"Sevgilim!"
Seungmin elindeki tencereyle öylece dururken Hyunjin mutfağa girmiş ve ona oldukça şaşkın bakan eşine gülmüştü. "Ne oldu?"
"Sevgilim diye seslendin ya..." dedi Seungmin elindeki dökümü masanın kenarına bırakırken.
"E, değil miyiz?" Hyunjin eşinin beline ellerini koyarak kendine çekerken Seungmin kollarını boynuna dolamış ve gülümsemişti.
"Öyle miyiz?"
"Hatırlatayım hemen ne olduğumuzu." dedi Hyunjin. Dudaklarını birleştirmiş, Seungmin'i belinden kendine çekerek sıkıca sarmış ve yavaşça öpmeye başlamıştı. Seungmin keyifle karşılık verirken dudaklarını hafifçe aralamış, Hyunjin'in ileri gitmesine izin vermişti ki çalan kapıyla ikisi öpüşme anında duraksamış ama hareket etmeden öylece beklemişlerdi. İkinci defa çaldığında Seungmin geri çekilip dudağını yalayarak ensesini kaşıdı. "Zile sokayım." diye mırıldandı Hyunjin.
"Çalıp çalıp gitmediğine göre açmamız gerekiyor." dedi Seungmin. Ardından hevesi kırılan eşine dönüp gülümsedi. "Hatırlayamadım ama ben, akşam hatırlat bir daha."
"Hatırlatırım." derken kapı üçüncü defa çalınca Seungmin kapıya yürümüş ve gülümseyerek kapıyı açmıştı.
"Neredesiniz?" dedi Minho söylenerek girerken.
"Öpüşüyorduk." dedi Hyunjin rahatça. Her yakınlaşmalarında bir yerlerden Minho fırlıyordu. Arıyordu, mesaj stıyordu ya da kapı çalıyordu.
"Annemler arkadan geliyor. Jeonginlerle beraberler." dedi Minho lavaboya geçerken. Diğerleri onu onaylarken Hyunjin büyüğü gözden kaybolduğu gibi eşini kendine çekip dudaklarını birleştirmişti.
Seungmin ellerini omuzlarına koyup karşılık vermiş ve geri çekilip burnunu sıkmıştı. "Dur be adam!"
"Canım seni öpüp mıncıklamak istiyor." dedi Hyunjin dişlerinin arasından. Seungmin kapıya doğru kaçıp kapıda gelenleri beklerken anneler ve ardından gençler girmişti.
"Hoş geldiniz!" diye şen şakrak konuştuğunda Jisung gülümseyerek büyüğüne sarılmıştı.
"Hoş bulduk oğlum." diyerek salona geçti yorulan taşlı anneler. Herkes salona yürürken Jisung büyüğünün beline sarılmış mızmızlanıyordu.
"Artık çok fazla canım bir şeyler çekiyor ama Jeongin hiç alıp getirmiyor." dedi Seungmin'e doğru.
"Nereye getirmiyor?"
"Yurda, nereye olacak?" dedi Jisung dudak büzüp.
"Ne demek yurt? Anne, neden Jisung'ı yurttan çıkarmadınız?" dedi Seungmin şaşkınlıkla Hyunjin'in annesine doğru.
"Hiç aklımıza gelmedi ki." dedi kadın mahcup bir ifadeyle.
"Anne çocuk yurtta mı yaşasın hamileliğini? Saçmalamayın. Buradan yurda değil eve git, yarın da yurttan eşyalarını toplar çıkarsın." dedi Hyunjin.
"Hadi annenin aklına gelmedi, senin de mi gelmedi?" diye azarladı Minho oğlanı.
"Geldi, söyledim de hyunga. İstemedi. Al bak, her şekilde benimle yaşayacaksın hyung." dedi Jeongin büyüğüne doğru.
"Evlenince geçerim diyordum." dedi Jisung. "Evlenmeden beraber yaşayacaksak evlenmenin ne anlamı kaldı ki?"
"Chan da böyle düşünüyor." dedi Minho gülerek. "Küçük versiyonu resmen, ben hala kardeş olduğunuza inanıyorum."
Hepsi gülüşürken Seungmin oğlanın saçlarını karıştırdı.
"Evliyken beraber yaşamanız da anlamlı olacak, evli değilken yaşaman sadece yurtta zorlanma diye. Üstelik Jeongin seninle daha çok ilgilenir böyle." dediğinde Jisung onaylayarak gülümsemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eğer kimseyle evlenmezsek // Hyunmin
FanficHyunjin, hala yakın arkadaş olduğu lise arkadaşıyla yaptığı anlaşmayı gerçekleştirir. ©20222503-20220605 •20220605-20222905 •omegaverse •kurt formu, parlak gözler ve mühür yok