"Bir gün bir gün bir çocuk, eve de gelmiş kimse yook açmış bakmış dolabıı şeker de sanmış ilacı!" Abartılı mimiklerle bebeğe şarkıyı mırıldandığımda anlamasa da hoşuna gitmiş olsa gerek gülerek beni izliyordu.
Suyu boynunu geçmeyecek şekilde vücuduna yaydığımda ağlamaması için şarkıya devam ettim " Yemiş yemiş bitirirmiş sonrada başlamış sancı kıvrım kıvrım kıvrılmış hastaneye yatırılmış, doktor girmiş içeri popoya yapmış iğneyi" Şampuanladığım saçlarını köpüklerden arındırıp koltuk altlarından tutup diğer ellimle vücudunu köpükten temizledim. Hemen dizime koyduğum minik kırmızı bornozuna sarıp kucağıma aldım.
Yatağa yatırdım pek keyifli görünüyordu maşallah maşallah. Banyodan önce hazırladığım bebek yağını güzelce minik bedenine sürüp poposunu pudralardım. Bu sabah Kulak, burun temizliğini banyodan önce yaptığım için bir kez daha kendimi tebrik edip güldüm.
"Oy maşallah benim kuzum Bıcı bıcı mı yaptın sen he yerim senin ağzını yüzünü tipe bak ya" ellerini birbirine çırpıp boncuk boncuk bakıyordu gözleri. Daha önce bir çok çocuk baktım ama Dora çok farklı hisseetiriyordu aramızda özel bir bağ oluşmuş gibi hissediyordum.
Banyo yapmanın verdiği mayışmaya rağmen gözlerini direnerek kapatmıyordu ama giysilerini giydirip beşiğine yatırdım bir kaç kere ellini uzatsa da, uzattığı ellini öptüğümde sonradan uykuya yenik düşmüştü. Battaniyesini örtüp alnına hafif bir öpücük kondurdum.
Aşağı gidip kendime kahve yapsam iyi olur çok yorgun hissediyordum. Dora yüzünden değildi sadece gece uykusuz kalmıştım o herif yüzünden. Neden böyleydi? Bir insan kendi çocuğuna neden böyle davranır, yok sayar ki? O daha Masum bir Bebekti. Başkalarının günahının bedelini niye yine çocuklar ödüyordu ki?
Düşünceler arasında mutfağa gelmiştim. Beyza abla o günden sonra ortalıkta çok görünmüyordu işleri dışında. O aptal herif hem suçlu hem güçlüydü.
"Bana da kahve yap" kaba sesle irkildim ellimdeki sıcak sudan bir kaç damlası parmağıma sıçramıştı. Umursamadan kahveyi hazırlamaya devam ettim aptal herif emir vererek her şeyi yapabileceğini sanıyor.
"Sana, bana kahve yap dedim değil mi?" Kolumu sertçe çektiğinde yerinden çıktı sandım bir an, Hayvana bak!
"Ben sizin. Çalışanınız. Değilim." Her cümleyi bastırarak tısladığımda daha çok sinirlenmiş gibi burnundan soluyordu
"Maaşını ben ödüyorum!?" Haklı olabilir ama hemen şu an beni istese kovabilirdi madem bu kadar rahatsızdı.
"Neden hala beni kovmuyorsunuz o zaman?" Bakışları çakmak çakmak olduğunda kaşlarını daha fazla çatabilirmiş gibi çatıyordu hala. Ondan korktuğumu falan mı düşünüyordu sahi?
"Sana istediğini vermeyeceğim vermeyecegim" Daha çok kendisiyle konuşuyormuş gibi fısıldadığında güçte olsa anlamıştım dediğini. Neyden kast ediyordu.
Damarına daha fazla basmak mı? İşte bu daha eğlenceli.
"Oğlunuz için yapttığınız tek doğru karar benim" sesimdeki o alaycı tonu sezmiş olmalıydı o çok zeki bir adamdı.
Elli yanaklarımın iki yanına sıkarken muhtemelen kendinin farkında olmadığı içi gücünü kontrol edemiyordu çenem ağrıdığı için sızlanmak istesemde istediğini vermeyip ondan korkmadığımı göstermek istedim.
"Niye oğlunuz diyince Rahatsız oluyorsunuz?" Çenemdeki parmakları yüzünden tuhaf konuşsam da anlamış gibi daha çok sıkmıştı çenemdeki elini bütün gücünü elline vermişti
"O benim oğlum değil Sik beyinli herif o garip yaratık benim hiç bir şeyim değil hiç bir şeyim" hırsla bürünen kırmızı gözleri içimi ürkütürken geri çekildi bana dönmeden mutfaktan çıktı.
Sanırım düşündüğümden de, kötü bir Baba vardı Karşımda neydi bu Baba oğul bağlarını koparan?
**
Yorum yapmıyorsunuz çok üzülüyorum yazmak istemiyorum bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mecburiyet |BxB|
General FictionHayatıma aniden giren bu garip yaratığın bütün hayatımı baştan sona kadar değiştireceğini tahmin bile edemezdim