"Ee anne siz neden erken geldiniz?"
Anne ve babam tam karşı koltuğuma oturmuş ellerinde ki çayı içiyorlardı.
"Ben bir daha o halan denicek kadının evine gitmem!"
"Kadın bir şey yapmadı abartma hanım."
Annem gerçekten sinirli gözüküyordu.
"Ya ne demek bir şey yapmadı? Arkamdan konuşurken duydum diyorum! Bize resmen 'avrupaya gittiler iyice ahlaksızlaştılar özellikle o kızları' demediler mi?"
Kim bana ahlaksız diyor ya?
"Halam bana ahlaksız mı dedi?"
"Evet kızım. O kızları bir şeyler gevelediler ama anlamadım magazin falan dediler."
NE??? Stresten terleyen ellerimi üzerime sildikten sonra annemin dediğini idrak etmeye çalıştım.
Allahım yardım et.
"Aman boşver o sinsi şeytanları anca arkamızdan konuşurlar takma kafana." diye konuyu kapatmaya çalıştım.
Odamdan bir tıkırtı gelince babamın kaşları çatıldı.
"Bir ses mi geldi?"
"Yooo ne sesi? Ben ses falan duymadım anne sen duydun mu? "
Kylian seni boğacağım! O güzel yüzünü dağıtacağım!
" bende duymadım."
"Biri duvara vurmuş gibiydi yahu."
"Yok babacım sen yanlış duymuşsun. Ama için rahat olsun ben bir bakıp geleyim."
Hızla ayağa kalkıp odama doğru yürüdüm.
Kapıyı açıp içeri girdiğimde Kylian rahat bir pozisyonda yatağıma uzanmış elinde bir şey okuyordu.
Günlüğüm..
Günlüğümü okuyordu!
Hasiktir!
Tam ağzını açıp konuşacakken ona sus işareti yaptım.
" Yok babacım burda bir şey. Sen yanlış duymuşsun."
Diye bağırdım salona doğru.
"Hay Allah yanlış duymuşum o zaman."
Odamın kapısını, girdikten sonra kapattım ve kimse gelmesin diye kilitledim.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"
"Ne yapıyormuşum?" dedi keyifle beni izlerken.
"Ver çabuk şu günlüğümü!" onun elinden çekip aldım.
"Bazı yerleri Fransızca yazmışsın ama bazı yazıları okuyamadım. Hangi dilde bu? Karmakarışık."
İçeride anne ve babam oturuyordu ve sorduğu tek şey bu muydu?
Sırası mıydı şimdi?
Acaba okumuş muydu önemli yerleri?
Onunla ilgili yazdıklarımı?
"Türkçe."
"Sen Türk müsün?"
"Evet Türküm. Soruların bittiyse artık balkondan atlayıp evimden gider misin?"
"anlamadım yani sen üçüncü kattan atlamamı istiyorsun öyle mi?"
"öyle."
Bir anda kahkaha atmaya başlayınca elimle ağzını kapattım.
"Gülmeyi kes!"
Gülüşü yüzünde solarken bakışları dudaklarımda yoğunlaşmıştı.
Neden dudaklarıma bakıyordu?
Anlık gereksiz bir heyecana kapıldığımda hemen kendimi geri çektim.
"Gülmeyi kes. Buradan alt katta ki balkona atla. Alt komşum arkadaşımdır. Onun evinden çıkıp gidersin işte."
"Arkadaşın kız mı?"
"Evet?"
"Güzel mi?"
"Ne biçim soru bu böyle?"
"Eğer güzelse.. hemen çıkıp gideceğimi sanmıyorum da." çapkınca gülümsedi.
Sinirle gülümsedim. Kendine çok fazla güveniyordu.
"Elisa senin gibi ukala erkeklerden hoşlanmaz. Ayrıca kendisi erkek arkadaşı ile yaşıyor. Yakınca nişanlanıcaklar. Yani demem o ki..."
Ona biraz daha yaklaşıp yüzüne doğru konuştum.
"Avcunu yalarsın."
Hala bana bilmiş bilmiş bakıyordu.
"öyle mi?"
"öyle."
"öyle olsun bakalım."
Konuşmadan penceremin yanına gidip camı açtı. Bir bacağını aşağı doğru attı.
"Bu arada. Beni pariste bul ve yanıma gel. Şu haber işini halletmemiz lazım."
"Sadece sen kendin halledemiyor musun?"
"Bu sadece benim mevzum değil. Eğer bu işi halletmek istiyorsan beni bulursun tatlı kız ."
Benim cevabımı beklemeden alt balona atladı.
Bende Elisa'yı aradım ve durumu izah ettim.
Elisa, Kylian'ı görünce şaşkınlıktan bayılıp kalacaktı ama zorda olsa onu kendine getirmiştik. Onunla bir fotoğraf çekildikten sonra yardım etmiş ve Kylian'ın evden çıkmasını sağlamıştı.
O fark etmeden perdenin arkasından baktığımda lüks arabasına bindiğini ve hızla uzaklaştığını gördüm.
...
Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın lütfennn ❤️❤️❤️❤️❤️