Taehyung anahtarları elinde sımsıkı kavrayarak odaya gitti. Jungkook'un masum olduğuna inanmayı çok istiyordu ama onun yalan söylediğini iddia eden birçok insan vardı.
Kapıyı açan Jungkook odada Jungkook'u aradı. Sonra uzak bir köşede onu gördü, bir kürk yığının üzerine kıvrılmıştı. Alfa onu özlemişti.
"Jungkook," diye seslendi yavaşça.
Omega yavaşça döndü ve gözleri buluştu. Alfanın gözlerindeki bakışı tanıdığında Jungkook'un nefesi kesildi. Taehyung ondan hala şüphe ediyordu.
"Neden buradasın?" diye sordu bir fısıltıyla ona arkasını dönerek.
"Babam seni serbest bırakmamı istedi," diye cevap verdi Taehyung.
"Baban," dedi omega içinde bir şeylerin öldüğünü hissederek. "En azından o benden şüphe etmiyor." Omega gözlerini kapattı. Yeniden açtığında Taehyung'un üzerine eğildiğini gördü.
"Sen hasta mısın?" diye sordu Taehyung, meşaleyi Jungkook'un gözlerinin önüne getirmişti. "İyi görünmüyorsun."
"Kendimi iyi hissetmiyorum," diye yanıt verdi keskin bir sesle. "Karanlık, köhne bir odaya kilitlenmek vücuda sağlık katmak için iyi bir yol değil."
Taehyung ona dokunmak, onu teselli etmek için yanıp tutuştu. "Jungkook..." diyerek ona doğru uzandı.
Omega onun dokunuşundan uzaklaştı. "Aşk güvenmektir." Jungkook Taehyung'un şüpheleri yüzünden paramparça olmuştu. "Söylediğim her şey gerçekti Taehyung."
Taehyung onu kollarına almak, ona inandığını söylemek istiyordu ama şüpheleri zihninde büyük bir ağırlık yapıyordu.
"Eğer bana inanmıyorsan neden beni burada bırakmıyorsun Taehyung?" diye sordu Jungkook soğuk bir sesle.
"Olaf masum ya da suçlu olduğuna hükmedilinceye kadar konakta dolaşmakta serbest olacağını söyledi." Onun bu sözleri omeganın kanını dondurdu. "Gel." Taehyung onun elini tuttu ve ayağa kalkmasına yardım etti.
"Eğer bu işi yaptıysam neden ben de kaçmadım, bunu hiç düşünmedin mi?"
"Çünkü Tanrın huzurunda benden bir daha kaçmayacağına yemin etmiştin," diye cevap verdi Taehyung gerçekten düşünmeden. Sözleri omeganın kalbine bir hançer gibi saplandı.
Jungkook kapıya doğru koştu. Konağa giden yolu koşarak geçti, neredeyse Ruby'yle kafa kafaya çarpışıyordu. Kadın kıs kıs güldü ve delici gözleriyle Jungkook'a baktı, sanki ona yeniden ait olduğu Eire diyarına dönmesi gerektiğini söylüyordu.
Ama geri dönmeyeceğim, diye yemin etti kendine Jungkook. Suçlu olmadığımı herkesin önünde kanıtlayacağım.
Karnına dokunup içindeki yaşamdan gelen gücü hissederek eşyalarını toplamak için yatak odasına gitti.
Gözlerine dolan yaşlarla savaşarak, "Ben sana inanırdım," diye fısıldadı sitemle.
-
Taehyung nemli saçlarını gözlerinden çekti ve balını kaldırarak ufukta silinmekte olan parlak güneşe baktı. Taehyung, Thorkill ve adamları gemiyi tamir etmek için ormanın kıyısında çalışıyorlardı.
Taehyung daha önce birçok kez yaptığı gibi Jungkook'u düşündü. Birkaç gün önce onu serbest bıraktığından beri neredeyse hiç konuşmamışlardı. Omega ona ne zaman baksa gözleri onu lanetliyor gibiydi.
"Ah dostum, sizin yardımlarınızla yakında yola çıkacağız gibi görünüyor," dedi Thorkill.
"Evet, yakında sallanan gemiyi ayaklarının altında hissedeceksin." Taehyung tepeden aşağı, denize doğru baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
flame from the sea • tk
Fanfiction• omegaverse • İrlandalı Omega Jungkook ve Viking Alfa Taehyung