Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jungkook'un bilinci yavaş yavaş yerine geldi. Hafif bir sisin ardından Irene'in yüzünü önünde görüp soğuk bir kumaşın alnına bastırıldığını hissetti. Jungkook kalkmak için uğraştı ama nazik bir el onu engelledi.
"Taehyung," diye fısıldadı Jungkook.
"O şu anda burada değil," diye yanıtladı Irene, güzel yüzü asılmıştı.
Jungkook yeniden oturmayı denedi. "Sorunun ne olduğunu bilmiyorum," dedi, Taehyung'un babası ve kardeşlerinin önünde bayılmış olmaktan utanç duyuyordu.
Irene ona şefkatli ve anlayışlı bir ifadeyle baktı. "Belki de bir çocuk taşıyorsundur."
"Hayır, bu olamaz," diye cevap verdi Jungkook, böyle bir şeye ihtimal vermiyordu.
Yeniden Taehyung'un nerede olduğunu merak ederek ayağa kalktı ve bakmaya gitti. Onu ve Woon'u birbirlerine kilitlenmiş bir halde yerlerde yuvarlanırken buldu. "Ah, hayır!" diye haykırdı. "Durdurun onları. Biri onları durdursun."
Jungkook Taehyung'a gitmeye çalıştı ama Irene onu omuzlarından sımsıkı tuttu. "Öfkelerinden kurtulmaları daha iyi."
Taehyung Woon'un yumruğunu burnunda hissettiğinde kafasının içinde patlayan bir acıyla geriledi. Elini kaldırarak yüzündeki kanı sildi. Yıllardır biriken öfkesi bir anda içinden fışkırdı. Woon'un yüzüne çok sert bir yumruk attı.
"Bana ne yaptığını biliyorum," diye hırladı.
"Öyle mi? Peki ne yapmışım ben?" diye sordu Woon.
"Bilmiyormuş gibi yapma abi," diye karşılık verdi Taehyung, Woon'u ayağından yakalayıp yere devirerek. Şimdi abisinin tepesinde dikiliyordu. "Ne yaptığını biliyorum ve ihanetinin bedelini ödeyeceksin."
Gözleri öfkeyle parlıyordu. Bir an için dengesini kaybedince yere düştü.
"Bilmece gibi konuşuyorsun," dedi Woon dişlerini sıkarak. "Babamızın gözdesi rolünü oynatarak bana yanlış yapan sendin!" Taehyung'u hızla sert toprak zemine çarptığında genç adamın kulaklarının çınlamadına sebep oldu.
"Hah. Görünüşe göre galip olan benim," diye gururla övündü Woon. "Babam için uygun bir halefim." Şimdilik Taehyung için tehlike geçmişti ama aralarındaki hiçbir şey gerçekten hallolmamıştı. Skor başka bir gün eşitlenecekti.
Jungkook hızla Taehyung'a doğru koşup elbisesinin kenarıyla yüzündeki kanı nazikçe temizledi.
Taehyung, Jungkook ona yardım ederken ayağa kalkmaya çalıştı. Vücudundaki her kas sızlıyordu.
Woon babasına doğru yürüdü. "Omega. Onun hakkındaki kararın nedir? Bunu sana bırakıyorum," dedi sırıtarak, cevaptan çok emindi.
Olaf önce bir kardeşe sonra diğerine baktı. Jungkook'un gözlerindeki taparcasına bakışları görünce kararını verdi. "Omega Taehyung'undur.
