Sabah erkenden uyanmış, banyodaki işlerimi halletmiş, formalarımı giymiş kahvaltı sofrasına inerken abimin yanına uğrayıp dünkü olaydan bahsetmek istemiştim. Kapısına geldikten sonra kapısını çaldım.
"Gelin lütfen!" Dedi abim
"Geleyim bari."
"Sen miydin güzelim? Gel."
"Benim. Abi seninle bir şey konuşmak istiyorum."
"Dinliyorum?" Dedikten sonra gidip yatağına otururken abim de okul formasının üstünü giyiyordu.
"Dün yemeğe inerken biri bana mesaj attı."
"Kim?"
"Bilmiyorum abi. Yabancı bir numara."
"Ee ne yazmış?" Diye sorunca, mesajı gösterdim.
"Ana bero, hayranın var kız!"
"Ya abi ciddi misin şu an? Ben bağırcan 'bu kim lan', 'hayırdır sana yazıyor.' Falan diyeceksin sanıyordum." Dedikten sonra abim yanıma oturdu. Elimin üzerine elini koydu.
"Bak abiciğim, benim güvenim sana tam. Ve artık büyüyorsun ben senin üzerine gelirsem iş daha kötüye gider. Başımızı öne eğecek bir şey yapmazsın sen. Ama tabii yazan kişi kim çıkarsa çıksın benden güzel bir dayak yiyecek o ayrı." Dedi ve gülünce bende güldüm,sonra abime sarıldım.
"Seni çok seviyorum abi. İyi ki benim abimsin." Dedikten sonra yanaklarını öptüm.
"Tamam şımarma. Kalk okula geç kalacağız."
İkimizde yataktan kalkıp mutfağa kadar yarış yapmıştık. Neden? Çünkü neden olmasın.
*********
Kahvaltılarımızı yapmış, okula gelmiştik. Okulun önünde durmuş benim inmemi beklerken korumlarımdan bir şey rica ettim."Ya beyler sizden bir şey isteyebilir miyim?"
"Her zaman!" Dedi Arel
"Ya Arel bana yabancı bir numara yazdı. Onun kim olduğunu bulabilir miyiz?"
"Tabi efendim. Verin siz numarayı." Dedikten sonra hemen numarayı verdim ve ekledim.
"Bu arada bu aramızda kalacak. Bir tek abim biliyor,başka kimse bilmeyecek. Anlaştık mı?" Dedikten sonra hepsi kafa hareketiyle onayladılar. Arabadan inip abimlerin yanına gittim, sonra Özgür'ler gelip dünkü mevzuyu sorunca anlatmak zorunda kaldım. Hepsi dün ki gibi beni tebrik etti. Anlamıyorum bu kızdan gerçekten bu kadar korkuyorlar mıydı? Niye kimse karşı çıkmamıştı ki, bunlara hiç kafa yormak istemediğimi anlayınca hep beraber sınıflarımıza dağıldık. Bugün ilk dersimiz Türkçe'ydi. En az matematik dersi kadar Türkçe'yi de severdim.
"Evet çocuklar. Küçük prens'i okuyan var mı?" Diye sordu hoca. Hemen elimi kaldırdım çünkü küçük prens'i defalarca okumuştum. Kafamı etrafa çevirdiğimde benimle beraber bir çocuk daha kaldırmıştı elini.
"Sen yeni öğrenci misin kızım?" Diye sordu
"Evet hocam." Diye cevap verdim
"Yoksa şu dünkü matematik dersinde harikalar yaratan sen misin?" Harikalar ve sen? Muhteşem ikili diye iç sesimi susturdum. Ama tabi şaşırmadım da değil, benden gerçekten böyle mi bahsediyorlar?
"Beni böyle tanımlamanız gerçekten hoş ama harikalar yaratmadım hocam. Sadece bana kolay gelen bir soruyu yanıtladım o kadar. Abartılacak bir şey yok." Demem hocanın hoşuna gitmiş olacak ki kafa salladı ve devam etti.
"İsmin neydi kızım senin?"
"Beren hocam."
"Bende Canan. Bak berenciğim, harikalar yarattın diyoruz çünkü, bu okuldaki öğrencilerin durumu biraz vahim. Her ne kadar özel bir okulda olsa çoğu öğrencinin dersleri kötü ve ailelerin paraları ile sınıf geçiyor. Biz alışık değiliz burda zeki öğrencilere, ve bir anda gelip bütün öğretmen arkadaşlarımın göz bebeği olmuşsun. Bravo kızım sana, ilk günde bunu başarmış olman çok güzel. Mütevazı olmanda ayrıca güzel."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat
Novela JuvenilBeren'nin orta gelirli bir ailesi vardı. Ta ki o güne kadar, yıllardır bir amcası olduğunu ama babasıyla amcasının görüşmediklerini biliyordu. Amcasının hakkında bildiği tek şey adıydı. Ve birde gelen o mesaj... 0507*******; Ne demiş Cemal Süreya? A...