Aksilikler ve dans gösterisi

557 41 25
                                    

"Emir bey" kafamı dosyadan kaldırdım zorla. Çok önemli davalarım vardı ve oyalanmaktan nefret ediyordum "Seray?" Sinirli bir ifadeyle ona döndüğümde gerginlikle alt dudağını ısırdı.

"Şey, telefonunuz kapalıymış kimse size ulaşamıyor-" sinirle soluklandım. Umarım bunun için, saatlerdir üstünde durduğum dosyadan alıkoymamıştır.

"Seray, bugün ki davalarımın ne kadar önemli olduğunu biliyorsun herhalde. Şu  an, Kimin beni aradığının bir önemi var mı sence?"

"Ama Emir bey, oğlunuz aradı-" hışımla yerimden kalktım bana korkuyla bakan kızı umursamadan odadan çıktım. Merdivenleri inerken, ne arabamın anahtarını ne telefonu aldığımı hatırladım. Can'ı kapının girişinde görünce yanına fırladım.

"Can arabanın anahtarlarını ver" Şaşkınlıkla bir şeyler söylese de duyamıyorum koluma girdi
"Bu halde araba sürmezsin" diyerek beni engelleyince mecburen arkasından gittim. Arabaya binince eve doğru sürmesini söyledim.

Yüreğimde koca bir korkuyla kaplı huzursuzluk vardı, oğlum henüz anasınıfına gidiyordu beni arayamazdı, üstelik Ekin telefon kullanmasına da asla izin vermezdi gerçekten ciddi bir Sorun vardı.

Şu an inanmadığım Tanrıya dualar ediyordum, tekrar o korkunç günlere dönmemek için, Tam Aile olmuşken, hayatta tutunmak için sebeblerimi bulmuşken kaybedemezdim olmazdı. Bu iki çocuk benim bütün hayatımdı.

"Geldik Abi" Can arabayı durdurunca kapıya uzanıp kendimi dışarı attım, arkamdan geliyordu bir şeyler mırıldanarak, ama şu an hiç bir şey algılayamıyordum. Kendimi bir an da kapıyı açarken buldum, inanın şu an zaman kavramı yoktu, gözlerim kararıyordu korkudan.

"Ekin, Dora! Nerdesiniz Güzellerim?" Çaresizce çatlayan sesim evde yankılanırken, beklediğim evden değil, arkamdan gelmişti.

"Emir" Arkamı döner dönmez, Ekin'in kolluklarla ayakta durduğunu fark ettim, ayağını mı kırmıştı?

"Baba, Anneme öyle bakacağını kucağına alsana. Doktor üstüne basmasın dedi" Bebeğimin masum tatlı sesiyle gülmek istesem de sadece kafa salladım. Sevgilimin yanına sokulup bacağına dikkat ederek kucakladım.

"Bahçeye oturalım bunaldım hastanede" Ekin'in huzursuz sesiyle bahçeye yöneldim. Can, Dora'yı kucaklamış övgü dolu sözleriyle şımartıyordu.

"İyi misin güzelim" koltuğa yatırdım, arkasına bir kaç tane yastık, ve bacağının altına da bir tane koydum.

"İyiyim" gülümsese de, buruk bir ifadeyle bakıyordu, en zor anında yanında olamadım, ve Dora kim bilir ne kadar korkmuş etkilenmiştir.

"Can, Dora sana resminde seni de çizdiği resimi göstersin mi?"

"Aa Evet Can amca, öğretmen Aile resmi çizin demişti, ben seni de ekledim, çünkü sen en sevdiğim amcamsın" 

"Amcan kurban hadi gel göster" onlar hoplaya zıplaya Giderken, ben koltuğun kenarına oturdum. Ekin'in tırnaklarını yollan parmaklarını, ellerimin arasına aldım.

"Sevgilim.. ben çok özür dilerim-"

"Ben sandalyeden düşüp yerde baygın yatarken, Dora beni öyle görüp korkmuş, başımda ağlamış komşular ağlama sesine gelmişler" kırgın sesiyle yeterince canımı acıtamazmış gibi, başlarına gelen o durumda yanlarında olamadığım gerçeği yüreğime yumruk yemişim gibi hissettiriyordu.

"Ekinim güzelim" Siyah tutarlarına uzandım, okşadım saçlarını, kendini kötü hissettiğinde bunu yapmamı isterdi.

"Emir yapma" elimi ittince hiç bir şey diyemedim zaten sonra Dora geldi huzursuz bedenlerimizin arasına neşesini saçarak .

Mecburiyet |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin