Seni bulmak, anlamını bulmak gibi hayatın

1.2K 83 15
                                    

Huysuz Güzel

Dora'ya bak kendi çabasıyla kalktı Bence endişemizi sezdi Yakında emeklemeye başlayacak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dora'ya bak kendi çabasıyla kalktı
Bence endişemizi sezdi
Yakında emeklemeye başlayacak

Fotoğrafa dalarken yüzüme yayılan gülümseme, Can'ın konuşmasıyla silinirken ekrandaki  bakışlarımı çekip, arkadaşıma çevirdim.

"Hayırdır yüzünde güler açıyor" eğlenen sesi sinir etse de aynı zamanda gülmemek için dudağımı ısırıyordum.

"Ekin, Dora'nın fotoğrafını attı da o yani" diye geçiştirdim ve önümdeki dosyaya döndüm.

"Bir fotoğraf seni neden bu kadar mutlu eder ki?" Meraklı arkadaşımın Hala üstünde durduğu konuya açıklık getirmek adına uzatmadan açıklama yaptım susması için. 

"Dora 8 aylık oldu hala emeklemiyor ve bunun için de çaba göstermiyordu, bizde acaba bir sorun mu var diye endişeleniyorduk. Bugün dora kendi çabasıyla duvara tutunarak ayağa kalkmaya çalışmış, Ekin de, endişemizi sezdigini bunun içinde  çabaladığını söyledi benden bu düşünceden mutlu oldum. Yeterli açıklama oldu mu bey efendi?" Hızlıca konuştuğum için nefessiz kalırken, açıklama Can'ı daha çok mutlu etmiş gibiydi şimdi onun yüzünde güler açıyordu.

"Evli çift gibi oldunuz iyice, inşallah en kısa sürede iki taraftan da aşk itirafı gelir.." inş-

En azından artık Ekin benden nefret etmiyordu bu kadarı bile kâfi..

"Ben çıkıyorum Can" dosyaları toplayıp siyah çantama yerleştirdim. Can'ın meraklı sesiyle kafamı kaldırıp göz göze gelmemizi sağladım

"Abi Davan var nereye?"

"O gereksiz adamın davasına bakmayacağımı söyledim. Daha önemli işim var"

Dora'yı ve Ekin'i görmek daha önemliydi şu an. Can'ın söylenmelerini umursamadan eşyalarımı toplayıp ceketimi giydim. Masanın etrafından dönüp , Can'ın başında dikilmeden  omuzunu sıvazlayıp ufak bir tebessüm ederek yumuşamasını umup arkamı dönerek çıktım.

**
"Hoş geldiniz Emir bey" 

"Hoş buldum Beyza hanım, Ekin nerde?" Çantamı alıp askıya astığında bana döndü.

"Dora'yla oyun odasındalar" bundan bir ay önce Ekin'in fikriyle oyun odasını kurmuştuk. Dora yeni şeyler keşfetsin diye bir sürü oyun oynuyorlardı birlikte. Bende işten artı kalan zamanlarımda onlara eşlik etmeye çalışıyordum.

"Aç mısınız bir şey hazırlamamı ister misiniz?"

"Yok teşekkür ederim aç değilim" mantomu askıya asıp koridordan geçtim. Bilerek üst katı seçmemiştik Dora burda daha çok vakit  geçiriyordu emeklemeyi öğrenene kadar odasını da aşağıda ki bir odaya taşıyacaktık merdivenlerden dolayı.

"Hadi Güzelim bak böyle. " Ekin dizlerinin üstüne çökmüş emekleyen bebekler gibi Dora'nın onu taklit etmesi için yerde dizlerini sürüyerek emekliyordu. Bu çocuk gerçekten çok iyi bir Baba olurdu..

Dora'nın ilgisi Ekin'den bana dönünce çığlık atarak poposunun üstünde zıplamaya benzer hareketler yapınca ona doğru ilerledim. Artık ona karşı duygularımı çekinmeden gösterebiliyordum sonuçta bir bebekti ve sevgiye ihtiyaç olduğu zamanlarıydı.

