Seungmin elindeki tüm çift iskambil kartlarını yere bırakmış, Hyunjin'e sıra geçtiğinde onun da bırakmasını izlemiş ve kalan kartlarından birini çekmişti. Papaz'ı çektiğinde dudak büzüp kartlarını karmış ve tekrar Hyunjin aradan kart çeksin diye ona tutmuştu.
"Kaybedersen olacakları biliyorsun değil mi?" dedi Hyunjin gülerek. Seungmin eşinin beline doladığı bacaklarını hafifçe sıkıştırmış ve dil çıkarmıştı.
"İlk parçadan kurtulan olmadığım sürece oyunbozanlık yapmam." dedi Seungmin gülerek ardından kart çekmiş, çifti bırakmıştı.
"Papazı alayım diye gözlerimin içine bakıyorsun ama hayır bebeğim, sende kalacak." dedi Hyunjin gülerek.
"Görürüz hayatım." İkisi kart çekip çift bırakmaya devam ederken son turda ellerinde papaz ve birer aynı karttan kalmıştı. Hyunjin eşinin elindeki iki karttan birini seçmiş, çift olunca elindekini bırakıp gülerek eşine bakmıştı.
"Çıkar." derken fazlasıyla eğleniyordu.
"Bebeğimiz üşütsün mü sevgilim?" dedi Seungmin tatlı tatlı. Hyunjin omuz silkerken Seungmin dudak büzerek üstündeki saten geceliğin gömleğinin önünü açmış ama onu çıkarmaktan vazgeçip altındaki pijamayı çıkarmıştı.
"Oyun kaç seferde bitecek acaba?" dedi Hyunjin eşinin bacağını okşarken. Seungmin gülerek omzuna vurmuş ve kartları karmaya başlamıştı.
"Elleşme huylanıyorum."
"Huylan, bana ne?"
"Hyunjin! Çocuk hala uyanık, uslu dur." dedi Seungmin eşinin eline vururken.
"Jisung bizdeyken benimle bu arsız oyunu oynamayı biliyorsun ama, köpüş." dediğinde Seungmin omuz silkmiş ve kartları dağıtmaya başlamıştı.
Elli iki kartın tamamı dağıldıktan sonra ortaya çift kartları bırakmış ardından birbirlerinden kartlar çekmeye başlamışlardı.
Bu kez papaz elinde kalan Hyunjin olunca Seungmin keyifle onun tişörtünü çıkarmasını izledi. İkisi gülüşürken ikinci bir defa oyuna başlamışlardı ki çalan kapıyla duraksadılar. Seungmin hızla yorganın sltına kaçarken Hyunjin de çıkardığı tişörtü geri giymişti. "Efendim Jisung?"
"Hyung... Kan..."
"Ne kanı?" Hyunjin kapıyı açan oğlanın gri eşofmanının bacaklarının arasındaki kanla gözlerini kocaman açarken yataktan fırlamıştı.
"Seungmin, giyindikten sonra Jeongin'i alıp hastaneye gel, pijamayla çıkma." diyerek anahtarını ve telefonunu aldığı gibi odadan çıkmıştı. Ayakkabılarını giyip evin içine ayakkabıyla girmiş ve küçüğünü kucakladığı gibi arabaya inmişti.
Jisung yolda iç çekip dururken Hyunjin onu hastaneye yetiştirmek için dörtlüleri yakıp emniyet şeridinde geçmişti.
"Sakin ol güzelim, derin derin nefes al. Bir şey olmayacak size."
"Korkuyorum..." Jisung fısıltıyla konuşup elini karnına bastırırken iç çekti. "Gitmesin bir yere."
"Şşhh, hiçbir yere gittiği yok." dedi Hyunjin hızını arttırırken. Hızla acile girmiş, kornaya basa basa kapıya kadar gelmişti. Kapının yanına arabayı öylece bırakıp araçtan inmiş ve küçüğünü kucaklayıp içeri girmişti.
"Sedye getirir misiniz? 20 yaşında bir buçuk aylık hamile, son yarım saattir kanaması var." derken yanına gelen hemşireye hitaben konuşuyordu. Oğlanı sedyeye bıraktığında Jisung onun elini tutmuş ve yanlarına gelip "Önce muayene edelim, izninizle." diyen doktorun ardından daha çok ağlamaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eğer kimseyle evlenmezsek // Hyunmin
FanfictionHyunjin, hala yakın arkadaş olduğu lise arkadaşıyla yaptığı anlaşmayı gerçekleştirir. ©20222503-20220605 •20220605-20222905 •omegaverse •kurt formu, parlak gözler ve mühür yok