"Ya babaağ yaa" Dora'nın memnunuyetsiz bağırışıyla Ekin koltuktan sıçrayarak kalktı ve doğruldu
"Noldu aşkım?"
"Babam hile yapıyor" minik kollarını göğüsünde bağladı, huysuzca dudak büzdü. Emir ise keyifle gülüyordu, alnından akan terleri ellinin tersiyle sildi.
"Emir, bilerek yenilmesene çocuğa. Onun da yenilgiyi bilmesi gerek hayatım"
"Anne yenmeme izin vermiyor ki hiç!? Hep o kazanıyor"
"Şeker portakalım, başarı o kadar kolay değildir, çabalaman hatta yıpranman gereki-"
"Emir! Beş yaşında ki çocuğa anlattığın şeye bak!" Ekin küçük oğlanın yanına gidip, minik elleri avuçladı ve öptü.
"Güzelim, banyo yapalım mı?" Küçük oğlan siyah irislerini Emir'e çevirdi, nispet yapar gibi tutu Ekin'in ellini.
"Gidelim Annecim" burun kıvırarak, Baktı Babasının yanından geçerken.
İkili uzaklaştığında, yalnız kalan Emir şaşkınlıkla arkalarından baktı. "Benden çıkmış beni beğenmiyor, lafını söylememek çok zor!" Diye hayıflandı hemen peşlerinden giderek.
İkilinin neşeli sesi bütün evde yankılanıyordu, Emir kapıyı açıp içeriye attı kendini. İkilinin bakışlarını fark edince gülümsedi.
"Güzellerim, bensiz mi bıcı bıcı yapacaksınız gerçekten?" Emir istekle baktı ikiliye, Ekin gülmek istese de tutu kendini. Oğluna döndü, isteksiz görünmeye çalışıyordu, ama heycanlı bakışlarıyla kabul etti. Emir hemen yanlarına, küçük yapay havuza girdi, kış olduğu için oğullarını kırmamak için yapay havuzu banyoya koymuşlardı.
"Baba sanırım bütün suyu taşırıyorsun.." Emir havuza sığmadığı için havuzda ki sullar taşıyordu.
Dora ve Ekin kahkaha atarken, Emir ikilinin gülüşü için biraz daha oyununu devam ettirdi, kendini sıkışmış gibi gösterip suratını ekşittikce Dora kahkahalara boğuluyordu.
Ekin oğlunun bu hallini gülümseyerek izliyordu, aniden o korkunç günü anımsadı.. oğlunun ellinden alacakları korkunç günü hatırlayınca bedeni o korkuyu yeniden hissediyormuş gibi titredi.
Emir'in bağırmasıyla iki bedenin arasında buldu kendini, aşık olduğu ve hiç bir şeye değişmeyeceği iki oğlanın sevgi seline bıraktı kendini.
*
"Bence pasta öyle yapılmaz beyler" Ekin ikilinin, üst üste koymaya çalıştıkları parçalanmış keki görünce dudak büzerek ve kuşkuyla baktı ikiliye ama ikisi o kadar egolu ve özgüvenliydi ki asla aksini kabul etmiyorlardı."Anne sen pudingi karıştır çatlamasın" Dora önemli bir iş yapıyormuş gibi, alnında olmayan teri, koluyla silip "huh, zormuş." Diyerek parçalanmış keki yapoz gibi birleştirmeye çalışıyordu.
"Yavrum o kesilmesin olmasın?" Ekin'in sesiyle "her neyse" diyerek geçistirip işine devam etti.
Emir, Sevgilisinin arkasından yaklaşıp beline sardı kolunu, omuzuna bir öpücük bıraktı, kokusunun içine çekti derin derin.
"Gülümseyin" küçük çocuğun sesiyle, ikili ona döndü gülümseyerek. Fotoğraf makinesinin çekildiğini belirten sesiyle teşekkür ettiler küçük oğlana. Şu sıralar fotoğrafçılığa merakı var diye, küçük bir fotoğraf makinesi almışlardı çocuğa. İlk fotoğraf da Anne, Babası olmuştu.
"Ben karıştırayım yavrum, kolun yorulmuştur" derken, Yanağına bir öpücük bırakıp, Sevgilisinin belini okşadı yavaşça. Ekin gülümseyerek devretti işini.
"Anne, bak kremşantiyi sürdüm" oğlu yalnış yapmış olsa da, gülümsedi. Heyecanlı ve fazlasıyla istekliydi kırmak istemedi.
"Çok güzel olmuş bebeğim, ellerine sağlık" dedi yanına giderken, kızıl tutamlara dudaklarını bastırdı.
"Evet, artık pudingi sürelim"
"Sıcakken sürülür mü ya?"
"Bilmiyorum ki.." Ekin'in kuşkulu sesiyle küçük oğlan atladı hemen
"Bence yapalım, kötü olsa bile tecrübe olur" ikili gururlu gözlerle baktı küçük oğlana. Şimdiden çözüm odaklı, sorumluluk sahibi olmasına şaşırsalarda, böyle yetiştirmek için çok çabalamışlardı.*
"Bence çok güzel oldu" yüzünün her yerine bulaştırdığı çikolatayla babalarına dönen oğlana gülümsedi ikili."Ellerine sağlık Güzelim"
"Aferin Evlat, çok güzel olmuş" ikilinin ilgisiyle göğüsü kabarmıştı.
"Dora bebeğim, gözlerin açılmıyor kızarmışlar, dişlerini fırçala ve hemen uyumaya git tamam mı Güzelim?"
"Tamam Annecim" yerinden hoplayarak kalktı, Emir'e yaklaştı babası eğilip minik kolların boynunu sarmasına izin verdi, Yanağına bulaşan çikolataya rağmen minik öpücük kalbinde çiçekler açıyordu.
İkiliyi öpüp odasına koştu küçük oğlan.
"Ee sevgilim?" Çapkın bakışlarla süzdü Ekin'i, Emir.
"Nee?" Dedi gözlerini süzerek, bilmemezlikten gelirken, cilveli bir tonda konuştu.
"Arsız olduğun zamanlarda, gözlerimiz birbirine değince kucağıma atlardın.." Emir sanki bir asır öncesini anlatır gibi duygulu bir hüzünle konuşuyordu.
"Eee-" diye yerinden kalkıp sevgilisinin yanına sokuldu.
"Yirmi sekiz yaşındayım artık, ama bir gün bile, senin üstümde ki etkilerinin azalmak bilmedi" iç çekerek konuşurken, tek bacağının üstüne oturdu Sevgilisinin. Emir sevgilisinin cilveli bakışlarına daha fazla karşılıksız kalamadı ve kucakladı hemen.
"Senin çirkef hallerini çok seviyorum ama Arsız hallerine ölüyorum"
**
Final yakın galiba.. sizce de zamanı gelmedi mi artık..Ve son olarak küçük bir reklam yapmak istiyorum lütven görmezden gelmeyin, bir bakın 💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mecburiyet |BxB|
Ficción GeneralHayatıma aniden giren bu garip yaratığın bütün hayatımı baştan sona kadar değiştireceğini tahmin bile edemezdim