"O kadar valizimi hazırladım ama nereye gittiğimizi söylemiyorsun bile?"
Büyük valizimi aşağı indirmeye çalışırken o da bunu görüp yanıma gelmiş ve bana yardım etmişti.
"Küs müyüz?" diyerek tekrar konuştum.
Verdiği kolyeyi tabiki de kabul etmemiştim. Onu affetmiştim ama kolyeyi kabul edemezdim.
Bu doğru olmazdı.
"Kolye meselesi yüzünden mi böyle davranıyorsun?"
"Hayır." diyerek kestirip attı.
"O zaman neden?"
"Çünkü bizden bir bok olamıyor Nisan? Ne düşman olabiliyoruz ne de başka bir şey. Düşman mıyız? Sevgili miyiz? Yoksa arkadaş mıyız? Neden birlikte vakit harcıyoruz ne olarak yapıyoruz bunu?"
Sadece o küçük evcilik oyununu oynuyorduk. Düşman olabilmek için birbirimizden o kadar nefret etmiyorduk. Dost olabilmek içinde o kadar iyi anlaşamıyorduk. Sevgili olmamız da imkansızdı zaten. Neden olalım ki? Benden hoşlanmayan bir adamla mı sevgili olucaktım?
"Biz sadece.. arkadaşız." dedim en sonunda.
"Arkadaşız." diye tekrarladı.
"Pekala. O zaman arkadaşız."
"Evet öyleyiz." dedim.
Elini bana uzattı.
"Anlaştık arkadaşım." bende tutup sıktım ve ona karşılık verdim.
"Anlaştık."
Bizden arkadaş olmazdı ki? Ama olmakta zorundaydı..
Sonra ki saatlerde gideceğimiz yerin Sicilya yani İtalya olduğunu öğrendim.
Yakında milli takım maçları başlıyacaktı. Bunun için Fransa milli takım oyuncularının ve ailelerinin olduğu bir kamp gerçekleştirilecekti.
Oyuncular sabahları antreman yapacak günün geri kalanında ise tatil yapacaktı.
Basın muhabirlerinin giremiyeceği bir yer olucaktı.
Aslında eğlenceli olabilirdi ama Kylian dışında kimseyi tanımıyordum.
Ya canım sıkılırsa?
Havaalanına geldiğimizde her yerde fransa formalı insanlar vardı ve oyuncuları çekiyorlardı. Bazıları ise yanlarına gidip fotoğraf çektiriyordu.
"Ben birazdan gelirim." diyen Kylian pasaport işlemleri için takımdan sorumlu olan bir adamla konuşmaya gitmişti.
"Pardon." arkamdan gelen sesle o tarafa döndüğümde daha önce hiç görmediğim bir kız grubu vardı karşımda.
Üstlerinde herkeste ki gibi forma vardı.
On altı on sekiz yaşları arasında olduklarını tahmin ettiğim dört kız bana gülümseyerek bakıyordu.
"Biz Kylian ve sizin ilişkinize hayranız. Sizi çok beğeniyoruz ve bence sen çok güzelsin." dedi içlerinden bir kız.
"Yakından çok daha güzelsin." sarışın olan da bana hayran hayran baktı.
Ne diyeceğimi bilemiyordum.
"Teşekkür ederim çok tatlısınız. O sizlerin güzelliği."
"Fotoğraf çekilebilir miyiz?" dediklerinde memnuniyetle başımı salladım.
Kendimi gerçek bir ünlü gibi hissetmiştim.
Ben bir ünlü müydüm?
"Çok teşekkür ederiz." fotoğraf çekildikten sonra bana teşekkür edip yanımdan ayrılmışlardı.