mahremiyeti sağlamak için gemide çadır kuran da aynı Taehyung'du. Güvertede, babasının ambarından alınmış torba ve fıçıların içinden ona kuru bir elbise bile bulmuştu.
Zaten benim olanı bana veriyor yalnızca, diye kendi kendine düşündü alaycı bir şekilde. Yine de Alfa'nın düşünceli oluşu hoşuna gitmiş, bir Viking'in onun rahatını düşünebilmesine hayret etmişti. Gerçekten de son birkaç günde Alfa misafirperver bir ev sahibi gibi olmuş, nazikçe ilgilenmişti onunla. Jungkook bazen bu Viking'in kılıcından doğan tüm o katliamı unutuyordu.
Neden böyle davranıyor? diye merak etti. Alfa şimdi gemisinin ilerlemesiyle meşguldü ama karaya ayak bastıklarında Omega'nın çok istekli bir cariye olacağını düşündüğüne hiç şüphe yoktu. Ama Jungkook ona teslim olmayacaktı.
Taehyung İrlandalı Omega'nın çadırına dönmesini izleyip gülümsedi. Aptal değildi. Omega'nın nefreti yumuşuyordu. Çok yakında Taehyung'un eşi olacaktı. Uzun gecelerde uyku tulumu içinde kıvrılmışken İrlandalı Omega sık sık rüyalarına giriyordu.
Taehyung omeganın kalbini kazanmaya çalışıyordu ve yolculukları süresince Jungkook da gardını indirmeye başlamıştı. Ne de olsa Alfa onun dilini konuşabilen tek kişiydi.
Sonunda yolculuğun üçüncü gününde, "Benim dilimi nereden biliyorsun?" diye sormuştu Omega ona.
"Son beş yılı senin ülkende geçirdim," diye yanıt verdi adam. Omega onun gözlerinin önünde beliren kara bulutların nedenini merak etti.
Onun asık yüzü karşısında yılmadan, "Munster vilayetimde mi?" diye devam etti.
"Civarında," diye karşılık verdi Taehyung. Bu koyu saçlı Omega gibi İrlandalı olanlar tarafından dövülmüş, aşağılanmış, üzerine tükürülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
flame from the sea • tk
Fanfiction• omegaverse • İrlandalı Omega Jungkook ve Viking Alfa Taehyung