"Beni mi özledin sen?" Eğilip koltuk altlarından tutup kucağıma aldığım da neşeli çığlıklarıyla bizi de gülümsetmeyi  başardı.

"Öğle uykusuna yatırıcağım zaman salonda fotoğrafını gördü yarım saat direndi uyumamak için, fotoğrafı  gerçek sanmıştı gelmeni bekledi, bende odanda uyuttum belki kokunu duyarak uykuya dalar diye" Ekin'in söyledikleri karşısında o kadar karmaşık bir his sardı ki, bu his... inanılmaz bir duyguydu sanki sanki gerçekten Babasıymışım da aramızda öyle bir bağ varmış gibiydi. Bu yoğun duygular çok farklıydı, ilk defa hissettiğim duygular beni korkutmuyor, bu aramızdaki bağ..  sanki evvelden beridir var gibi hissettiriyordu hep varmış gibiydi.

"Yemek yedin mi? Erken geldin de" Ekin'in sorusuyla, Can'ın söylediği cümle zihnimde yankılandı. Yeni idrak ettiğim şey, kalbimde ufak çaplı bir sarsılma etkisi yaratırken, gülmeden edemedim..

biz son 1 aydır gerçekten Evli çiftler gibi davranıyorduk. Ekin ben her işten geldiğimde, aç olup olmadığımı, günümün nasıl geçtiğini sorup dururdu hatta bazı zamanlar yorgun olduğumu düşünüp, Dora'yı kucağımda Çok tutmama izin vermezdi..  bütün bunlar gerçekten çok güzeldi, bu düşünce içimde ki o aile sevgisine aç çocuğun, saçını okşuyormuş gibiydi sanki.

"Dora'yı ver sen yorgunsundur" dibime kadar girdiğini kokusundan fark ettiğimde geri çekilmek istemesem de, Ekin kendini geri çekti. Hala yakınlaşmamızdan rahatsızlık duyuyordu  Haklıydı..

"İstersen Dora'yı yere bırak huzursuzlandı" kucağımda, kendini yere doğru sarkıtan minik bebeğimi eğilip yere bıraktım. Şu sıralar kucakta durmayı pek sevmiyordu.

"Ben Beyza ablaya yemeği hazırlamakta yardım edeyim"

"Yok!" Ani çıkışımla Ekin şaşkınlıkla bana dönerken olayı toparlamak için minik bir tebessüm yerleştirdim dudaklarıma.  Ekin sayesinde insanları gülümseyerek yatıştırmayı öğrenmiştim. 

"Aç değilim beyza hanıma da hazırlamasına gerek olmadığını söyledim. Sen aç değilsen tabi"

" yarım saat önce yedim zaten" Ekin Dora'nın yanına yere oturup bağdaş kurarken, ben ise pantolonum yüzünden koltuğa oturmak zorunda kaldım onları izlemeyi tercih ettim ve bu dünyanın en güzel manzarasıydı zaten..

Dora korka korka, oturduğu yerden ellini, ayaklarından bir kaç santim uzağa uzatarak emeklemek için çaba sarf ederken, Ekin 'hadi güzel bebeğim benim yapabilirsin' diyerek cesaretlendirmeye çalışıyordu. Ve gerçekten Dora titreyen kollarına rağmen ellerinden destek alarak dizlerinin üstünde durmayı başardı.

Benim minik bebeğim bize başardığını kanıtladı.

"Emir gördün mü başardı bizim küçük bebeğimiz bize başardığını kanıtladı" Ekin gözlerinin dolmasına, bütün dişlerini göstererek gülümsemesine sebep olan minik bebeği kucaklayıp yüzünün her yerini öperken ben bu güzel manzaramı izlemeye devam ettim.

Uzun bir Zamandır buraya bölüm yazmıyordum şu sıralar yazma isteğimi kaybettiğim için yazamıyordum bekleyenler adına özür dilerim Umarım o kadar kötü bir bölüm olmamıştır iyi okumalar💙

Mecburiyet |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin