Bulantı Evreni'ne hoşgeldinizzz
Her şeyden önce eğer buraya kadar geldiysen hikayenin kalan kısmına da şans vermeni öneririm çünkü bu satırlardaki her bir karakter, senin zihninle yaşam bulacak.
Keyifli okumalarrr 💗
Başlangıç Tarihi:
🎭
26 YIL ÖNCE
" Tanrı en büyük hatayı yaptı. " dedi salonun ortasındaki adam, çevresinde oluşmuş olan daire şeklindeki insan topluluğuna bakarken. Her birinin gözlerine aynı şehveti gördü. " Tanrı kendi yarattıklarını ayırdı, onları ötekileştirdi."
Kalabalıktan onu onaylayan bir ses geldi. Hepsi ellerinde içerisinde şarap bulunduran kadehler tutuyorlardı. Şarap onlar için özeldi; her zaman değil, yalnızca değerli anlarında içerlerdi.
Sözlerine " Bizler," diye devam ederken salonun köşesindeki piyanonun başına siyahlara bürünmüş bir adam oturdu. " İyi insanlar değiliz ama bunun sorumlusu biz de değiliz. Bizler dünyada kendimize bir yer bulamadık. Yerin üstü bize göre değil. " Konuşan adamın damarlarında gezinen bir zevk silsilesi vardı. Vücudunda dolaşan bu deli enerji onu yiyip bitiriyordu.
" Bu yüzden," dedi kalabalığın içerisinden gözüne kestirdiği bir kadına bakarak. " Bugün burada topladım sizi. Biz iyi olmayı denedik, biz de diğerleri gibi yaşamayı denedik. Bize inan dediler, inandık. Bize ne yapmamızı söylediler, yaptık. Bize hisset dediler, hissettik. Ne hissettiğinizi biliyorum dostlarım, " Kadın ona göz mü kırpmıştı yoksa onun kapıldığı bir hayal miydi bu? " Aynılarını ben de hissediyorum." Derin bir nefes aldı, " Burası cehennem..." diye söze başladığı sırada ağzına boğazından yükselen kan doldu bir anda. Nefesi kesilirken ağzını açarak önüne kusmaya başladı bütün kanı. İnsanlar şaşkınlık belirtisi gösteremeden aynı öğürmeyle kan kusmaya başladılar hemen önlerine. Ellerindeki kadehler düştü, düşüp patlayan camın sesi yankılandı piyanonun yanında ama asla piyanodan daha yüksek değildi sesi.
O an piyanonun başındaki adamın parmakları tuşlara dokundu, bir parça çalmaya başladı. İnsanın içinde kusma isteği yaratan, her duyguyu içinde barındıran bir melodiydi bu. İhaneti anlatıyordu.
İnsanlar kendi kustukları kanda boğulmaya başlamışken adam hiç hızını kesmeden çalmaya devam etti. Müzik gittikçe yükseldi, daha şiddetli bir hal aldı. Adamın parmakları hızlandı, insanların iniltilerini bastırdı.
Adam piyanoyu çalmaya devam ederken içeriye bir başkası girdi. Bu gelen adam da tıpkı piyonun başındaki gibi siyahlara bürünmüştü. Keza saçları ve de gözleri de öyleydi ancak başına geçirdiği siyah beyzbol şapkasından dolayı görünmüyordu hiçbiri. Adımları kararlıydı, onu tek gerçeğe taşıyordu.
Piyanodaki adam çalmaya devam etti parçayı, siyahlara bürünmüş diğer adam ise ölmeye başlamış insanlara baktı önce ve ardından kana bulanmış zemine, duvarlara baktı. Kırmızı böylesine canlı bir tonda görmek ona içten içe zevk verdi.
İnsanlar ölmeye devam etti, o kenardaki masanın üzerinde duran kadehi aldı, içindeki şaraptan büyük bir yudum alırken melodiyi dinledi. İnsanlar öldü, insanlar kendi kanlarında boğularak can verdi.
En sona başta konuşan adam kaldığında ona doğru ilerledi. Adamın nasıl can çekiştiğini görürken dudaklarında bir gülümseme oluştu. Onun yanında durdu, adamın kustuğu kan onun ayakkabısını kirletiyordu ama umurunda değildi. " Burası cehennem," dedi adam zevkin taştığı sesiyle. Başını kaldırarak evine baktı. " Burayı ben yarattım, sen değil. Burası benim yuvam, senin değil. Burası yeraltı, burası cehennem, burası kıyamet. " Müzik bir alçalıyor bir yükseliyordu ve her bir notada ona farklı bir duyguyu tattırıyordu. Hikayesini ezbere bildiği bu melodiyi dinlemeyi çok seviyordu. " Bana ihanet ettin sevgili dostum," Adamın ondan yalvarmasını isterdi ama devamlı olarak kustuğundan konuşamazdı. "Bedelini kanınla ödüyorsun, ne acı. " Acı falan değildi, herhangi bir duyguyu hissettiği yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULANTI | +18
Actionİnsanlar ölüyordu, insanlar yaşamayı hiç öğrenememişti. Maskelerden kimse kimseyi tanıyamıyordu artık, bu devir böyle bir devirdi. İnsanlar birbirlerinin yüzlerini değil, maskelerini ezberlemeye çalışıyordu. Dünya artık yaşanacak değil, ölünecek bir...