Yenildim, yenilgilerimin içinde en güzeli senin eserindi

1.7K 119 41
                                    

"Beyza?" Kapıyı açarken çantamı yere bıraktım içeriye doğru seslenirken.

"Hşş sesiz olsana Dora uyuyor" bütün günün verdiği yorgunluk üzerimden bir anda kalkmış gibi hafifledi bedenim. Bu çocuk üstümde kontrol edemediğim duygular yaşatıyordu.

Kahveye kaçan sarı saçları birbirine karışmış yorgunluğunu beli edercesine çöken göz altlarına rağmen, hala nasıl güzel olabiliyordu anlamıyordum.

"Ne?" Kaşlarını kaldırarak sorduğu soruya karşı omuz silktim. Bir an önce bu ergence duyguları kontrol altına almam gerekiyordu bu ben değildim. 

"Evde kalabalık olacağız bu akşam. Önemli bir dava dosyası üzerinden çalışmamız gerekiyor arkadaşlarla ve tüm gece Sürebilir" neden açıklama yaptığım ya da izin istediğim hakkında hiç bir fikrim yoktu. Benim kararlılık seviyesi bu kadar işliyordu bu çocuğa karşı.

"Ne demem gerek?" Arkasını dönmeden önce anlamaz gözlerle yüzüme baktı bir kaç saniyeliğine.

" Dora için " diye bir yalan attım ortaya köşeye sıkıştığımı beli etmemek adına.

İkimiz de salona ilerlemiştik anlamsız sohbeti sürdürürken. Koltuğa oturdum kafamı geriye yatırıp dinlenirken ilk defa yemin ederim ki size ilk defa sakin ve yumuşak ses tonuyla Konuştu Ekin. O an.. sesi kulaklarıma melodi gibi ulaşırken anlamsız bir huzur yayılmıştı içime.

"Dora'yı aşağıya indirmem hatta bende inmem rahatsız etmem sizi" sesinde hiç bir ifade yatmıyordu acaba  kendini kötü mü hissetmişti. 

"Hayır tabi ki aşağıya inebilirsiniz odaya tıkanmayın" şaşkın bakışlarıyla gözlerime bakarken dudakları o şeklini  almıştı.  Ne? O kadar da kötü biri değilim.

Aklıma düşen gerçekle dudaklarım kontrolüm dışında yukarı doğru  kıvrılırken, kalbimden sıcacık bir şeyler akıyordu böyle.  Herkes bizi Aile sanıyordu.. Bu düşünce beni neden bu kadar mutlu ediyordu anlamlandıramıyordum..

Her neyse kendine gel Emir bomboş hayallere kapılma.

"Bir de rica etsem" Ayağa kalkmak için hazırlanırken, sözümle beraber dikildi ayakta.

Bakışları bana dönerken karnımda birden bir ışıldama oldu o ne be diye  sormayın bende bilmiyorum..

"Büroda ki arkadaşlar bizim Aile olduğumuzu sanıyor herkes gibi, evcilik oyunumuza inandırmak için lütfen onların yanında bana Emir bey diye hitap etme olur mu?" O günden sonra sürekli köşe bucak kaçıyordu benden ve bakışlarını da.. bu halleri neden tatlı geliyordu gözüme anlamıyordum ama bir yandan da içim içimi yiyordu onu görmek için.

"Olur" dümdüz sesiyle onayladıktan sonra salondan çıktı.  Hep böyle kaçacak mıydı gerçekten? Sahi yanımda kalabilmesi için ne yapabilirdim ki? O çocuk cıvıl cıvıldı hayat doluydu ben ise kibirli huysuz her şeyden şikayet eden sıkıcı biriydim benimle anlaşması bile mucizeydi.

Ah Tanrım neden bunları sorgulayıp duruyorum ki!? Banane ondan?

"Emir bey misafirleriniz geldi"

"İçeri Alın Beyza hanım"

Ceketimi çıkarıp koltuğun kenarına bıraktım. Az önceki düşünceler içimi huzursuz ediyordu gitmek bilmezken kendimi işe odaklasam daha iyi olacaktı..

"Merhaba efendim" herkese tek tek selam verme saçlamalığını es geçip kafa selamı verip mutfağa ilerledim. Can onlarla ilgilenirdi.

"Bana kahve yapar mısın?"

Mecburiyet |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin