Geçmiş.
Neden geçmiş denir ki ona? Herkes için arkada kaldığı için mi? Unutulduğu için mi? Ya unutamayanlar? Geçmişin izlerinden hiç kurtulamayanlar? Onlar ne yaparlar?
Ben gibi saatlerce kaldırımda otururlar.
Midenin bulantısı zamanla yatışmıştı. Ama hala o kadının tenine değen dudaklarım köz gibi yanıyordu. İşi batırmamak ve adımın önüne daha fazla gay etiketi takmamak adına yapmıştım bunu. Çünkü çevredeki insanların yanımda kadın görmeyince ve kadınlara olan tavrımı fark edince gay damgası yapıştırması bazen sinirimi bozuyordu.
Hatta bazı organizasyon gecelerinde Ela ile sevgili gibi ortamlara gidiyorduk. Sırf bana biri gay demesin diye. Sakin biri gibi görünsem de böyle durumlarda sakin kalamıyordum ve sonuçları bazen katlanılmaz oluyordu.
Eve geldiğimde ayaklarım yürümekten sızlıyordu. Yavaşça koltuğa attım kendimi. Akşam çoktan olmuştu. Ejder muhtemelen işe gitmişti. Ela zaten her zaman bizle kalmıyordu. Kendine ait bir dairesi vardı. Biz her ne kadar bizimle kalmasını istesek de o kendi düzenini kurmayı tercih etmişti. Ama birbirimizden gizlimiz saklımız olmadığı için her iki dairenin de anahtarları birbirimizde vardı.
Sıcak bir duş almanın bana iyi geleceğini düşünüp kalktım ve kendimi banyoya attım.
Banyodan çıktığımda salondan gelen tıkırtıları duydum. Ela gelmiş olmalı diye düşünerek salona ilerledim. Ancak salona girdigimde kimse yoktu. Bu durum kaşlarımı çatmama neden oldu. Ses duyduğuma emindim. Fare falan mı girmişti acaba?
Bir tıkırtı daha duymamla birlikte koltuğun arkasına bakmak için ilerledim. Bu tıkırtı fare falan olamazdı.
Koltuğun arkasına baktığımda gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Bana korkulu gözlerle bakan kişiye karşılık kaşlarım istemsizce çatıldı.
"Sen de kimsin?"
Koltuğun ardından kalkmadı, bir cevap da vermedi. Şaşkınlığım git gide artarken tekrar dudaklarımı araladım. "Nasıl girdin buraya ve ne amaçla geldin?"
Hala cevap vermeyince sinirlenmeye başladığımı fark ettim. Ama sakin olmalıydım. Sakin ol Aytunç. Sakin ol.
"Kalk ordan," sesimin keskin bir bıçak gibi çıkmasını önemsemedim.
Kız korku dolu yeşil gözlerini benden çekip yavaşça ayağa kalktı. Ne yapacağını bilemeyen bir hali vardı ve titriyordu. Henüz küçük olduğunu yeni fark ediyordum. Reşit bile olmayabilirdi. Üzerindeki alelacele geçirilmiş olduğu belli olan kıyafetlere baktım. Dar bir şort ve üzerinde birkaç beden büyük bir tişört.
Kimdi bu kız ve burada ne işi vardı?
Daha fazla korkmamasi için ondan uzaklaşıp koltuğa oturdum. Karşımda dikilmeye devam edince, elimle yakınında olan tekli koltuğu işaret ettim ve sesimin sakin çıkmasına özen gösterdim. "Otur."
Dediğime bir robot gibi uyarak yavaşça oturdu. Hala titredigini oynadığı parmaklarından fark ettim.
"Kimsin sen? Adın ne?"
"Ayla."
Sesi fısıltı gibi çıktığı için odada zor duyuluyordu. Demek adı Alya idi. Sarı saçları birbirine girmişti. Nerden geliyordu bu kız böyle? Neden benim evime girmişti?
"Neden buradasın Ayla?"
Soruma karşılık ürkek bakışlarını yüzüme çevirdi. Zorlukla yutkundu ve kurumuş dudaklarını araladı. "Bana yardım et."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYTUNÇ +18
Teen FictionYıllar önce yaşadığı travmadan dolayı kadınlara dokunmaktan tiksinen Aytunç. Cinsellikten nefret etmesine yol açan olaylarla karşılaşan küçük bir kız Ayla. Kleptamani hastalığı başına bela olan Ela. Geçmişini bir sır gibi saklayan Ejder. Bu bir aşk...