YEAR: May, 2012
PLACE: New York, Staten Island-İnsan umut etmeye nerede başlar? Doğduğu anda mı, yoksa ölümün ince çizgileri arasında ölümsüz olmayı mı? Bence hayatı, hiç olmadığı kadar düzene girdiğinde ve tüm bu olanların gerçek olmasını istediğinde. Ben ise sadece bunlardan biriydim.
Hayatım, istemediğim kadar iyiydi. Beni riske atacak iki büyük rolde yer alıyor, yinede korkmadan yürüyebiliyordum. Uyumsuz, gittikçe ünlenen ve nirvanalarını yaşayan dönemlerindeydi. Sosyal medya alemi, bunun var olduğunu paylaşılan onca gönderiyle anlatıyordu. Kanıta gerek yoktu.
Korkuyordum. İnsanlar heyecanla bir kitap okurken, kafalarında bir Beatrice yaratırken filmde olan ben ya onlar tarafından sevilmezse? Böyle bir ihtimal vardı sonuçta. Kimse mükemmel değildi. Ben zaten hiç değildim. Başımı kuma gömüp deve kuşu olmak gibi bir şansım olsa, düşünmeden kullanırdım.
Çekimler yakın zamanda başlıyordu ve panik yapmadan geçen bir saniyem bile yoktu. Yaşım ötürü Marvel kostümümün dikilmesi uzun sürecekti. Marvel konusunda bir problemim yoktu ama Uyumsuz için oldukça kostüm değiştirmem gerekiyordu. Bu biraz beni yoracak gibiydi ama böyle bir rolde yer almak hep gurur duyduğum bir şey olacaktı. O yüzden önüme hangi zorluk çıkarsa çıksın göğüsleyecek gibi hissediyordum.
Şimdi ise kahverengi saçlarımın nasıl eski rengini aldığını izliyordum. Aynı sarılık, aynı renk ve aynı ben. Gerekli olan buydu. Neredeyse 6 aya yakındır kahverengiydim ve eski rengimi özlemiştim. "Sonunda kendim gibi hissediyorum. Tanrım! Güzelmiş."
"Sen sarışın olmak için doğmuşsun Rowena." Kuaförümün yaptığı yoruma karşılık gülümsedim. "Bende öyle düşünüyorum." Buklelerim özenle önüme koyulduğunda tebessüm ettim. Son buklem de maşadan geçince oturduğum yerden kalkıp belimi kütlettim.
Ricci'de benimle birlikte ayağa kalktığında, yanına yürüdüm. Ellerini saç diplerime koyup ufak ufak ovduğunda gözlerimi kaydırıp sahte bir aşırı rahatlama hali verdim. Video çekildiğini ve kuaföre güzel reklam olacağını bildiğimden, yorumsuz kalıp işlerini bitirdiklerinde kahkaha attım. Stajyer olduğunu tahmin ettiğim genç bir kızın elinden çantamı aldım.
Saçlarımı bana yapmamalarını söylemelerine rağmen öbür tarafa aldım. Sırıtıp dışarıya doğru ilerledim. Aikidodan kuaföre geldiğim için spor kıyafetlerimle magazincilere bakıp arabama bindim. Aslında doğum günümdeki rezillikten sonra onlara karşı belki daha tavırlı olmalıydım ama çokta umursadığım söylenemezdi.
Bulunduğum dünya karanlıktı ve ben bu dünyada parlayan yeni bir ışık, belki de avdım. Diğerleri ise avını yakalamayı ümit eden avcılar dışında bir şey değildi. Çantamdan not defterimi çıkartıp kucağıma bıraktım. Kenardaki imza kalemimi de alıp programıma baktım.
Bugün Uyumsuz filminin açılış seti vardı ve benim de orada olmam gerekiyordu. Başka bir işim baktığım kadarıyla yoktu. Gaza basıp telefonumdan adrese baktım. Aynı zamanda oyunculara bakıyordum. Zoë Kravitz'in vardı! Zoë benim küçüklük arkadaşımdı. Theo James ile Karanlıklar ülkesi serisinin mini galasında tanışmıştık.
Bu yaklaşık 20 gün öncesine tekamül ediyordu. Oldukça hoş biriydi. Herhangi kaba tavrını görmemiştim. Ve kendisiyle biraz daha sohbet edebilme şansını elde ettiğim için mutluydum. İnsan tanımak için can atan tarafımın olmasına bayılıyordum. Ne kadar çok insanı tanırsam, dünyamın öyle şekilleneceğini küçüklüğümden beri bilerek büyümüştüm.
Babamın söylediğine göre, zaten onu bunca üne götüren şeyde tanıyabildiği tanışabildiği herkesle bağlantı kurmasıydı. Babam gerçekten zeki bir adamdı, yeri geldiği zaman manipülatif tarafı vardı ama bu sadece onun zekasının ne kadar keskin ve tehlikeli olduğunu gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐆𝐄𝐓𝐀𝐖𝐀𝐘 𝐂𝐀𝐑
FanfictionRowena Depp, Lori Anne Allison ve Johnny Depp'in bitmiş ilişkilerinden dünyaya geldiğinde hayatın gerçekten kötü olduğuna inandı. Ellerini attığı ilişkinin ölümüne, gözlerini çevirdiği evliliğin çöküntülerine denk gelmişti. Büyüleyici güzellikte ola...