Gözlerime kadar çektiğim kapüşon ve maske sayesinde yüzümün büyük bir kısmı kapalıydı.Karanlık olması da benden yanaydı.Komiser Seonghwa bana bir adım attı.
"Yüzünü aç."
Havaya kaldırdığım ellerim titremeye başladı.Ani gelen baş ağrısı ellerimle kafamı tutup yere düşmeme sebep oldu.
Komiser elindeki silahla yaklaştığında bir avucumla yerdeki topraktan alıp elimi tekrar başıma götürdüm.Aklıma gelen tek şey buydu.Bana biraz daha yaklaşmasını bekledim.
"Ayağa kalk!"
Bir an durup ona baktım.Silah tutan eline tekme attığımda istediğim olmuştu,silahı uzak bir yere uçtu.Elimdeki toprağı gözlerine atıp ayağa kalktım.
"Seni şerefsiz-"
Ellerini gözlerine götürdüğünde fırsat vermeden onu ittim.Yere düştüğünde koşmaya başladım.Ara sıra arkama baktım,görünmüyordu.Karnımda hissettiğim ağrıyla elimi karnıma götürdüm,fena bir ağrı hissediyordum.
Bu karanlıkta silahını bulamazdı.Bulmak için zaman harcayacağını da zannetmiyordum.Tekrar arkama baktığımda onun da koştuğunu gördüm.
Şu an yaptıklarıma inanamıyordum ama hatırlamadığım şeylerin cezasını da çekmek istemiyordum.
Aramızda mesafe olsa da yaralı olmam beni biraz zorlamaya başladı.Ormanın girişine olabildiğince koşarak etrafa bakındım,hiçbir araba yoktu.Yolun karşısına geçip ağaçların arasında bekledim.
Komiseri izlemeye başladım.Bir gözü tam olarak açık olsa da diğeri için hala eliyle çabalıyordu.Kaşlarını çatıp geri döndüğünde ağaçların içinde sessizce yürüyerek ana yola çıktım.Taksi gördüğümde durdurup kendimi zorlukla içine attım.
---
Hastaneye geldiğimde kıyafeti bıraktığım malzeme odasına girdim.Maskeyi ve üzerimdekileri çıkardığımda karnımdaki bandajda kan lekeleri olduğunu gördüm.
Malzemeleri kurcalayıp bandaj bulduğumda karnımdakini yavaşça çıkardım.Kanayan kısımları bulduğum bezle silip temiz bandajı yapıştırdım.
Hastane kıyafetini giyip kıyafetlerle beraber odama ilerledim.Koridor neredeyse sessizdi.İçeri girdiğimde Hoseok'un hala olmadığını gördüm.
Kapüşon,pantolon,ayakkabı ve ceketteki toprakları tuvalete girip klozetin içine döktüm.Sifonu çekip odaya dönerek aldıklarımı nasıl bulduysam öyle yerleştirdim.Hepsi temiz görünüyordu.
Yatağıma yürüyüp hissettiğim ağrıyla uzandım.Örtüyü üzerime örttüm ve yarı açık gözlerimi kapattım.
---
Saçlarımdaki eli hissettiğimde gözlerimi yavaş yavaş açtım.Gördüğüm kişiyle yüzümü gülümseme kapladı.Hoseok saçlarımı okşuyordu.
Gülümsememe karşılık verdi.Diğer eliyle elimi tutup kafasını yastığa yasladı.Ona dönüp saçlarını öptüm.
"Neredeydin?"
"Telefonum çalınca uyanmaman için dışarı çıktım.Jungkook kahve almış aşağıda onu içip sohbet ettik.Uyuduğun için biraz onunla vakit geçirdim."
Kafasını kaldırdı.
"İyisin değil mi?Ben yokken uyandın mı?"
"Bir ara gözlerimi açtım ama çok geçmeden uyudum."
Kafasını tekrar yastığa yasladı.Koltukta oturuyordu ve yana eğiliyordu.Sırtının tam olarak iyileşmediğine emindim.Yatakta yana kayarken elimi ağrıyan karnıma götürdüğümde ayağa kalktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wake me up | Sope
Fanfiction"Beni uyandır." "Anlamadım?" "Eğer uyursam,beni uyandır."