Chapter 16

3.7K 163 144
                                    

Ellerim terlemişti.

Heyecandan ellerim terlemişti.

Kylian elimi sımsıkı tutarken sanki ' her şey yoluna giricek' der gibi bakıyordu.

Saraya benzeyen binaya girmeden önce bizi girişin önünde ki magazin muhabirleri karşıladı.

"İyi akşamlar Kylian."

"Paris'te kaldığın için mutlu musun Kylian?"

"Nişanlın ile ne zaman evleneceksin Kylian?"

"Düğün Fransada mı yoksa Türkiye'de mi olucak Kylian."

"Neden real madrid'in teklifini reddettin Kylian?"

"Eski kız arkadaşının sosyal medya paylaşımları hakkında ne düşünüyorsun Kylian?"

Ondan fazla muhabir bize doğru geldiğinde şaşkınlıkla onların yüzüne baktım.

Hepsi bir ağızdan konuşuyordu.

Kylian sadece gülümseyerek kameralara bakıyordu.

Flashlar patlıyordu.

Bende onu taklit ederek yapmacık gülümsemeler sunuyordum.

" Arkadaşlar her şey yolunda ve çok güzel gidiyor. Geleceğim için en iyisini tercih ettiğimi düşünüyorum. Sevgili nişanlım ile henüz düğün tarihimizi belirlemedik. Böyle ciddi bir iş için acele etmeye gerek yok."  dediğinde kafasını çevirdi ve gözlerimin içine gülümsedi.

"Nişanlınızdan da bir kaç cümle alsak olur mu?"

Esmer saçlı muhabir mikrofonu bana doğru uzattığında ne diyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Muhtemelen konuşursam dilim tutulurdu.

Pek konuşma taraftarı da değildim.

Ama konuşmak zorundaydım. İnsanlar zaten bana karşı ön yargılıydı.

" Çok mutluyuz ve heyecanlıyız. Kylian'ın tercihleri ne olursa olsun onu her zaman destekliyeceğim."

Bende kafamı çevirip Kylian'a baktığımda bu sefer yapmacık değil içten bir gülümseme ile baktım onun gözlerine.

O da benim gözlerime öyle güzel bakıyordu ki bir an için gerçek bir çift olduğumuzu hayal ettim.

" Ahhh ne kadar da güzel bir çift olmuşsunuz." dedi sarışın muhabir kendini tutamıyarak.

"gerçekten de aşkla bakıyorsunuz birbirinize."

Kylian yere bakarak güldü ve boşta olan eliyle ensesine kaşıdı.

"Arkadaşlar biz geç kalıyoruz. Hepinize iyi akşamlar." dedikten sonra arkasını döndü ve bana yön verdi.

Kapıdan içeri girdiğimizde bizi kırmızı bir halı karşıladı.

Duvarlar altın varaklıydı. Her yer ışıl ışıl parıl parıldı.

Ama göz yormuyordu. İhtişamlı ve görkemliydi.

Kylian bu sefer elimi bıraktı ve kolunu uzattı bana.

"Güzel iş çıkarttık ha?" diye fısıldadı bana.

"Futbolcu değil oyuncu olman gerekiyormuş." derken onun koluna girdim.

Kıkırdadı ve birlikte yürümeye başladık.

Kısık sesli bir klasik müzik çalıyordu.

"Kardeşim! Hoşgeldin."

Bize doğru yürüyen Pogba'yı gördüğümde şaşırmadım.

rêveur | Kylian MbappeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin