17: hadi doğurun da sevelim

3.7K 426 159
                                    

"Ben de isterdim ya." diye mırıldandı Changbin. "Çok hoş oğlum, çok özeniyorum."

"Orası öyle de..." dejdi Minho iç çekip.

"Sadece hamile oldukları için özeniyorsun." dedi Felix ona doğru. "Beta olmak Omega olmaktan çok daha iyi diyordun. Sırf hamile kaldıkları için keşke ben de omega olsaydım dedin az önce de."

"Omega olmayı yine de isterdim." dedi Changbin. "Chan'ın hiçbir şeyini hissedemiyorum, aşırı ihtiyaçlı oldukları Rut dönemini de fark edemiyorum. Bir şeyler olduğunda hissedemediğim için gelip bana açıkça.söylemek zorunda kalıyor."

"Hyung, eşini iyi tanırsan hislerine ihtiyacın olmaz." Felix kaşlarını çatarak konuşurken alnını kaşıdı. "Omega olmak o kadar da harika değil."

"Yine de harikasınız işte. Kıskanıyorum alfa omega ilişkilerini." dediğinde mutfağa girerken saçlarını karıştıran ve henüz uyanamamış sevgilisi uykudan dolayı boğuk sesiyle konuşmuştu.

"Alfa Beta en iyisi benim için." dedi direkt olarak. "Kendini yetersiz gördüğünde seni yumruklayacağımı söylemiştim ve bilirsin, dediklerimi yaparım. Senden bir çocuk beklemiyorum. Beni sevdiğini hissettirmeni ve seni sevdiğimi iliklerine kadar hissetmeni bekliyorum." dedikten sonra sevgilisine arkasından sarılıp boynunu öperek iç çekti.

"Ciddi misin içimi rahatlatmaya mı çalışıyorsun?" dedi Changbin başını hafifçe arkaya çevirirken. "Oldukça ciddiyim." diyerek dudaklarını birleştirmiş ve gülümseyerek geri çekilmişti. Felix onlara gülümserken yanında duran Minho onu kendine çekip yanağını öptü.

"O kadar da harikasın bu arada." diye fısıldayarak konuştuğunda Felix gözlerini kaçırıp başını eğerek gülmüştü. Minho gülümserken gencin saçlarını okşamış ve yanağını yine öpmüştü.

Onlar sohbetlerine başka konularla devam ederlerken Jisung çekingen bir hareketle salona gelmiş, köşeye oturup ellerini kucağında birleştirerek sessizce büyüklerini dinlemeye başlamıştı. Felix onu fark ettiği gibi gülümseyerek yanına geçip karnını ovdu. "Günaydın bebekler, nasılsınız?"

"İyiyiz hyung. Her şey yolunda." dedi utangaç bir ifadeyle. Felix gülümseyerek ona bakarken Jisung dudağını dişledi. "Acaba... Kakaolu krep yapabilir miyiz?"

"Yapabiliriz tabii ki! Başka ne çekiyor canın?" dedi Felix onu severken. "Bu kadar." dediğinde genç olan gülümseyerek onaylamış ve kahvaltı hazırlamak için içeri geçmişti. "Minho! Hyung!" diye sonradan ekleyerek büyüğünü çağırınca Minho kalkıp yanıma gitmişti.

Hepsi arkasından kıkırdarken Jisung kapıdan giren nişanlısına bakarak dudak büzünce Jeongin uykuu halde ona sırnaşarak boynunu öpmüştü. "Günaydın bebeğim ve güzelim." dediğinde Jisung gülerek ona sarıldı. "Günaydın sevgilim."

"Ne yemek istersin kahvaltıda hyung?"

"Seni." Jisung küçüğünün omzunu ısırır gibi yaparken sevgilisine sıkıca sarılmış ve yanağını öpmüştü. "Gel buraya böcek." derken boynunu öptü.

"Yerim seni görürsün gününü." dedi Jeongin onu koltuğa devirmeye çalışırken. Jisung inatlaşıp durduğu için gücünü vermeden onunla uğraşıyordu.

"Yersen bebeğimizi doğuramam." diyerek şımardığında Jeongin gülerek karnına eğildi ve orayı yer gibi yaptı. "Onu da yerim, onu da yerim. Of, bebeğim benim." diyerek karnını öpmüş ve yüzünü oraya sürtmüştü. Jisung gülerek ona bakarken Jeongin yere oturup nişanlısının bacağına yaslanarak büyüklerine döndüğünde izlendiklerini görünce dil çıkardı.

"Ne tatlı oldun lan sen, şerefsiz?" diyerek yastık attı Chan ona.

"Baba oluyorum çünkü, çok mutluyum." dedi Jeongin gülerek. Changbin gülümserken arkasına yaslanıp göz kırptığında Jisung utanmış ve sevgilisini yerden yanına çekiştirip ona sokulmuştu. Hepsi gülüşürken Jisung zaten yabancı olduğu ortamda daha fazla dikkat çekmek istemiyordu. Salona giren Seungmin ve Hyunjin kurtarıcısı olmuştu.

Eğer kimseyle evlenmezsek // HyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin