"Abi bir aklı başında sen kalmıştın. Seni de kaybettik çok şükür."
Abim gözlerini Kylian'a dikmiş ona ölümcül bakışlar atmakla meşguldü.
İnsanlar görmeden hafifçe dizine vurdum.
"Ya bakmasana katil gibi manyak mısın sen? Bana bak çek şu bakışlarını onun üstünden."
"Başka adam mı bulamadın kendine? Yok ben illa ki futbolcu istiyorum diyorsanda Marsilyadan bulsaydın bir tane. Ulan bizim Cengiz Ünder ne güne duruyor hem adam Türk ."
Marsilyalı futbolcularda kapımda bekliyordu zaten Nisan gelsede bizi bulsa diye...
" Yok gerçekten senin psikolojik sıkıntıların var abi durma burda acile git acile. "
" Anlıyacağım dilden mi konuşsanız artık? " diye kulağıma fısıldadı Kylian.
Babam ve Wilfried sohbet ederken ortamın saçmalığına gülmemek elde değildi. Benim ailemin bu malikanede ne işi vardı?
" Ayrıca abine söyle beni öldürecekmiş gibi bakmasın. "
"Bırak şimdi abimi. Biz başımıza büyük bir bela aldık gibi gözüküyor. Babalarımıza baksana resmen arkadaş oldular. Ya bizi evlendirmeye kalkarlarsa?"
"O zaman.." dedi koltukta geriye yaslanırken.
"Bizde evleniriz."
Gözlerimi kocaman açıp şaşkınlıkla onun karnına dirseğimi hafifçe geçirdim.
"Benimle evlenmek seni bu kadar heyecanlandırmasın be kızım." dedi acıyla karnını tutarken.
"Dalga geçmenin sırası değil. Tek istediğim şuan şu ortamdan çıkmak."
"Seni burdan çıkarmamı ister misin?"
"Sorman bile hata."
Sol elini belime sarıp beni biraz kendine doğru yanaştırdığında çarpan kalbimi dindirmek adıma abime doğru baktım ama o da direkt olarak sinirle Kylian'ın eline bakıyordu.
Kıskanmanın sırası değil abi! Cayır cayır yanıyorum ben burada!
" Ama bir şartım var." dedi kulağımın arkasından fısıldarken.
Dudakları kulaklarıma teğet çekiyordu.
Bacaklarım titriyor ve heyecandan mideme kramplar giriyordu.
Ondan hoşlanıyor muydum?
Hayır! Kesinlikle hoşlanmıyordum.
Sadece.. Hayatımda hiçbir erkekle bu kadar yakın temasa girmediğim için heyecanlanıyordum.
Onunla ilgili özel bir durum yoktu.
"Neymiş şartın?"
Fayza ile annem yan yana oturmuş sohbet ederken babamında bakıp bakmadığını kontrol ettim. O da hala Bay Mbappe ile konuşuyordu.
Abim ise artık başka bir tarafa bakıyordu.
"Seni istediğim zaman öpeceğim."
"Ne?" sesimin yüksek çıkmasına engel olamadan.
Tükürüğüm boğazıma kaçtığında bir öksürük krizine girmiştim.
Herkesin bakışları beni bulmuştu.
" iyi misin kızım?" annemin sorusuna kafamla yanıt verirken bir kaç kere daha öksürdüm ve kafamı Kylian'a çevirdim.
Bundan zevk alıyormuş gibi gülüyordu.
"Ne oldu rahibe korktun mu yoksa?"
Kaşlarımı çatıp sinirle güldüm.
"Birincisi bana rahibe diyip durma. Ben hristiyan bile değilim. İkincisi senden korkan senin gibi olsun. Neyden korkacakmışım ben?"
"Seni öptüğümde bana olan çekimine karşı koyamamaktan korkuyorsundur belkide."
Şöyle gülmesene be adam!
"Güzel senaryoymuş. Belkide sen bana olan çekiminden dolayı beni öpmek istiyorsundur. Belkide uzaktan uzaktan bakmaya dayanamıyorsundur?"
Oyunu kurallarına göre oynuyordum. Tıpkı onun yaptığı gibi.
Birden gülmesi yarıda kaldı ve bakışları dudaklarıma kaydı. Çenesini sıktığını görebiliyordum.
Ve.. bingo!
Zafer benimdir.
" Şartımı kabul ediyorsun yani? "
" Yeter ki şu ortamdan kurtulayım."
Sırtını koltuktan doğrulttu ve omzunun arkasından bana baktı.
"Pekala hanımefendi hazırlanın çünkü birazdan gideceğiz"
Birden çalışıyormuş gibi telefonunu kulağına götürdü ve konuşmaya başladı.
" Merhaba evet benim. Ah o bu akşam mıydı? Ben onu tamamen unuttum."
"Peki katılmak zorunlu mu?"
"Tüh! Ne güzel ailem ile güzel bir akşam geçirecektim. Neyse tamam. Tamam geliyoruz."
Telefonu kulağından uzaklaştırdıktan sonra cebine koydu.
"Sizden çok özür diliyorum ama Nisan ve benim çıkmamız lazım. Bir davet vardı ve ben onu tamamen unuttum. Tüm takım arkadaşlarım katılıyormuş bizimde katılmamız gerekiyor."
"Benim niye haberim yok bundan?"
Wilfried Kylian'ın aynı zamanda menajeri olduğu için onun her hareketini bilirdi.
"Çok resmi bir şey olmadığı için sana söyleme gereği duymadım. Biz gitsek iyi olur."
"Kızım davate bu üstünle mi gideceksin?"
Annem bana baktığında bende üstüme baktım.
Mavi kot pantolon, siyah bir crop, kareli yeşil bir gömlek vardı üzerimde.
"Önemli değil. Yolda kıyafet işini hallederiz. Ayrıca benim nişanlım her haliyle gözel" dedi Kylian benim yerime cevap verirken.
Babam sinirli gözükmemeye çalışıyordu. Annem ise hele bir eve gidelim göstericem ben sana bakışı atıyordu.
Kylian elimden tutup beni kaldırdığında buna izin verdim.
Kısa bir vedalaşmadan sonra hızla evden çıktık.
Derin bir nefes verdiğimde üzerimden bir yük kalkmıştı.
O gergin ortamdan kurtulduğum için gerçekten mutluydum.
"Şimdi nereye gitmek istersin?"
Diye sordu ellerini pantolonunun cebine koymuş yürürken.
"Bilmem. Sen karar ver."
"Pekala hadi gidelim o zaman."
Otoparka doğru yürürken bir anda durdu ve bana baktı.
"Bu arada.."
Yine o tehlikeli olucak kadar güzel sırıtışını sundu bana.
"Bana bir öpücük borçlusun."
...
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayınnnnnn. 🥰🥰🥰🥰🥳🥳🥳💞💞💞💞💞