Sabah gözlerimi araladığımda kafasını göbeğime yaslamış beni izleyen bir Kylian görmeyi beklemiyordum.
"Ne yapıyorsun?" dedim uykulu sesimle.
"Güzelliğini izliyorum." uzun kirpiklerini alttan alttan izlerken kafamı başka yere çevirdim.
"Sabahları berbat görünüyorum."
"Ne kadar güzel olduğunun farkında mısın?"
Utanarak güldüm.
"Sen artık beni hep böyle utandıracak mısın?"
"Ama sende hep utanıyorsun. Madem utanıyorsun daha fazla utanacağın şeylerde yapabiliriz" dedi bana doğru yaklaşırken.
"Kylian ayıp!" sırıtıyordum.
"Ayıp yatakta olur."
Kafasını aşağı indirip uzandığımızın yatağa baktı ve kahkaha attı.
"E bizde yatakta olduğumuza göre."
Gülerek yataktan çıkıp hemen kaçmaya çalıştım ama kolumdan tutup beni yatağa geri çekti.
Beni altına aldığında anlımı anlında yasladı.
"Kahvaltıya geç kalacağız. Sabahları karnım hep guruldar zaten gözlerimde büyük ihtimalle şişmiştir. Acaba kahvaltı da mısır gevreği var mıdır? Betty'de orda mıdır? Aslında iyi kız ve çok cana yakın. Xavi ile yakışıyorlar ama Xavi'nin boyu biraz kıs-."
Kylian dudaklarıma bir öpücük bırakıp geri çekildiğinde cümlemi tamamlayamamıştım.
"Susacak mısın artık?" dedi dudaklarıma bakarken.
"Ne o? Sıkıldın mı benden?"
"Senden sıkılmak mı?" dudağıma tekrar bir öpücük bırakıp geri çekildi.
"Senden sıkılmak mı?" tekrar aynı şeyi yaptığında dayanamayıp ellerimi boynunun arkasına attım ve onu kendime çektim ve öpmeye başladım.
Memnuniyetle bana karşılık verdi.
Yanlışlıkla onun alt dudağını ısırdığımda acıyla geri çekildi.
Kahretsin! Öpüşmek işinde pek iyi olduğum söylenemezdi.
"Siktir! Pardon Kylian bilerek olmadı."
O kanayan dudağını eliyle tutarken bir yandan da bana bakarak gülüyordu.
"Bu kadar vahşi olduğunu bilmiyordum."
"Gerçekten bilerek yapmadım."
"Tamam sakin ol. Önemli bir şey olmadı."
"Ben sana peçete getireyim." ayağa kalktım ve hemen masanın üstünden bir parça peçete kopardım ve onun yanına getirip dudağına bastırdım.