18

1.8K 218 54
                                    

Ertesi sabah Jungkook kahkaha sesleriyle uyandı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ertesi sabah Jungkook kahkaha sesleriyle uyandı. Barınağından dışarı baktığında birçok kişinin gelmiş olduğunu gördü. Jungkook kalabalığın arasında Jin, Wendy, Hildegard, Joon, Yoon ve Jim'in tanıdık yüzlerini görebiliyordu ve onları yeniden görünce içinde bir heyecanın yükseldiğini hissetti.

Yatağından fırladı ve telaşla giyinip saçını tarayarak dışarı çıktı. Önce Jin ile Joon'la selamlaşırken Jin'in karnının büyüdüğünü fark etti.

Joon, Jungkook'a baktı. "Sen ve Taehyung nasıl gidiyorsunuz?" diye sordu. "Ben şimdiye kadar seni de karnı büyümüş olarak göreceğimi düşünmüştüm."

Jungkook yüzünün kızarmasını engelleyemedi. Sadece "Taehyung ve ben şu anda ayrıyız," dedi.

Sımsıkı el ele tutuşmuş Yoon ile Wendy de Jungkook'un yanına geldiler.

"Taehyung nerede?" diye sordu Yoon. "Ona bir daha ne zaman Vikinglik yapmaya gideceğimizi soracaktım. Uzun zamandır kıyılardayız." Jungkook onun Taehyung'u aramaya gitmesini izledi. Genç adam neşeli bir havadaydı. Ama biraz sonra gülümsemesi soldu. Taehyung, Jim'in arkadaşına ölümle burum buruna gelişini anlattığını düşündü. Joon'un "Jim'in haberi var mı?" diye sorduğunu işitti.

Joon'un Jim'i almak için koşup onu Taehyung'un durduğu yere götürmesini izledi. "Böyle bir şeyi kimin yaptığını bilmek istiyorum," derken kaşları çatılmıştı. Jungkook, onların konuşmalarını seyretti. Daha sonra üç adam ayrıldılar ve Jim omeganın yanına yürüdü.

"Taehyung'un hayatını tehdit eden Woon muydu?" diye sordu kaşlarını çatarak.

"Bilmiyorum. Taehyung ve abisi yumruk yumruğa geldiler," diye yanıt verdi dürüstçe.

"Onunla kendim dövüşmek isterdim!" dedi Jim öfkeyle. Uzun bir süre boyunca düşüncelere dalarak sessizce durdu ama Irene Jungkook'un arkasında belirdiğinde omega adamın gözlerinin aniden yumuşadığını gördü.

"Merhaba Irene." Jim yumuşak bir gülümsemeyle onu selamladı.

"Merhaba Jim," diye karşılık verdi Irene, ellerini çekingen bir ifadeyle önünde birleştirmişti.

"Görmeyeli nasılsın?" diye sordu Jim şefkatle.

"İyiyim." Genç kadının sesi resmiydi ama her ne kadar saklamaya çalışsa da gözleri duygularını açığa vuruyordu.

"Ah, bu ikisi birbirlerine aşıklar," diye düşündü Jungkook.

Bir boynuzun sesi havayı çınlattığında jarllar ve bondiler toplanmaya başladılar.

"Gitmem gerek," diyen Jim aceleyle meclise doğru ilerledi. Jim uzaklaşırken Irene'nin gözleri onu izledi.

"Bu toplantı bitene kadar epey bir zaman geçecek," diye mırıldandı Irene. "Yemek yedin mi Jungkook?"

flame from the sea • tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin