Zar zorda olsa o kalabalıktan kurtulmuş ve evin kapısından içeri girmiştik.
Kylian beliğimden kavramış beni sürüklüyordu ben ise sinirle ona bağırıyordum.
"Ne demek oluyor tüm bu saçmalıklar?"
"Cevap versene! Neden öyle bir şey söyledin?"
"Bu tam bir saçmalık tamam mı? Şimdi çıkıp o insanlara doğruyu anlatacağım! Neden baştan beri anlatmadık ki zaten?"
Birden durdu ve bana bakmak için arkasına döndü.
"Biraz daha bağırırsan bütün ev halkını ayağa kaldıracaksın."
Eliyle bir kaç saniyelik ağzımı kapatmıştı.
"Ev halkı mı? Sen tek yaşamıyor musun?"
"Kendi evim tadilatta. Burası aile evim."
"Anne ve baban şuan burada mı?"
"Kylian?"
Ben sözümü tamamlar tamamlamaz merdivenlerden yavaşça inen Fayza Mbappe'yi gördüm.
Yanımıza geldiğinde baştan aşağı beni süzüyordu.
Haberleri görmüş olmalıydı.
"Hoşgeldin oğlum."
Kadın Kylian'ın yanaklarından öperken hala beni izliyordu.
En sonunda konuşmam gerektiğine karar verdim.
"Merhaba." dedim saygıyla.
"Merhaba kızım hoşgeldin. Buyur salona geçelim."
Bana eliyle salonu gösterince kafamı salladım ve büyük şaşalı salona girdim.
Salon çok şık ve iddealıydı.
Duvarda kocaman bir tablo vardı.
Kylian, annesi, babası ve kardeşinin portresiydi bu.
"Yok anneceğim. Biz odama çıkıp bir şey konuşacağız. Birazdan sana katılırız."
Ben koltuğa oturmadan Kylian yine kolumu tutmuş beni merdivenlere doğru çekiyordu.
Bu adam sürekli kolumdan tutup beni çekecek miydi?
Merdivenlerden çıkıp koridorun sonunda ki odaya girdik.
Odasında daha çok siyah renkleri ağırlıklıydı.
Köşede üç dört tane futbol topu duruyordu. Davarında üç tane formayı tablo haline getirip astırmıştı.
Biri psg biri milli takım biri de Monaco formasıydı.
Bir kitaplığı vardı ve en üst rafında tahminen kazandığı kupaların minyatür halleri vardı.
Madalyaları ise yan tarafa asılmıştı.
Onun elinden kurtulup yavaşça kendimi geriye çektim.
"Beni çekiştirip durmayı bırak artık."
"Konuşmamız gerek." dedi kollarını göğsünde bağlarken.
Kol kasları gerilirken tişörtünün kolları biraz yukarı doğru sıyrılmıştı.
"Hadi konuşalım o zaman."
Durdum ve düşünür gibi yapıp işaret parmağımı anlıma dayadım.
"Nerden başlasak.."
"Ha buldum! Mesela neden beni muhabirlere nişanlın olarak tanıtmandan başlayabiliriz."
Sıkıntıyla ofladı ve büyük ellerini yeni traş edilmiş ensesine yerleştirdi.