Cause they said the end is coming
Everyone's up to something
I find myself running home to your
Sweet nothings
Outside they're push and shoving
You're in the kitchen humming
All that you ever wanted from me was
... nothingDATE: June, 2011
PLACE: LOS ANGELESHer yara, bıçakla açılmaz. Bazen tek bir söz, koca yaşamın kıyısından iter seni. İpleri dolar boynuna. Sonunun gelmesini beklersin, kurtulmak istemek uzaktır. Kabulleniş başlar. Kabullenirsin ama vazgeçmek istemeyen tarafın onunla savaşmaya başlar. İki tarafın sonunda hep daha kötüler kazanır. Bitersin, kötülüğün altında ölürsün. Kanlar altında kalırsın ve bir bakmışsın bunun kraliçesi olmuşsun.
Yazdığım şeyi kenara bıraktım. Poker Face, Valse yani albümdeki sözsüz melodi, tutkuyla harmanlamaya çalışıp garip bir şey olduğunu düşündüğüm heaven, toxic ve best day of my life tamamen hazırdı. Sadece Only girl şarkım kayıt altına alınırken bazı problemler çıkıyor, yüksek noktalara bir türlü çıkamadan detone olup duruyordum.
Bu yorucuydu. Valse için 12 saat kayıt yapmıştık ama onda bile bu kadar yorulduğumu hatırlamıyordum. Sadece bayılacak gibiydim. Boğazım acıyor, ses tellerim birbirine girmiş gibi konuşma yetimin elimden alındığını hissediyordum. Ağlamama ramak kalmıştı. Buraya bayılabilirdim gerçekten.
"Rowena halıda yuvarlanma ve lütfen dön." Ekibimden Jennifer'ın sözüne kulak asmak yerine halının ucunu tutup kendimi dürüm yapacak şekilde kıvırdım. Ardı ardına yaptığım pff sesleri de onların moralini düşürüyordu biliyordum ama olmuyordu işte. "Bence bu işi yarına bırakalım çocuklar ne dersiniz?"
"Hayır. Kayıt şirketine teslim tarihimiz için verilen son gün yarın." Çığlık attım. "Neden ya? Nedennnn?" Jeremy gözlerini buradan bile belli olacak şekilde devirirken, elimi tutup kalkmama yardımcı olmuştu. Stüdyo kısmına geçip ayaklarımla yerde daireler çizdim ve kendi kendime hareket edip moralimi yükseltmek adına dans etmeye çalışıp çarpılma eylemini göstermemi aynadan seyrettim.
Olivia'nın talimatı ile başladım. Başlarda güzel gitti. Hatta sonlarına kadar Jeremy'nin yaptığı çok iyisin işaretini bile gördüm. Ama birden dikkatim dağıldı ve gülmeye başladım. Jennifer ve Jeremy aynı anda birbirine baktı. "Rowena ben 27 yaşında bir insanım ve saatlerdir seninle burada duruyorum. Neden? Sen işlerini ciddiye alma ve gül diye mi?"
Gülmelerim bunu duyar duymaz şiddetli ağlamalara döndü. Zaten Jeremy özürlerini sıralamaya başlamıştı bile. "Özür dilerim. Özür dilerim. Lanet olsun amacım bu değildi." Göz yaşlarımı Olivia'nın verdiği peçete ile sildim ve habersiz selfie çekmeye çalışan Jennifer'a bakarak ağlamalarım arasından verilebilecek en doğal gülümsemeyi vermeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐆𝐄𝐓𝐀𝐖𝐀𝐘 𝐂𝐀𝐑
FanfictionRowena Depp, Lori Anne Allison ve Johnny Depp'in bitmiş ilişkilerinden dünyaya geldiğinde hayatın gerçekten kötü olduğuna inandı. Ellerini attığı ilişkinin ölümüne, gözlerini çevirdiği evliliğin çöküntülerine denk gelmişti. Büyüleyici güzellikte ola...