23

1.6K 188 39
                                    

Sonbahar ekinoksu şöleninin gecesinde havada ayaz vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sonbahar ekinoksu şöleninin gecesinde havada ayaz vardı. Jungkook pelerinine sıkıca sarıldı ve ateşe daha da yaklaştı. Jim'le Taehyung'un bir araya geldiklerini görebiliyordu, yüzleri yeniden denize açılmanın heyecanlıyla parlıyordu ve Jungkook alfasının yanına koşup gitmemesi için ona yalvarmamak için kendini zor tutuyordu.

Irene Jungkook'un yanına geldi. Etrafındaki erkeklere baktığında güldü. "Bazen bu güçlü Vikinglerin nasıl küçük çocuklar gibi olduklarına hayret ediyorum."

Jungkook güldü. Jungkook ve Taehyung''un hâlâ sohbetlerine devam ettiklerini fark ettiğinde ciddileşti.

"Gel," dedi Jungkook Irene'in elini tutarak ve onu Taehyung'la Jim'in durdukları yere doğru çekti. Irene'in uzaklaşmaya çalıştığını hissedebiliyordu ama onu Jim'in önüne çekmeyi başardı. Taehyung'a kurnaz bir şekilde göz kırpıp onu uzaklaştırarak Irene ve Jim'i yalnız bıraktı.

"Şölene gelebilmene sevindim," dedi Irene dik durarak. Jungkook'un niyetinin bilincinde kıpkırmızı kesildi.

Bunun üzerine Jim sırıttı. "Bir çöpçatanlık dönüyor gibi görünüyor. Ama umurunda değil, çünkü yanımda olmasını tercih edeceğim başka bir kadın düşünemiyorum."

Irene de gülümsedi. "Güneşin yedi devresi önceki sonbahar ekinoksundaki şöleni hatırlıyor musun?" diye sordu.

"Nasıl unutabilirim ki. Taehyung'la beni her yerde takip eden yüzü çilli güzeller güzeli bir kız."

"Ben güzeller güzeli değilim," diye fısıldadı Irene.

"Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Şaçın bir ateşin alevleri kadar kırmızı ve ışıltılı, gözlerin yıldızlar gibi parlıyor..." Sonra bu coşkusundan kurtularak beceriksizce "Ama o çilleri de özlüyorum," dedi. "Nereye gitti onlar?"

"Onları benden alsın diye Freya'ya yalvardım," diye güldü İrene. "Her birinden tek tek nefret ediyordum." Sonra Irene başını kaldırıp ona bakana kadar aralarında uzun bir sessizlik oldu. "Ama onları özlüyorsan, geri alabilmeyi dilerim."

Jim elini uzattı ve nazikçe onun yanağına dokundu. "O günlerin üzerinden öyle çok yıl geçti ki. Nereye gittiler acaba?"

Irene'in bakışları aşkıyla yumuşadı. "Sizin, savaşçıların en muhteşemleri olduğunuzu düşünüyordum. Sizin gibi olabilmek için bir erkek olarak doğmuş olmayı nasıl da isterdim."

Jim kıkırdadı. "Bense öyle olmadığını için mutluyum." Kolunu genç kadının beline koyarak onu dışarı götürdü. Renklerin muhteşem parlaklığını, kuzey ışıklarını görmek için kuzeye doğru baktılar. Orada, göklerin ışıltısı altında Taehyung Irene'i nazikçe öptü, o an için onun bir jarlın kızı kendisinin de sadece çiftçilik yapan bir Viking olduğunu unutmuştu.

"Güzel Irene. Sana sunabilmek için güneşe ve aya sahip olmayı nasıl da isterdim." Onu yeniden öpmeye başlıyordu ki gökkuşağı ışıklarının parıltısı belindeki zincirden sallanan bıçağın ışıltısını takıldı, bu onun bir jarlın kızı olduğunun işaretiydi. Bu Jim'e, Irene'in olduğu ama onun olmadığı her şeyi hatırlatan bir ışıltı oldu. Jim sanki Irene ona tokat atmış gibi geri çekildi.

flame from the sea • tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin