𝐒𝐇𝐎𝐎𝐓 𝐓𝐇𝐄 𝐓𝐇𝐑𝐈̇𝐋𝐋

364 35 68
                                    

YEAR: June, 2012
PLACE: NEW YORK-CALİFORNİA

Genç adam, çalıştığı yere gelip her zaman oturduğu yere doğru gitmeye hazırlanırken panik içinde yanına gelen asistanına bakıp yürümeye devam etti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Genç adam, çalıştığı yere gelip her zaman oturduğu yere doğru gitmeye hazırlanırken panik içinde yanına gelen asistanına bakıp yürümeye devam etti. "Bay Cavill." Henry kendisine dönüp dinliyorum der gibi baktı. "Efendim bu çiçek size gelmiş." Kızın elinde yeni fark ettiği bir demet çiçek vardı. Garip olan şuydu ki bu kuru bir gül ya da yapma çiçekleri andıran sıradan bir çiçek değildi.

Koca bir şakayık demetiydi. Henry beyaz yaprakları narince okşayıp içindeki küçük kartı aldı. Bunu yapabileceğini düşündüğü kimse yoktu, kimin kendisine çiçek gönderdiğini merak ediyordu. O yüzden çiçeğin içindeki notu merakla okudu.

"Sadece kızlara jest yapılır tabusunu yıkmak istedim. Umarım beğenirsin, ha şakayık konusunda ise söylemem gerek. Şakayık şefkat ve mahcubiyeti temsil eder. Bana o günkü yardımın için teşekkür eder, kötü görüntüleri gördüğün için mahcubiyetimi dile getiririm. R.M.D"

Henry ağzı kulaklarına varıncaya kadar sırıtmaya başladı. Çok hoştu. Rowena'nın öyle bir enerjsi vardı ki. Çoğu çiçeklerden daha güzel, narin ve kibar bir çiçekti bu. Varlığı imkansız olanlardan. Asistanın elinden çiçek demetini alıp arabasına ilerledi. Mavi gözleri aldığı hediyeyle ışıl ışıl parlıyordu. Aynı zamanda böyle bir şeyi beklemediğinden, ayrıca mutlu olmuş hissediyordu. Sanki küçük bir çocuğun annesine yaptığı şeyi göstermesi kadar saf ve dolu doluydu.

Arabasına ilerleyip çiçekleri yan koltuğuna bıraktı. Kaputtaki telefonunu alıp yönetmenini arayarak yarım saat kadar izin istedi. Rowena ile görüşeceğinden değildi mesele. Sadece bu güzel çiçekleri uzun süre muhafaza etmek istiyordu ve bu sıcak havada narin çiçeklerden istenilebilecek son şeydi. Eve gidip gerekli koşulları sağlayacaktı.

Kurduğum ekip, vızır vızır çalışırken onları izlemek kendimi tembelmişim gibi hissetiriyordu ama buna alışmam gerekiyordu. Her şeyi tek başıma halletmemem gerekiyordu, kariyerim için bu doğru bir hareket değildi. Yapmam gerekenleri yapmalı, diğerlerine uyum sağlayıp sabrederek gecenin sonunda müzik arasında kendimi kaybederek sabrımın mükafatını almalıydım.

𝐆𝐄𝐓𝐀𝐖𝐀𝐘 𝐂𝐀𝐑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin